Tüm macerayı kaçırıyorsun, dostum. | Open Subtitles | إنّكَ تفوّت المغامرة بأسرها يا صاح. |
Şu anda da bir fırsatı kaçırıyorsun! Duyuyor musun? | Open Subtitles | إنّك تفوّت فرصة الآن أتستمع إليّ حتى؟ |
Akşam yemeğini kaçırma. Kabak turtası var bu gece. | Open Subtitles | لا تفوّت العشاء سيقدمون فطيرة اليقطين الليلة |
Çünkü hayatın boyunca uçuş kaçırmadın. | Open Subtitles | لأنك لم تفوّت أبداً رحلة .في حياتك كلّها |
Umarım arabayı kaçırmaz. | Open Subtitles | أتمنى ألا تفوّت الحافلة |
Düeti kaçırmanı istemiyorum. | Open Subtitles | 30 .لا أريدك أن تفوّت غناء "دي ريزكي" الثنائي |
Devasa etkinlik listesindeki tek bir maddeyi bile kaçırmadı. | Open Subtitles | لم تفوّت أي مناسبة كانت مدرجة في اللائحة الطويلة للجولة. |
Otuz yedi derece. Bir şeyin yok. Acele et yoksa otobüsü kaçıracaksın. | Open Subtitles | 98.6أنت بخير ، والآن اسرع قبل أن تفوّت الحافلة |
Şu teklifi kabul et ve bütün her şeyi kaçırmak yerine 6 yıl ile kurtul ve en azından çocuğunun okulu bitirdiğini gör. | Open Subtitles | ,أو توقع على العرض , تدخل السجن ستةَ سنوات وترى إبنك ينهي دراسته .عوضاً عن أن تفوّت الأمر كله |
Üniversite tanıtım gecesini kaçırmayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تفوّت ليلة الكلية |
Şu anda da bir fırsatı kaçırıyorsun! Duyuyor musun? | Open Subtitles | إنّك تفوّت فرصة الآن أتستمع إليّ حتى؟ |
Oyuncağın bütün olayını kaçırıyorsun. | Open Subtitles | أنت تفوّت أساس اللعبة |
Vallahi çok şey kaçırıyorsun. | Open Subtitles | إنك تفوّت الكثير |
Bu reklamı kaçırma gibi bir şansının olmadığını söyledi. Büyük bir şansmış. | Open Subtitles | محال أن تفوّت هذه الدعاية كانت هذه فرصة كبيرة بالنسبة لها |
Biletin olmasa bile asla treni kaçırma. | Open Subtitles | "لا تفوّت القطار أبدًا حتى وإن لم تملك تذكرة" |
Uçağını kaçırma. | Open Subtitles | لا تفوّت الرحلة. |
Aman, neyse, bir şey kaçırmadın. | Open Subtitles | صحيح، لم تفوّت أي شيء. |
Üzülme. Çok şey kaçırmadın. | Open Subtitles | لا تقلق لم تفوّت الكثير |
Annem asla rezitali kaçırmaz. Raja'da öyle, hatta Claire bile ara sıra gelirdi. | Open Subtitles | "لا تفوّت أمّي حفلاً غنائيّاً قطّ وكذلك (راجا)، حتّى (كلير) تحضر أحياناً" |
Bunu kaçırmanı istemem. | Open Subtitles | أكره أن تفوّت فرصتك. |
Bir tane bile kontrol noktasını kaçırmadı. | Open Subtitles | ولم تفوّت أية نقطة تدقيق |
O halde düğünü de kaçıracaksın, öyle mi? | Open Subtitles | لن تفوّت العرس برغم ذلك، صحيح؟ |
Bunu kaçırmak istemezsiniz Bay Welles. | Open Subtitles | لا أظنك تريد أن تفوّت هذا سيد "ويلز" |
Önemli bir şeyi kaçırmayacaksın yani. | Open Subtitles | لن تفوّت اي شي ضروري. |