"تفزع" - Translation from Arabic to Turkish

    • Panik
        
    • korkma
        
    • paniğe
        
    • Telaş
        
    • kafayı
        
    • korkutmak
        
    • Sakin
        
    • Telaşlanma
        
    • paniklemeyin
        
    Unutma, kaymaya başlarsan Panik yapma ve kaydığın yöne çevir. Open Subtitles وفقط تذكر ان بدءت الهبوط لا تفزع وحولها الى تزلج
    Yani aslında, bir örümcek ağına yakalanırsanız, Panik yapmanıza ve mağara adamı tepkilerinize gerek yok. TED لذلك في الحقيقة، المرة القادمة عندما تسير في شبكة عناكب، لا داعي أن تفزع وتذهب مع ردة فعلك البدائية.
    Tamam, Panik yok. Çok uzağa gitmiş olamaz. Kolları yok. Open Subtitles حسن ، لا تفزع ، لم تبتعد ، هي لا تملك ذراعان
    Tamam, baba, korkma tüm gerçekleri kadar, ama korkunç bir şey oldu! Open Subtitles حسناً، أبي، لا تفزع حتى ،تكون لدينا كل الحقائق كل شيئاً مروعاً قد حدث.
    - paniğe kapılmayın. Morse hiçbir yere gitmiyor. Hemen döneceğim. Open Subtitles ادوارد لا يمكن ان تختفي الان نحن منغمسين في هذا الوضع لا تفزع يا قيليب
    - Telaş yapmayacağına da söz ver. Open Subtitles اريدك ان توعدني بانك لأن تفزع موافق
    Sana bu yüzden söylemek istemedim. Çünkü şu anki gibi kafayı yemeni istemiyordum. Open Subtitles لهذا لم أرد إخبارك لأنني لم أرد أن تفزع كالآن
    Ayrıca, gözünü korkutmak istemem ama senden hoşlanıyorum. Open Subtitles وأيضًا , حاول ألا تفزع بشأن هذا لكنني معجبةٌ بك.
    Pekâlâ, teşekkürler. Sen burada kal, Panik yapma. Open Subtitles حسنٌ، شكراً, أنت فقط . إبقى هنا و لا تفزع
    Panik yapma ve bu şeyin ne olduğunu çözene kadar başka kablo kesme. Open Subtitles لا تفزع. ولا تقطع أى أسلاك حتى نكتشف الأمر
    Panik yapma, eve varıncaya kadar yanından ayrılmayacağım. Open Subtitles لا تفزع سنظل سويا حتي نصل لمنزلك قالت ان نبقي معا
    Bu arada, sakın Panik olma ama hisselerimiz bugün biraz düşebilir. Open Subtitles على فكرة, لا تفزع. سهمنا قد ينخفض قليلا الليلة
    Panik yapma, en azından ilk aşamasına yakalanmışsın. Open Subtitles لا تفزع , على الاقل لحقت به في مراحله الاولى
    Kuzu bıçağı görürse Panik yapar. O Panik de etine süzülür onu karartır ve tadını bozar. Open Subtitles لو رأت النعجة السكين، تفزع يتسرب الفزع للحمها فيغمقه ويفسد طعمه.
    Söylemek istediğim şeyi söylediğimde, Panik yapma yeter. - Ne oldu? Open Subtitles فقط لا تفزع عندما أخبرك بما أنا سوف أخبرك به
    Saki ol. Panik yapma. Open Subtitles اهدأ , لا تفزع ماذا يقول الكتاب ؟
    Panik yapmayın. Panik yapmayın. Onunla ben konuşurum. Open Subtitles لا داعي لأن تفزع ، دعني أتعامل معه
    Panik yapma. Acaba pastırma günü mü? Open Subtitles الآن لا تفزع ، أهو يوم اللحم؟
    Sakın korkma, tamam mı? Open Subtitles لقد نالوا من المُولدات لا تفزع ، حسناً ؟
    Çok derindeyiz. - paniğe kapılmayın. Morse hiçbir yere gitmiyor. Open Subtitles ادوارد لا يمكن ان تختفي الان نحن منغمسين في هذا الوضع لا تفزع يا قيليب
    Sorun değil, Telaş yapma. Hallederiz. Open Subtitles لابأس,لا تفزع من ذلك سنحل الأمر
    Sırrını ona açıkladıktan sonra neyse ki kafayı yiyip bizi barodan kovdurmadı. Open Subtitles ‏بعد أن بحت لها بسرك،‏ ‏‏من حسن الحظ أنها لم تفزع ‏وتتسبب بإيقافنا عن المحاماة. ‏
    Kesinlikle gerekli olana kadar seni korkutmak istemedik. Open Subtitles لم نردك أن تفزع إلى أن يكون الأمر ضروريا للغاية
    Sakin ol, Jack. Onlarda sorun yok. Onlar iyi adamlar. Open Subtitles لا تفزع " جاك " لا بأس بهم إنهم رجال خيرون
    - Tanrım, Bill, kim var yanında? - Telaşlanma. Bu bir dost. Open Subtitles (ياللهول , أيوجد عندك أحد يا (بيل - لا تفزع , انه صديق -
    Ve derler ki, yangın sırasında ne olursa olsun paniklemeyin. Open Subtitles يقولون لك دوماً ألا تفزع في حال الحريق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more