"تقف في" - Translation from Arabic to Turkish

    • duruyorsun
        
    • engel
        
    • durup
        
    • altında bekleme
        
    • mani
        
    • park
        
    • girmesine
        
    Durum şu ki, sen son şans odasında duruyorsun. Open Subtitles اسمع . الشيئ هو تقف في فندق اللحظة الاخيرة
    - Tesadüf merkezinde yalnızca sen duruyorsun. - Neden, ben ne yaptım? Open Subtitles أنت الوحيد الذي تقف في قلب المصادفة - لماذا مالذي فعلته -
    İkinci olarak, yolumuzda duran en büyük engel aslında bizim zihnimizdedir. TED ثانياً، أكبر عقبة تقف في طريقنا قد تكون موجودة في عقولنا فحسب.
    Bazen öylece köşede durup pencereden dışarıya bakmak istiyorsunuz. TED أحياناً ترغب فقط أن تقف في الركن و تحدق خارج النافذة.
    Magnus, öylece yağmurun altında bekleme. İçeri gir. Open Subtitles لا تقف في المطر خذها بالداخل معك
    Reform yalanı sadece mani olur endüstriyel hapis gücüne veya kazanılmış çıkarları korumaya olduğu şekilde. Ama birimiz yada hepimiz için. TED فالعوائق التي تقف في طريق الاصلاح لا تكمن هناك في قوة المجمع الصناعي الذي يشبه السجن أو المصالح الراسخة التي تريد ابقاء الامور كما هي ولكن داخل كل واحد منا.
    Her sabah arabasını otoparka park ederken yürümeyi imkânsız hale getiren topuklu ayakkabılarını giyerken onunla ilgili her şey zahmetsiz görünüyordu. Open Subtitles كل صباح عندما تقف في مواقف السيارات ترتدي تلك الأحذية المظنية للمشي كل شيء بخصوصها بدا سهلاً
    Dikkatim dağıldı ve boş bir Broadway hayalinin araya girmesine izin verdim. Open Subtitles لقد فقدت التركيز وجعلت فقاعة حلم برودواي تقف في طريقنا ونحن آسفون لأن الشخص الذي وضعوه محلك
    Şehirdeki suçla mücadeledeki en sıkı çetenin içinde duruyorsun. Open Subtitles أنك تقف في أعظم مكان لمنافسة العصابات الكبرى في المدينة
    Düşün bir, Sokakta duruyorsun, bir sigara yakıyorsun, bitince nasıl atarsın? Open Subtitles انت تقف في الشارع و تريد اطفاء سيجارة كيف تفعل هذا؟ ترميها على الارض
    O yüzden mi kasabanın ortasında kocaman beyaz bir tabela ile duruyorsun? Open Subtitles لذلك كنت تقف في وسط المدينة مع علامة بيضاء عملاقة
    Bence bu değiş tokuş, hayatta en çok isteyeceğimiz şeyle aramıza bir engel koyuyor TED ولكني اعتقد ان تلك المقايضة يمكنها ان تقف في وجه ما نريده حقاً
    Bir kere beni sevdiğini söylemiştin. Bazı şeyler bana engel oldu. Open Subtitles لقد أخبرتني مرّة أنّكِ تحبيني لقد تركت الأشياء تقف في الطريق قبل ذلك
    Belli ki birbirinize karşı bir şeyler hissediyorsunuz ve bunun işe engel olmasına neden oluyorsun. Open Subtitles من الواضح انكم تحملون مشاعر لبعضكم البعض وانت تسمح لهذه المشاعر ان تقف في طريق الصفقة الجيدة التي نعرضها هنا
    Umudu olsaydı burada durup ona ilaç vermeni beklemezdi. Open Subtitles لو كانت تتشبّثُ بالأمل لما كانت تقف في الدّور تنتظركَ لتطلبَ المزيدَ من العقاقير
    Yoksa insanlar öylece orada durup bize böyle dik dik bakmazlar. Open Subtitles الناس لا تقف في الشارع هكذا فقط للتحديق بنا
    Eminim kapının önünde durup bir pano tutmak göründüğünden daha zordur. Open Subtitles انا متأكدة انه أصعب بكثير مما يبدو، تقف في امام الباب، ممسك بلوح.
    - Yağmurun altında bekleme. Open Subtitles - لا تقف في المطر.
    Ve sonra da "hakim güçlerin" bizlere tam tersini öğrettiklerini anımsayın, şefkatin düşüncelerinizi bulanıklaştırdığını, mani olduğunu, kırılganlığın güçsüzlük olduğunu, ve duygulara güvenilmemesi gerektiğini olayları "Şahsi!" algılamamamız gerektiğini, ki bu benim en favorilerimden birisi. TED وبعد ذلك دعونا نتذكر أننا كلنا قد تعلمنا عكس ذلك من الذين يملكون السلطة حيث علمونا أن الرحمة تغّيم تفكيرنا أنها تقف في الطريق أن الحساسية تعني ضعف تلك المشاعر لا يمكن الوثوق بها وأنك لا يفترض أن تأخذ الأمور على نحو شخصي التي تعد من أفضل صفاتي
    Zipcar'ın şu an 100,000 üyeye sahip olması bunun bir sosyal sonucu. Bu üyeler şu anda 3,000 arabayı kullanıyor ve 3,000'i de park halinde. TED النتيجة الإجتماعية هي أن "الزيبكار" لديها 100,000 عضوا يقودون 3,000 سيارة تقف في 3,000 مكانا لوقوف للسيارات.
    Bu iş. Bunun araya girmesine izin verme. Open Subtitles لا تجعليه عقبة تقف في الطريق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more