Bir şey söylemek, bir şey yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا تحتاج أن تقول شيئا ولا تحتاج ان تفعل شيئا |
Yani buraya gelip zamanımı harcamaktan başka bir şey yapmadın. | Open Subtitles | لذلك أنت لم تفعل شيئا هنا ما عدا تضيع وقتي. |
Hiç bir zaman senin böyle bir şey yapma zorunluluğu hissetmeni istemedim. | Open Subtitles | لم اقصد ابدا ان اجعلك تشعر ان عليك ان تفعل شيئا كهذا |
Ve bazen bu şekilde hızlıca bir şeyler yapmak isteyebilirsiniz. | TED | و هناك أوقات ربما تريد فيها أن تفعل شيئا بسرعة |
Onu buraya getirmemi istiyorsan, bir şey yapman gerekecek. | Open Subtitles | الأن اذا أردت مني أن أحضرها الى هنا. سيكون عليك أن تفعل شيئا. |
- Ben senden bir şey yapmanı istemedim. - İstedin. Yapmamı istedin. | Open Subtitles | لا أريدك أن تفعل شيئا نعم , أنت تريدين تريديني أن أفعلها |
Ofis hayatını bana zehir etmekten başka bir şey yapmıyorsun. | Open Subtitles | لم تفعل شيئا سوى جعل حياتي هنا غير سارة تماما |
Komik bir şeyler yapman gerek. Öyle durarak olmaz. | Open Subtitles | لابد ان تفعل شيئا مسليا لا ان تقف فقط هنا |
Ayrıca, benim için bir şey yapmak istediğini söylemiştin, değil mi? | Open Subtitles | والى جانب ذلك ، وقال كنت أردت أن تفعل شيئا بالنسبة لي ، أليس كذلك؟ |
Şimdi de sana ne kadar acı verse de korkunç bir şey yapmak zorundasın. | Open Subtitles | والان رغم ما يسببه من ألم يجب أن تفعل شيئا لايغتفر |
Tıpkı hiçbir şey yapmadığın o gün gibi. Hiçbir şey yapmadın. | Open Subtitles | .كذلك اليوم الذي لم تفعل فيه شيئا .أنت لم تفعل شيئا |
Konuşmaktan başka bir şey yapmadın ama söylediğin bir şey de yok. | Open Subtitles | لم تفعل شيئا سوى الكلام لكنك لا تقول شيئا |
- bir şey yapma sırası belki sendedir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لكي تفعل شيئا أظن أنك على حق |
Bu gerçekten büyük bir şey yapma fırsatım olabilir. | Open Subtitles | حسنا، هذا يمكن أن يكون فرصة أن تفعل شيئا كبيرا حقا. |
Burda durup suçlamada mı bulunmak istiyorsun yoksa bir şeyler yapmak istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد أن تقف هنا توجيه أصابع الاتهام، أم أنك تريد أن تفعل شيئا حيال ذلك ؟ |
Bekleyemem, hemen bir şey yapman gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا, انا لااستطيع الانتظار. اريدك ان تفعل شيئا الان. |
Benim için tek bir şey yapmanı istedim ve yapmıyorsun. | Open Subtitles | أنا أطلب منك أن تفعل شيئا واحدا بالنسبة لي ويمكنك، ر. |
Pekala, belki de bir yazar değilsindir. Niçin başka bir şey yapmıyorsun? | Open Subtitles | حسنا ربما انت لست كاتبا لماذا لا تفعل شيئا آخر؟ |
Yüzün çok dikkat çekiyor bir şeyler yapman gerek. | Open Subtitles | يفترض أن تفعل شيئا يجذب الإنتباه بعيدا عن وجهك |
İşini korumak istiyorsan Raees hakkında bir şeyler yap, Seth. | Open Subtitles | إذا كنت ترغب في إنقاذعملك يجب أن تفعل شيئا حيال "رئيس"، "يا سيث" |
Bir polis bir meslektaşına, hiç böyle bir şey yapar mı? | Open Subtitles | واحد شرطي إلى آخر، وأود أن تفعل شيئا من هذا القبيل؟ |
Size yalvarıyorum, Mary daha çok genç. Kurban edilmesini gerektirecek hiçbir şey yapmadı. | Open Subtitles | إننا نتوسل إليك، مارى صغيرة للغاية إنها لم تفعل شيئا يستحق التضحية بها |
Onu sıkıştırdığınızda, plazma, sıkıştırma hızından daha hızlı bir şekilde soğuyor. Yani, sıkıştırmaya çalışıyorsunuz, fakat plazma soğuyor da soğuyor, ve kesinlikle hiç bir şey yapmıyor. | TED | إذا حينما تضغط على هذا، تبرد البلازما أسرع من سرعة الضغط، لذا فأنت تحاول ضغطه، لكن البلازما تبرد وتبرد وتبرد وبعدها لا تفعل شيئا على الإطلاق. |
Ben de sadakaya muhtaç biriyim. Bir şeyler yapsan. | Open Subtitles | انا واحد الذي يحتاج الخيرية تفعل شيئا واحدا |
Köprü konusunda birşey yapman gerekmediğine emin misin? | Open Subtitles | ,إستمع ألا يجب أن تفعل شيئا بخصوص الجسر؟ |
O dokuz gündür kayıp ve siz hiçbir şey yapmadınız. | Open Subtitles | انها مفقودة لمدة تسعة أيام سخيفة وأنت لم تفعل شيئا |