Ben buna aldırmıyorum çünkü bu sapı samandan ayırıyor ve hangi insanın özgün ve gerçek olduğunu anlayabiliyorum böylece arkadaş olarak bu insanları seçebiliyorum. | TED | لكن لا بأس بذلك بالنسبة لي، لأنها تفصل ذوي القدرة عمن سواهم وأستطيع أن أجد الاشخاص الغير مزيفين والصادقين وأستطيع اختيار هؤلاء الأشخاص كأصدقاء. |
Buna karşın, modern bir tarikat, üyelerini diğerlerinden ayrı tutar. | TED | لكن المفارقة أن الطوائف الحديثة تفصل أعضاءها عن الآخرين. |
Şimdi, bu duygusal farklılığın her konuştuğunuzda geleceği şu andan ayırmaya sinsice sizi zorladığını farz edelim. | TED | لنفترض أنّ هذا الاختلاف الجوهريّ يجعلك تفصل الحاضر عن المستقبل ببراعة كلّ مرّة تتكلّم فيها. |
Zaten hastanın sorunlarını kendi sorunlarından ayırmayı öğreniyorsun. | Open Subtitles | بأي حال انت تتعلم كيف تفصل مرضاك عن حياتك |
Noktalı virgül bazı şeyleri birbirinden ayırır fakat ayrıca bağlantı da kurar. | TED | الفاصلة المنقوطة تفصل الأشياء، ولكنها أيضاً تبني روابط. |
Ayrıca gerçeği yorumdan ayırmak da çok önemlidir. | TED | من المهم أيضًا أن تفصل ما بين الحقيقة والرأي. |
Benim ve Tamarack Gölü arasında 21 km. boyunca uzanan büyük dağlar vardı. | Open Subtitles | ذهبت 13 ميلا عبر الجبال القاسية والتى تفصل بينى و بين بحيرة تماراك |
Bu nedenle her dinde yer alan aşırılık ile o dinin doğrularını ayırmanız gerekiyor. | Open Subtitles | لذا عليك أن تفصل التعصب فكل دين له متعصبين من واقع وحقيقة هذا العقيدة |
Yani kişinin yetiştiği ve halen içinde yaşadığı böylece devam eden bu yaşam döngüsünü o kişinin nörolojik işlevlerinden ayıramazsınız. | Open Subtitles | ثم بشخصيات أخرى هامّة في حياتنا ثمّ ثالثاً بمحيطنا الثّقافي عمومًا. حيث لا يمكنك أن تفصل |
Kum firtinasi geliyor Tam onlarla bizim aramizda | Open Subtitles | هـناك عاصفة رملية تفصل بيننا وبينهم هـناك |
Böylece, hayatımı insanları birbirinden ayıran bu duvarları yıkmaya adadım. | TED | وبالتالي، قررت أن أكرس حياتي لهدم الجدران التي تفصل الناس. |
Bu iki arabayı sadece santimler ayırıyor. | Open Subtitles | فقط عدة بوصات تفصل بين هاتين السيارتين |
Ama kadın kendini ortaklarından ayırıyor. | Open Subtitles | لكن المرأة تفصل نفسها عن شركائها |
- Üstünde adınızla başarıya ulaşırsa, partinizde başkanlık için yarışan herkesten ayrı bir yer edinirsiniz. | Open Subtitles | اذا نجحت سيكون اسمك عليها هذا نصر عظيم وبهذا تسطيع ان تفصل نفسك عن المجموعة من حزبك و تريد ان تصبح رئيسا |
Kendini eylemlerinden ayrı tutmaya çalışıyor gibi. | Open Subtitles | يشير الى انها تحاول ان تفصل نفسها عن أفعالها |
İnsanlar sosyal varlıklar. Onları tek bir alanda tutmaya veya ayırmaya çalıştığınızda direnirler. | TED | إن البشر حيوانات اجتماعية، فهُم يقاومون حين تحاول أن تقيد حركتهم وحين تحاول أن تفصل بينهم. |
Seksi, samimiyet ve dürüstlükten ayırmaya kalkarsanız sonuç daima hüsran olur. | Open Subtitles | عندما تحاول ان تفصل الجنس عن الحميمية والاخلاص سيمضي بشكل خاطئ دائما |
* Dene, dene birbirinden ayırmayı dene * | Open Subtitles | حاول، حاول، حاول* *أن تفصل بينهما |
* Dene, dene birbirinden ayırmayı dene * | Open Subtitles | حاول، حاول، حاول* *أن تفصل بينهما |
Buz hız değişimleri dalgalarını biraz farklı yönlere göndererek renkleri birbirinden ayırır. | Open Subtitles | تغيرات السرعة هذه تفصل الألوان عن بعضها طاردة موجاتها |
Bir öğretmen olarak mizacın ile dersi ayırmak senin görevin. | Open Subtitles | كيف يفترض بي أن أعرف ذلك ؟ كمدرس فمن واجبك أن تفصل خواصك الشخصية عن موضوع الدرس |
Bu noktada, Afrika'yla Arabistan arasında sadece 30 kilometre vardır. | Open Subtitles | في هذه النقطة 30 ك.م تفصل أفريقيا عن شبه الجزيرة |
Difüzyon... 235'ten 238'i ayırmanız gerekiyor. | Open Subtitles | الإنتشار. يجب أن تفصل الـ235 من الـ238. |
Tersi de doğrudur. Demek istediğim, onları ayıramazsınız. | Open Subtitles | أعنى أنك لا تستطيع أن تفصل بينهما أعنى |
Tuzaga düstüler iletisimleri kesildi, kum firtinasi onlarla bizim aramizda | Open Subtitles | لقـَد وقعوا بكميـن سيدي، عاصفة تفصل بيننا وبينهـُم |
Onlar yüzme havuzu, içle dışı birbirinden ayıran duvarlar, manzarayı çerçeveleyen pencereler, binanın süsü; onlar bu evin ruhunun ta kendisi. | TED | فهي تشكل مسبحاً أيضاً، كما أنها الجدران التي تفصل الجزء الخارجي عن الداخلي، وكذلك تشكل النوافذ التي تؤطر المشهد الخارجي، وهي التشطيبات أيضاً، وأخيراً هي روح المنزل. |