"تكرههم" - Translation from Arabic to Turkish

• nefret ediyor
• Onlardan nefret
• nefret ediyorsun
• nefret etmeni
• nefret ettiğin

Onlardan nefret ediyor olmana rağmen onlarla yakınlaştın.
قمت بالتقرب منهم برغم أنك تكرههم

Aslında, bunlardan nefret ediyor.
لا، في الحقيقة هي تكرههم

Kadınları benden daha çok seviyorsun, ama Onlardan nefret edemiyorsun.
لقد أحببت نساء أكثر مني ولكن لم تكرههم على الإطلاق

Ülkeni bombalayıp halkını öldürdükleri için Onlardan nefret etmiyor musun?
ألا تكرههم لقيامهم بقصف بلدك وقتل البعض من شعبك؟

Yahudilerden vampir oldukları için mi yoksa fırtına süvari oldukları için mi nefret ediyorsun?
و انت هل تكرههم لأنهم مخنثون أم لأنهم يتصرفون كجندي العاصفة؟

- Neden onlardan bu kadar nefret ediyorsun?
- هم خارج السفينة. - لماذا تكرههم كثيرا؟

Lanning'in ölümü bile seni ilgilendirmiyor. Bu robotlarla ve onlardan bu kadar nefret etmeni sağlayan şey her neyse onunla ilgili.
أنت لا تكترث لأمر "لانينج"، هو فقط أمر شخصي وأنت تكرههم

Sevdiğin insanlara iyi davranmak kolaydır ama nefret ettiğin birine iyi davranmak hüner ister.
من السهل أن تكون لطيفاً مع مَن تحبّهم لكن أن تكون لطيفاً مع مَن تكرههم تلك هي المهارة

- Onlardan nefret ediyor olmalısın.
لابد من أنك تكرههم أكره من؟

- Jenny onlardan ölesiye nefret ediyor.
جيني تكرههم لدرجه كبيره

Onlardan nefret ediyor.
إنها تكرههم

gölgeler ise parlaklardan nefret ediyor.
والظلال تكرههم

Annem hepsinden nefret ediyor.
أمي تكرههم

Zaten Onlardan nefret ettiğini zannediyorlar ve açıkçası, bu benim hatam.
إنهم بالفعل يعتقدون أنك تكرههم و بصراحة ، ذلك خطأي

Bir an Onlardan nefret ederken, bir bakmışsın özlüyorsun...
في لحظة تكرههم وفي اللحظة التالية تفتقدهم

İlk önce Onlardan nefret edersin.
فى البداية تكرههم

Tamam, belki bizden daha çok nefret ediyorsun.
ربما تكرههم أكثر منا.

Onlardan niye bu kadar nefret ediyorsun?
لماذا تكرههم بهذه الشده ؟

- nefret ediyorsun sanıyordum. - Ediyorum.
ظننتكَ تكرههم ؟

Onlardan niye bu kadar nefret ediyorsun?
لماذا تكرههم بهذا القدر؟

Onlardan nefret etmeni istemiyorum.
لا أريدك أن تكرههم

Sanki birleşik gibiydik nefret ettiğin tutuklularla tanımadığın tutuklularla bile.
كأننا كنا متحدين بطريقة ما حتى السجناء الذين تكرههم حتى السجناء الذين لا تعرفهم حقا