| Tüm bilgiler bu belgede. Tek yapacağın sesli olarak okumak. | Open Subtitles | كل المعلومات فى هذه المستندات لذا عليك فقط أن تقرأها. |
| Bu özel bir not, evlat. Sakın bunu okuma. | Open Subtitles | إنها ملاحظة شخصية يا فتى لذلك لا تقرأها. |
| Sana yazdığım bir not. okuman gerek. | Open Subtitles | إنها ملاحظة كتبتها لك يجب عليك أن تقرأها |
| New York Times alırdık ve o onu her gün okurdu. | Open Subtitles | أحبت أننا كنا نأخذ صحيفة نيويورك تايمز و كانت تقرأها يومياً |
| Bunu okumanı istedim çünkü hayatımın bu kısmını artık kapatmak istiyorum. | Open Subtitles | أردت منك فقط أن تقرأها لكي أستطيع أخيراً أن أغلق هذا الفصل من حياتي وأنساه. |
| İnsanlar bunları okuyor. Bu, onları gerçek hayatlarında mutsuz yapıyor. | Open Subtitles | تجعل الناس التي تقرأها تعساء وغير راضين عن حياتهم الخاصة |
| Tabii romanlar hani şu kadınların okuduğu, hatta yazmaya bile kalktığı, tatsız tuzsuz yavan şeyler değil mi? | Open Subtitles | الروايات تكون فقيرةَ ، غير مشوقة ، تقرأها النساء فقط حتى ، لا سَمَحَ اللَّه ، تكتبها النِساءِ فقط؟ |
| okumadın bile, değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تقرأها حتى, أليس كذلك ؟ |
| okuyorsun, tekrar okuyorsun, ezberliyorsun onunla yatıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقرأها , ثم تقرأها ثانية ثم تحفظها تماماً |
| Biliyorsun, ben sana bir mektup yazayım ve sen onu defalarca oku, ve benim bütün yaz boyunca ne düşündüğümü anlamaya çalış. | Open Subtitles | تعرف، ربّما سأكتب لك رسالة ويمكن أن تقرأها مراراً وتكراراً جرب ما كنت أشعر به طوال الصيف. |
| Bayan Oliver bize gelip, Norma'nın okuması için bir kitap bırakmıştı. | Open Subtitles | لقد تلطفت السيدة أوليفر بالقدوم إلى الشقة لتترك رواية لنورما لكي تقرأها |
| Bana okuyabilir misin? | Open Subtitles | أيمكنك أن تقرأها لي؟ |
| Sana bunları okumamanı söylerdim ama öyle ya da böyle okumak zorundaydın. | Open Subtitles | , أخبرتك ألا تقرأها لكنك قرأتها على أية حال |
| okumak için zahmet etmeyecek misiniz? Haberim var. "Geri çekilmek yok". | Open Subtitles | يبدوانك لا تود أن تزعج نفسك و تقرأها لقد سمعت عن عدم التراجع |
| Ama sizi temin ederim, düşlerinizde bile göremeyeceğiniz kitapları okuma şansını elde edeceksiniz. | Open Subtitles | لكن يمكنني أن اعدك بأنه سيكون لديك كل الكتب التي لم تأمل بأن تقرأها يوماً |
| Cristina, Bernice'in yazlık okuma listesindeki... kitapları kendi kendine okumuş bile. | Open Subtitles | لقد قرأت كرستينا جميع الكتب التى كان يجب أن تقرأها بيرنيس صيفاً |
| - Umarım kusura bakmazsın ama gerekli eşyalarına ilaveten, sana okuman için birkaç kitap getirdim. | Open Subtitles | آمل ألا تمانع، ولكن بالإضافة إلى الأجهزة الغير ضرورية، جلبتُ بعض الكتب لأجل أن تقرأها |
| Ben küçük bir çocukken hasta oldugumda ki çogu zaman olurdum annem bana bu masali okurdu. | Open Subtitles | عندما كنت أمرض و أنا صغير كانت أمي تقرأها لي أغلب الوقت |
| Belki Bayan Claire okumanı istemez. | Open Subtitles | ربما "كلاير" المفقودة لا تريدك أن تقرأها. |
| Ağabeyinin ona yazdığı mektupları yatak odasındaki aynanın kenarına sıkıştırmış, tekrar tekrar okuyor. | TED | تحتفظ أنيسا بالرسالة التي كتبها لها أخوها بإطار المرآة بغرفة نومها، تقرأها مراراً وتكراراً. |
| Her neyse, okuduğu saçma sapan şeylerle ilgili dırdır edip duruyordu. | Open Subtitles | عل كلٍ , كانت تتذمر بشأن النصوص التافهه التي تقرأها |
| Gerçekten okumadın, değil mi? | Open Subtitles | أنت لم تقرأها حقاً، أليس كذلك؟ |
| Yazılı ifadenin hangi taslağını okuyorsun? | Open Subtitles | ما المسودة التي تقرأها عن الشهادة المكتوبة؟ |
| oku ve imzala. | Open Subtitles | أريد منك أن تقرأها وأن تقوم بالتوقيع عليها |
| Natasha'nın okuması için bir kart vardı. Ne yazıyordu... "Yeni şarkın için tebrikler. | Open Subtitles | كان يوجد عليه بطاقة الى ناتاشا لكي تقرأها |
| Bana okuyabilir misin, lütfen? | Open Subtitles | أيمكنك أن تقرأها لى من فضلك؟ |
| - Haydi ama! - Hey, neden sen Rachel'a okumuyorsun? | Open Subtitles | هيا إذا لماذا لا تقرأها لها |
| okur gibi yaparsınız, ama aslında diğer insanlara bakarsınız. | Open Subtitles | تتظاهر بأنك تقرأها ولكنك تنظر إلى الآخرين |
| Baştan sona okumana gerek yok. | Open Subtitles | ليس إلزاماً عليك أن تقرأها من بداية الكتاب الى نهايته |