"تقطيعه" - Translation from Arabic to Turkish

    • kesmek
        
    • parçalara
        
    • paramparça
        
    Kokainle ilgili herşeyde patron oydu,almak, iletmek, kesmek, sertleştirmek Open Subtitles كان هو المسؤول عن كل شيء بما يفعل بالكوكايين شرائه، نقله، تقطيعه ، صناعة الصخور
    Kardeşi onu kesmek istiyordu. Open Subtitles أخته كانت تريد تقطيعه وهو حي
    Elektrikli testere kolumla kesmek zorunda kaldik. Open Subtitles تحتم عليّ تقطيعه بمنشار بيدي
    Cenazeye paranız yetmeyince onu parçalara ayırabildiniz. Open Subtitles لقد كنت قادرة على تقطيعه عندما كنت على يقين بأنّك لا تستطيعين تحمّل عملية الدفن؟
    Savaşçılarımızın sivri dişleri sonunda onu paramparça etmişti ama sadece ateş onu tamamen yok edebilirdi. Open Subtitles أسنان مُحاربينا الحادة إستطاعت أخيراً تقطيعه... ولكن النيران فقط تستطيع تحطيمه بالكامل.
    O zaman bir daha kesmek zorunda kalmam. Open Subtitles اذن,لن أضطر إلى تقطيعه
    Evet; iskeleti parçalara ayırıp onu yok ederek gerçekliğini belgeleyebiliriz. Open Subtitles ربما يمكننا ان نوثق أصل الهيكل العظمي عن طريق تقطيعه لاجزاء. و تدميره
    Yemekler kısık ateşe alındı, domuz parçalara ayrıldı, pastırma iyice pişti. Open Subtitles بدأنا بالسلق، الخنزير تم تقطيعه واللحم المقدد على ما يرام
    İnsanlar onlara söylediklerimize inanırlar, ve de o kayıt paramparça edilecek. Open Subtitles وذلك الفيديو سيتم تقطيعه إرباً
    -Muhteşem elbette paramparça edilmediysen! Open Subtitles رائع! إلا لمن تم تقطيعه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more