"تكمن المشكلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • problem
        
    • Sorun şu
        
    • sorun da
        
    Ancak problem şurada: Diyelim ki yarım ton nanoselüloz almak istiyorsunuz, bir tekne veya uçak yapmak için. TED ولكن هنا تكمن المشكلة لنقل أنك تريد شراء نصف طن من النانوسيلولوز لبناء قارب أو طائرة.
    Hayır, burada problem benim açelyalarım değil. Open Subtitles لا، فهي ليست أرضي الزراعية وهنا تكمن المشكلة
    problem onu düzenleme şekillerinden kaynaklanıyor. Open Subtitles تكمن المشكلة بالطريقة التي يتم تنظيمهم بها.
    Sorun şu ki buradaki buzun altında ne olduğunu bilmiyoruz. Open Subtitles تكمن المشكلة بأننا نجهل حقاً ما ينتظرنا تحت الجليد هنا
    Sorun şu ki buradaki buzun altında ne olduğunu bilmiyoruz. Open Subtitles تكمن المشكلة بأننا نجهل حقاً ما ينتظرنا تحت الجليد هنا
    Daha da geriye gidebilirdi, ama Sorun şu ki, sadece 1970'den bu yana veri tutmaya başladık. TED وربما قبل ذلك، ولكن تكمن المشكلة أننا بدأنا في جمع البيانات منذ 1970.
    - sorun da bu işte, nerede bulacağımızı bilmiyorum. Open Subtitles و هنا تكمن المشكلة .. فأنا لا أعرف أين يجب أن نبحث
    Bu bakış açısındaki problem sadece kazanan talihlileri görmek "Büyük ikramiyeyi kazandın mı?" TED تكمن المشكلة هنا هو أنه شبيه بطرح سؤال على كافة الفائزين بجائزة اليانصيب, "هل تمكنتم من الفوز بجائزة اليانصيب؟"
    Şöyle bir problem var Bay Roster. Open Subtitles حسنا، هنا تكمن المشكلة ، السيد القائمة.
    Ama Ced, bir problem var Kimse ihtiyacı olduğu zaman Vegas'ta kazanamaz. Open Subtitles ولكن صعقة، وهنا تكمن المشكلة. لا أحد من أي وقت مضى wins عندما يحتاجون إلى في فيغاس.
    Belki de problem budur. Open Subtitles ربما هنا تكمن المشكلة
    problem şu ki; klinik tıbbın alanına giriyordu ve bu konuda uzmanlığı yoktu, böylece eleştiriye çok müsait bir durum ortaya çıkıyordu ve C vitamininin soğuk algınlığı üzerinde etkisi olabileceği önerisi tıp dünyası tarafından fazlaca alaya alındı. Open Subtitles كانت تكمن المشكلة في انّه بدأ بالدخول إلى نطاق الطب السريري و حينها لم تكن لديه المؤهّلات لدخول هذا النطاق، فكان عِرْضة للإنتقاد و قوبل اقتراحه بتاثير الفيتامين "سي" على الزكام
    Sue Sylvester ile ilgili problem şu: Open Subtitles هنا تكمن المشكلة مع سوو سلفست
    problem neymiş bakalım. Open Subtitles حسناً . هنا تكمن المشكلة
    Ama Sorun şu ki, eğer karşındaki de aynı senin yaptığın gibi sana samimi davranmaya başlarsa, oyun, korkunç derecede kafa karıştırıcı olabilir. Open Subtitles تكمن المشكلة إذا ما بدأ خصمك بالتمظهر بالصدق بذات الوقت معك فتصبح اللعبه حينها محيرة بشكل مريع
    Sorun şu ki, Kore'de bu tür testleri yapacak... teknolojimiz yok. Open Subtitles تكمن المشكلة أن هذه التقنية لا توجد لدينا في كوريا لإجراء مثل هذه الاختبارات
    Sorun şu ki, yasal gerekçemiz yok. Open Subtitles والآن، تكمن المشكلة في عدم وجود أدوات قانونية مشروعة.
    Sorun şu: Elimizde yasal araçlar yok. Open Subtitles والآن، تكمن المشكلة في عدم وجود أدوات قانونية مشروعة.
    Sorun şu. Düzgün bir aile eğitimi almadım ve çok zenginim. Open Subtitles هنا تكمن المشكلة أنا غير متربي كما ينبغي ، وانا غني جدا
    Sorun şu ki herhangi bir protein türünden aşırı derecede tükettiğinizde böbreklerinizi ve karaciğerinizi zorlarsınız, söz konusu hayvansal proteinse kanser riskini artırırsınız. Open Subtitles وندعو ذلك وجبة. تكمن المشكلة بأنّك عندما تتناول الكثير من البروتين، من أيّ صنف، إنّك تجهِد كليتيك،
    Sorun şu ki şu an çok fazla azot ve fosfor, dibe çöken çok fazla bitkisel plankton var ve bunlar da oksijen tüketen bakteriler tarafından parçalanıyor. TED تكمن المشكلة هنا بعدم وجود ما يكفي حاليًا من النيتروجين والفسفور، مما يؤدي إلى نزول الكثير من العوالق النباتية إلى القاع وتفسد بسبب البكتيريا التي تتنفس.
    sorun da o ya, bankamatiğe gidemedim. Open Subtitles هنا تكمن المشكلة فلمأذهبللصرافالآلي..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more