"Zapper" la zaman geçirmektense hapiste oturmayı mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | تفضّلين القبوع في السجن عن قضاء أمسية واحدة معي؟ |
Mızmızlanma. Burada olmayı tercih edersin sen. | Open Subtitles | كفي عن التذمر، أنت تفضّلين التواجد هنا وأنت تعرفين ذلك |
Hayır, sadece ben buraya taşınmadan önce, sen sadece kendine yalan söylüyordun. Ve bununla yetiniyordun. İnsanların sana karşı dürüst olmasındansa senden korkmasını tercih ediyorsun. | Open Subtitles | كلا, قبل أن آتي لهذا المكان, كنتِ تكذبين على نفسك, وتفلتين بهذا كنتِ تفضّلين أن يخافك الناس بدل أن يكونوا صادقين معك. |
Öyleyse hıçkırıkları yüzünden başka bir doktorun hastasını tedavi etmeyi benimle bir haftalık tatile çıkmaya tercih etmenden kaygılanmamalıyım. | Open Subtitles | إذاً فليس عليّ أن أقلق إذ أنك تفضّلين معالجةَ مريضٍ لا يخصّك من الفواق على الذهاب معي في عطلةٍ قضيتُ أسبوعاً أخطط لها |
Ne olsun isterdin? | Open Subtitles | ما الذي تفضّلين القيام به؟ |
Kızına öğretmenlik yapmak yerine, tuvaleti ovmayı mı tercih ediyorsun? | Open Subtitles | تفضّلين تنظيف المراحيض على تعليم ابنتكِ؟ |
Şimdi, bu ihtimallerden hangisini tercih edersiniz emin değilim. | Open Subtitles | و الآن ، لا أعلم أي احتمال من هذين تفضّلين أن يكون |
Bütün direk uçuşlar dolu ama üzerinde uğraşıyor tabi üç bağlantılı uçuş tercih etmiyorsan. | Open Subtitles | كل الرحلات المباشرة محجوزة، لكنها تحاول تمشية الأمور، مالم تكوني تفضّلين السفر لثلاث دول تباعًا. |
Tek başına olmak yerine bununla beraber yüzleşmemizi tercih etmez misin? | Open Subtitles | ألا تفضّلين أن نواجه هذا معاً على أن تواجهيه لوحدك؟ |
Sonuna kadar seninkini koruyacağımı sanmıştım. Bende bitmemiş olarak kalmayı tercih ettiğin şeklinde net bir izlenim bırakmıştın. | Open Subtitles | عندي انطباع بأنك تفضّلين البقاء غير منتهية. |
Başarılarının sadece senin olduğunu ve benim bunda hiç bir payım olmadığını düşünerek kendini kandırmayı tercih ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تفضّلين خداع نفسك بأن نجاحكِ حققتيه لوحدك من دون مساعدة أياً كان |
Şu an olduğun kızı bir zamanlar ki hâline tercih ediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تفضّلين شخصيّتكِ الحاليّة عمّا كنتِ قبلًا |
Tabii hayatini balik yemi dagiticisi olarak geçirmeyi tercih edersen baSka | Open Subtitles | إلّا إنْ كنتِ تفضّلين حياة موزّعة طعام الأسماك |
Tabii hayatını balık yemi dağıtıcısı olarak geçirmeyi tercih edersen başka | Open Subtitles | إلّا إنْ كنتِ تفضّلين حياة موزّعة طعام الأسماك |
Sana sormak istediğim birkaç soru var, ağzımı sıkı tutmamı tercih edersin diye düşündüm | Open Subtitles | لديّ بعض الأسئلة أردتُ أن أسألكِ إيّاها و اعتقدت أنّك قد تفضّلين لو كان الأمر سريّاً |
Başlamadan önce Doktor Hanım, size terapist olarak ben atandım ama kadın terapisti tercih edersen benim için sakıncası olmaz. | Open Subtitles | لكن قبل أن نبدأ , أيتّها الدكتورة لقد تم تعييني على حالتك و إن كنتِ تفضّلين طبيبة نفسية أنثى |
Birlikte izlemek varken tek başına mı izlemeyi tercih ediyorsun? | Open Subtitles | تفضّلين أن تشاهدينها وحدكِ بدلاً من مشاهدتها معي؟ |
- Sizi sıkça davet ettim ama genelde ana akım medyanın sevgi dolu kollarını tercih ediyorsunuz. | Open Subtitles | حسنا، لقد دعوتك مرات، لكن عادة تفضّلين الأسلحة اللطيفة لوسائل الإعلام الرئيسية |
Ah, anlıyorum tabii. Yanında binlercesiyle birlikte savaş alanında ölmesini tercih ediyorsun. | Open Subtitles | أفهمك، تفضّلين أن يموت في المعركة إلى جانب آلاف الآخرين |
Büyük enstrümanları tercih ediyorsun yani? | Open Subtitles | تفضّلين الآلات الكبيرة، أليس كذلك؟ |
- Ne yapmak isterdin? | Open Subtitles | ما الذي تفضّلين فعله؟ |