Ağaç kesmek Minty'nin fiziksel gücünü arttırdı ve odunları gemiyle kuzeye götüren özgür siyahi denizcilerle tanıştırdı. | TED | تقطيع الخشب زاد من قوة منتي البدنية وجعلها على اتصال مع البحارة السود الأحرار الذين يشحنون الخشب للشمال. |
Ama...orospu çocuğu Rushman'ı kesmek O gerçekten bir sanat çalışmasıydı. | Open Subtitles | أما عن تقطيع هذا السافل "رشمان" فكانَ عمل فنى رائع |
Ağaçlara demir çubuklar çakıyorlar ağaç kesme teçhizatlarını sabote ederek, kerestecilerin ve kereste fabrikalarının işlerini zorlaştırıyorlar. | Open Subtitles | الذين يخربون أجهزة تقطيع و نقل الأخشاب و يجعلون حياة الحطابين سيئة |
İyi. O zaman kesip bakacağız. | Open Subtitles | حسناً إذاً,أعتقد أن الأمر تقطيع لقطع صغيرة و تحليلها |
Gerçi satıcıyı şipşak halledip aradan kaldırdı ama o kadını doğrama işini ağırdan almış olduğu kesin. | Open Subtitles | لقد قتله سريعاً وأزاحه عن الطريق ولكنه بالتأكيد استغرق وقته في تقطيع السيّدة |
Et kesmeyi seven iyi bir arkadaştı. | Open Subtitles | كان شخصًا يمتلك الأدوات ويهوى تقطيع اللحم. |
O çocuğu lime lime doğramak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أشعر برغبه فى تقطيع يد هذا الطفل كلتاهما |
'Jareugi' kesmek demek, bu şekilde Kore'de bunu öğrenmezler. | Open Subtitles | و جاريوغي تعني 'تقطيع بالإنجليزية ', هم لا يُعلّمون بهذه الطريقة في اللغة الكورية |
Kemikleri doku için kesmek tıbbi eğitim gerektirir. | Open Subtitles | سبعة؟ تقطيع العظام لأغراض التبرع تتطلب مهارات طبية |
Donduğu zaman etini kesmek neredeyse imkânsızdır. | Open Subtitles | تقريباً مستحيل تقطيع اللحم بينما جسدك يرت |
Bayanlar ve baylar, şimdi pastayı kesme zamanı. | Open Subtitles | السيدات و الساده نحن علي وشك تقطيع الكعكه |
Evet, bulaşıklık, duş perdeleri, ve kesme tahtası alacağız. | Open Subtitles | نعم، سنحصل على صحن طائر وستائر للحمّام ولوح تقطيع |
Ağaç kesme yolundayız. Konumunuz ne? | Open Subtitles | نحن في طريق تقطيع ونقل الأخشاب، أين موقعك؟ |
Kızları kesip parçalarına ayırmak benim görevim mi? | Open Subtitles | وهل تقطيع الفتيات إلى قطع بحجم الفم يناسبني أنا؟ |
Herkes olayın püf noktasının hızımda ve eşsiz doğrama şeklimde olduğunu düşünür. | Open Subtitles | كال شخص يظن ان السر سرعتى فى تقطيع الشرائح |
İnsanları kesmeyi mi yoksa onlara acı çektirmeyi mi tercih edersin? | Open Subtitles | هل تفضلين تقطيع الآخرين، أم إيقاع الألم بهم؟ |
Yemin ederim ki bir iksir için daha ceset doğramak zorunda kalırsam... | Open Subtitles | أقسم، أنه لو توجّب علي تقطيع جثة اخرى لجرعة دواء |
O da bileklerini kesebilir. | Open Subtitles | هي أيضاً قادرة على تقطيع عروقها |
Manastırda ekmeği her zaman böyle keseriz. | Open Subtitles | هذه الطريقة التي اعتدنا تقطيع الرغيف بها في الدير |
Ardından bıçağını çıkarır, tümörü parça parça kesmeye başlarsın. | TED | ثم تأخذ سكينك و تبدأ في تقطيع الورم قطعة فقطعة. |
Odun kesmenin kadınları etkilediğini mi zannediyorsun? | Open Subtitles | اتعتقد ان تقطيع الاخشاب يجذب المرأة؟ |
Küçükler liginin başkanı Bethany Van Pelt, cesedi parçalara ayrılıp terk edilmiş bir depoya saçılmış bir fahişenin konusunu mu açtı? | Open Subtitles | تم تقطيع اوصالها ومن ثم تركت مبعثره في مخزن معزول؟ |
Gerekirse şehirdeki her et dilimleme makinesi sahibiyle konuşurum. | Open Subtitles | حتى لو اضطررت لمقابلة صاحب كل تقطيع اللحوم واحد في لوس انجليس |
Kasap dükkanındaki parçalanmış ceset? | Open Subtitles | القصة التي تم فيها تقطيع الجثة وتخبئتها في متجر الجزارة؟ |
Şüphesiz bu müthiş pençelerini bitkileri kopartmak için kullandı. | Open Subtitles | لذا فهي بلا شك تستخدم مخالبها هذه في تقطيع النباتات |
Soğanları kesmekten korkmayan adam. | Open Subtitles | بل رجل لا يخاف من تقطيع البصل. |