"تفسدي" - Translation from Arabic to Turkish

    • mahvetme
        
    • berbat
        
    • mahvetmedin
        
    • batırma
        
    • bozasın
        
    • kaçırma
        
    • Mahvetmene
        
    • mahvetmeyeceksin
        
    • mahvedemeyeceksin
        
    • eline yüzüne bulaştırmazsan
        
    Sadece, lütfen herşeyi mahvetme. Sadece hayatımdan defol git, benim yaptığım gibi. Open Subtitles لذا أرجوكِ، لا تفسدي كل شيء أخرجي من حياتي كي أستمر.
    Ama unutma, eğer senin işler yolunda gitmezse annenin gecesini mahvetme. Open Subtitles لكن تذكري، إذا لم تجري لكِ الأمور كما تشتهين، لا تفسدي ليلة أمك.
    İşte bu dalga senin. berbat etme. Open Subtitles هذه القادمة لك ولا تفسدي الأمر أو لن أساعدك بعد الآن
    Ama, o zamana kadar lütfen gecemi berbat etme. Open Subtitles لكن، حتى ذلك الحين. أرجؤكي لا تفسدي ليلتي
    Hayır hayır kuzen, mahvetmedin. Sen bir yıldızsın. Sen bir yıldızsın. Open Subtitles لا لا يا ابنة عمي أنت تعرفين أنت لم تفسدي أي شيء أنت نجمة
    İnanmadığın bir savaşa katılmak için geri dönüp buradaki hayatını mahvetme. Open Subtitles لا تفسدي هذا بالهروب عائدة لتقاتلي من أجل شيء لا تؤمنين به حتى
    Görüşümü mahvetme! Bay Van Houten. Open Subtitles لا تفسدي علي عيد الظهور هاي, سيد فان هاتن
    - Anne gecemi mahvetme. - Bunu neden denemiyorsun? Open Subtitles أمّي، لا تفسدي ليلتي- لمَ لا تجرّبي هذه؟
    Bunu benim için mahvetme, olur mu? Open Subtitles لا تفسدي الأمر من أجلي , موافقة ؟
    Bencil isteklerinle anı mahvetme. Open Subtitles لا تفسدي هذا اللحظة بأحتياجاتك الأنانية
    - berbat etme. - Baskı yapmasana kızım! Open Subtitles لا تفسدي الأمر, لا ضغط أو ما شابه, أيتها الفتاة
    berbat etme. Baskı yapmasana, kızım! Open Subtitles لا تفسدي الأمر، لا ضغط أو ما شابه، أيتها الفتاة
    Lütfen her şey bitmişken, kimse de bilmiyorken her şeyi berbat etme. Open Subtitles أرجوكِ لا تفسدي ذلك، خصوصا أن الأمر قد إنتهىولاأحديعرف.
    Lisedeki son birkaç haftamı mahvetmedin. Open Subtitles لم تفسدي آخِر أسابغي في المدرسة الثانوية
    Öncelikli olarak, hiçbir şeyi mahvetmedin. Open Subtitles حسناً, قبل كل شي, أنتي لم تفسدي شيئاً
    Sen hiçbir şeyi mahvetmedin. Open Subtitles أنت لم تفسدي أي شئ.
    Hayatın boyunca bu duruma gelmek için çalıştın, sakın batırma bunu. Open Subtitles لقد كرّست حياتكِ من أجل الوصول إلى هنا لذَ لا تفسدي الأمور
    O haberi yazıp da neden eğlenceyi bozasın, değil mi? Open Subtitles الآن، لماذا تريدين أن تفسدي المرح بكتابة المقالة ؟
    Yüz yıldan fazla beklediniz. Bunu şimdi kaçırma, onların gitmesine izin ver. Open Subtitles لقد إنتظرتم مائة عام لا تفسدي الأمر الآن , دعيهم
    Sadece her şey bitmeden önce bu işi Mahvetmene izin veremem. Open Subtitles لكن لا يمكنني جعلك تفسدي الأمر بعد كل ما فعلته
    Bunu mahvetmeyeceksin! Open Subtitles لن تفسدي هذا! إقتربنا جداً من خطّ النهاية!
    Hayır bu bayanın öğlen tatilini mahvedemeyeceksin. Open Subtitles ''(اتصال من (تيس ميرسير'' كلا، لن تفسدي عليّ خروجي من العمل للراحة
    Eğer eline yüzüne bulaştırmazsan haylazlık ve sevimli şeyler listeme yazarım. Open Subtitles وإذا لم تفسدي ذلك فسأدون ذلك في قائمة عن اللطفاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more