"تكون فيه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olman
        
    • bir
        
    • olduğu
        
    Hayır ama 15 dakika önce olman gereken bir adresim var. Open Subtitles لا، ولكنني في موعد كان يجب أن تكون فيه قبل 15 دقيقة
    Nihayet üç yıl önce olman gereken yerdesin. Open Subtitles أخيراً أنت في المكان الذي كان يجب أن تكون فيه منذ ثلاث سنوات
    Jonas'ın kadına vermesi icin orada olman gerek. Open Subtitles وهذا هو المكان حيث تريد أن تكون فيه وبذلك يستطيع جوناس أن يقوم بعمل الطريق للمرأه
    Sana Mona'nın numarasını veririm, onu daha uygun bir anında ararsın. Open Subtitles ويمكنك أن تتصل بها في الوقت الذي تكون فيه أكثر مناسبة
    Blair'le bir partide buluşacağız ve öyle yalnız bırakılması gereken bir yer değil. Open Subtitles بلير ستجتمع معي في حفلة وآنه مكان لا يجب أن تكون فيه لوحدها
    Böylece, birlikte çalıştığımız makinelerin sadece maharetli değil, aynı zamanda göz alıcı olduğu bir dünyaya taşınıyoruz. TED لذلك نحن نتحرك إلى عالم تكون فيه الآلات التي نعمل فيها ليست ذكية فقط، بل متألقة
    Gerçekten daha kapsamlı bir işgücünün olduğu bir dünya yaratacaklar mı? TED هل سيقومون ببناء عالم تكون فيه القوة العمل شاملة؟
    Asla olman gereken yerde değilsin.. Open Subtitles ؟ أنت أبدا لست في المكان المطلوب ان تكون فيه
    Eh, başka türlü, olman gereken yerde nasıl olabilirsin ki? Open Subtitles كيف ستكون بالمكان الذي تريد ان تكون فيه عندما تريد ان تكون به
    Şu an olman başka bir yerde olsan daha iyi olacağını düşündüğünü biliyorum ama öyle değil. Open Subtitles أعلم أنك تظن أن لديك مكانا أفضل تكون فيه الآن، ولكن ليس لديك.
    Yıldız Almanağı o tarihte o takım yıldızını görmek için nerede olman gerektiğini söyler. Open Subtitles التقويم الفلكي يخبرنا بالمكان الذي يجب أن تكون فيه بالتحديد لترى الكويكبة في ذلك التاريخ
    Sıkıcı, sinir bozucu olman gereken yer ve erkek gibi davranman gereken yer vardır. Open Subtitles حسنا، كما تعلمين هناك وقت حيث تكون فيه مملاً ومزعجاً وهناك وقت لتكون مترجلاً
    Meydanda olman gerekirken bana meydandan git diyorsun. Open Subtitles أتخبرني بأن أغادر الساحة, بينما هذا هو المكان الذي يجب أن تكون فيه
    Ama seni olman gereken yerden koparamam. Open Subtitles لكني لا أستطيع أن أبعدك عن المكان الذي يجب أن تكون فيه
    Şu dünyada, olman gereken... en son yer orası. Open Subtitles ...هذا آخر مكان في العالم يجب أن تكون فيه...
    Senin olman gereken bir yer yok mu? Open Subtitles ألا يوجد مكانٌ يجب أن تكون فيه الآن
    Etrafta ne olup bittiğini bildiğiniz bir yer sizin için kurtuluşun anahtarıdır. Open Subtitles في مكان تكون فيه معرفة البيئة المُحيطة هي المِفتاح مِن أجل البقاء.
    Evet öyle, ama bu hıyar bir ekip oluşturuyor senin de girmeni istiyorum. Open Subtitles حقيقة ، لكن هذا الحقير وانا نشكل فريقاً وانا اريدك ان تكون فيه
    Varsayımlar yapıyoruz, bunları denklemlere dönüştürüyoruz, simülasyonları çalıştırıyoruz, hepsi şu soruya cevap vermek için: Varsayımlarımın doğru olduğu bir dünyada, ne görmeyi bekliyorum? TED نضع الافتراضات، ونحولها إلى معادلات، ونديرُ عمليات المحاكاة، كل ذلك لنجيب على السؤال: في عالمٍ تكون فيه افتراضاتي صحيحة ما الذي أتوقع رؤيته؟
    Ama tablette dünya üzerinde ikinci bir geçidin bulunma ihtimalinin olduğu bir yerden bahsediliyor. Open Subtitles القرص يشير إلى موقع آخر ممكن أن تكون فيه بوابة نجوم ثانية على الأرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more