"تقابلنا لأول" - Translation from Arabic to Turkish

• Tanıştığımız
• tanışmıştık
• İlk tanıştığımızda

Tanıştığımız geceyi hatırlıyor musun?
أتتذكر تلك الليلة عندما تقابلنا لأول مرة

Kumsalda ilk Tanıştığımız o günü hatırlıyor musun?
هل تذكرين هذا اليوم ؟ عندما تقابلنا لأول مرة علي الشاطيء

Bunu keşke ilk Tanıştığımız zaman bilseydim.
أتمنى أني كنت أعرف ذلك عندما تقابلنا لأول مرة

Bana kontrole geldiğinde tanışmıştık.
تقابلنا لأول مرّة عندما قدم إليّ من أجل فحص طبي.

Bir kaderin olduğunu biliyorsun. Başta da o yüzden tanışmıştık.
تعلم أن لديك قدر، ولهذا تقابلنا لأول مرة

Ama, sizinle ilk tanıştığımızda size, eğer Lux hala devletin koruması altındaysa, şartlar düzeldiğinde, onun velayetini üzerinize alabileceğinizi söylemiştim.
مع ذلك ، عندما تقابلنا لأول مرة أخبرتك أنه خلال وصاية الولاية على لاكس إذا تحسنت الأوضاع ، سأقترحك أنت

İlk tanıştığımızda, elimde sadece kendi şarkılarım vardı.
أعني,عندما تقابلنا لأول مرة كل ما كان لدي هو الأغاني الخاصة بي

- Kendin söyledin. Bu bizimle alakalı. Ve ilk Tanıştığımız yer orası.
هذا الأمر عنّا نحن، وهناك هو حيث تقابلنا لأول مرّة، أنا متأكدة أن هذا هو المكان.

Tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
أتتذكرين عندما تقابلنا لأول مرة ؟

Söylediğim şey şu, ilk Tanıştığımız ana dönersek, aynen şöyleydin, "Oh, kahrolasıca.
ما أريد قوله عندما تقابلنا لأول مره كانت تنطبق عليكى تلك العباره أوه فووى*

Tanıştığımız günü hatırlıyor musun?
أتتذكرين عندما تقابلنا لأول مرة؟

Kahlan, Tanıştığımız zaman Arayıcı için hayatını verebileceğini söylemiştin.
(كالين)،عندما تقابلنا لأول مرة أخبرتنى أنكِ ستوهبى حياتُكِ للباحث.

Evet, ilk Tanıştığımız zamandı.
نعم حينما تقابلنا لأول مره

Ne zaman tanışmıştık?
عندما تقابلنا لأول مرة؟

İlk tanıştığımızda, bana şöyle dediğini hatırlıyorum
عندما تقابلنا لأول مرة, أتذكر بأنك أخبرتني

İlk tanıştığımızda, arkadaş, düşman ya da aynı büyük ülke için sadece casus kalabileceğimizi söylemiştin.
،عندما تقابلنا لأول مرة لقد قُلت أنه يُمكننا ان نكون أصدقاء، أو أعداء، أو نظل فقط جواسيس لنفس البلد العظيمة

İlk tanıştığımızda esaret altındaydın ve seni serbest bıraktım.
لقد كنت في عبودية عندما . تقابلنا لأول مرة ، ولقد حررتك

İlk tanıştığımızda revirdeydin, ne yapıyordun orada?
عندما تقابلنا لأول مرة في المشفى ما الذي كنتِ تفعلينه؟