"تقبّل" - Translation from Arabic to Turkish

    • kabul
        
    • kabullenmek
        
    • karşıladı
        
    • kabullen
        
    • öperken
        
    • öpüyorsun
        
    • öpmeye
        
    • öpüşürken
        
    • öpebilirsin
        
    • kabullenmeyi
        
    • öpüyor
        
    • öpüyordu
        
    • kabullenmem
        
    • öpüşüyorsun
        
    • öpebilirsiniz
        
    Sormadığım bir şey için yardım kabul etmek bir şey, ama insanlar bu tür şeyler yüzünden okuldan atılıyor. Open Subtitles تقبّل مساعدة لشيء لم أطلبه كان أمراً لوحده لكن الأشخاص يُطردون من الجامعات . لفعلهم هذا النوع من الأمور
    Fakat eğer öyle değilse durum nasıl olacak? Ve nasıl bunu kabul edip herkese yetecek bir sistem yaratabiliriz? TED مالذي سيحدث إذا كان هذا ليس هو الحال؟ وكيف يمكننا تقبّل ذلك وإيجاد ما هو في الواقع أكثر حفاظا على الجميع؟
    Louis, ya bu kararı kabul edersin ya da kemanını alır başka yerde çalarsın. Open Subtitles لويس, تقبّل هذا القرار أَو إحزم كمنجتك ومسرحيتك لمكان آخر
    Bu tamamen normal. İlişkilerde olacakları kabullenmek zorundasınız. Open Subtitles هذا طبيعي جداً أعني بخصوص العلاقات عليك تقبّل الأشياء كلها
    Baban nasıl karşıladı? Open Subtitles كيف كان تقبّل والدك بشأن ذلك ؟ ماذا كان عليّ أن أفعل ؟
    Seni sevmiyorum. Şunu kabullen artık ve herkesin hayatını perişan etmek yerine kendi hayatına devam et. Open Subtitles أنا لا أحبّكَ، لذا تقبّل الأمر وتابع حياتكَ بدلاً من جعل الجميع بائساً
    Maskeyi senin gerçek yüzün farzetmek asla kabul etmeyeceğim bir şey. Open Subtitles ..ولكن لا يمكنني تقبّل تظاهرك بأن القناع هو وجهك الحقيقي
    Şu çok zor anınızda lütfen içten taziyelerimi kabul edin. Open Subtitles رجاء تقبّل تعازيي الصادقةِ في هذه الساعات الأكثر صعوبةِ.
    Bu gerçekten kabul etme yeteneğimizi harekete geçiriyor. Open Subtitles في النهاية سنستطيع تقبّل الأمر لا داعي للتشاؤم
    O koç, sporcunun yarışma arzusunu kabul etmiş. Open Subtitles تقبّل المدرب حقيقة أن الرياضيين يعشقون التنافس.
    İnanmanın zor olduğunu biliyorum Bart ama kabul etmelisin. Open Subtitles أعرف أن من الصعب تقبّل ذلك ولكن واجه الأمر.
    Tekerlekli sandalyeyi kabul etmek, özgürlüğümün kırıntılarını kabul etmeye benzeyecektir. Open Subtitles سيكون تقبّل الكرسي المتحرك كتقبّل فتات ماكان حريّتي
    O zamana kadar, teşekkürlerimi ve kucak dolusu sevgilerimi kabul et. Open Subtitles وحتى ذلك الوقت تقبّل جزيل الشكر، وعناقاًَ من صديقتك المخلصة
    Taziyelerimi kabul et. Sen çok... gençtin. Open Subtitles من فضلك تقبّل أحر تعازيّ لقد كنت شاباً صغيراً
    Listedeki ilk şey bunu kabullenmek. Bunun hakkında konuşabilmek. Open Subtitles النصيحة الأولي على القائمة هي تقبّل الواقع والتكلم عنه
    Nasıl karşıladı? Open Subtitles كيف تقبّل الأمر؟ ليس جيداً
    Seni nasıl dövdüğümü iki milyon kişi izledi. - kabullen artık. Open Subtitles -مليونا شخص رآني أشبعكَ ضرباً، تقبّل ذلك
    Hiç anneni postacıyı öperken gördün mü? Open Subtitles هل رأيتى والدتكِ وهى تقبّل رجل تركيب الدش من قبل؟
    Annemi hiç öpmüyorsun, sonra da gidip Tessa'yı öpüyorsun. Open Subtitles أنت لم تقبِّل أمّي أبداً، بينما تقبّل تيسا!
    Meşgul sincap yaşamında ne kadar tatlı da olsa, bir tavşanı öpmeye vakti olmadığına karar vermiş. Open Subtitles في حياة سنجابها المزدحمة أن تقبّل أيّ أرانب بالرّغم من أنّ هذا الأرنب أنيق وعذب جدًّا
    Sen ve Amy öpüşürken yemeğimi bitirecek zamanım oldu. Open Subtitles كان لديّ وقت وفير للأكل والتمشية ريثما كنت تقبّل "آيمي".
    Artık gelini öpebilirsin. Zavallı kız. Open Subtitles لربما تقبّل العروس الآن, الفتاة المسكينة.
    Ama çoğumuz ölümü kabullenmeyi, onun için plan yapmayı ve hayatımızdaki önemli kişilerle onu tartışmayı istemeyiz. TED لكن معظمنا لا يريدُ تقبّل الموت، لا نرغبُ في التخطيط له، ولا نريد نقاش الموت مع أهم الأشخاص في حياتنا.
    Kokomo'lu küçük kasaba kızı New York'un en gözde bekarını öpüyor. Open Subtitles مجرد فتاة من بلدة صغيرة في كوكومو تقبّل أشهر عازب مؤهل في نيويورك
    Ama o gerçeği biliyordu: Karısı kardeşini öpüyordu. Open Subtitles لكنه عرف الحقيقة لقد كانت تقبّل أخيه
    Dediğine göre kendimi ve kendi detaylarımızı seçemeyeceğimizi kabullenmem gerekiyormuş, hem de her şeyimle. Open Subtitles قال أن عليّ تقبّل نفسي بنواقصي وأننا لا نختار نواقصنا
    Bir çocuk için güzel öpüşüyorsun. Open Subtitles أنت تقبّل جيداً بالنسبة لطفل
    Gelini öpebilirsiniz. Open Subtitles ...أعلنكم الآن زوج وزوجه يمكنك أن تقبّل العروس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more