| Bu sırada Bay Frank Talby nefsi müdafaa hakkını kullanmıştır. | Open Subtitles | ( مارس السيد ( فرانك تلبي خلاله حقوقه بالدفاع عن النفس |
| Tabi sen böyle koş, Scott. Gelirlerse, Talby'e söylersin. | Open Subtitles | ( يستحسن بك أن تهرب يا ( سكوت ( لن تستطيع اللجوء إلى ( تلبي |
| Buraya dönmesen iyi ederdin, Talby. | Open Subtitles | لكان من الافضل ( لو لم تأت إلى هنا يا ( تلبي |
| Huan, Avatar, arkadaşları ve teyzen Lin ile tanışmanı istiyorum. | Open Subtitles | هوان، أنا أريد منك أن تلبي أفتار وأصديقائها وعمتك ين. |
| Teknik olarak: bu krakerler, besin ihtiyacımızı karşılıyor. | Open Subtitles | من الناحية الفنية , هذه الأسماك تلبي احتياجاتنا الغذائية |
| Ve toplumdaki tüm ihtiyaçları karşılamak zorundalar ve aslında ihtiyacımız olan şey daha çok çeşitlilik. | TED | وعليها أنّ تلبي جميع احتياجات المُجتمع، و،في الحقيقة،ما نحتاجه هو المزيد من التنويع. |
| Ve Frank Talby yerine tüm dürüst Clifton'lılar ölüyor. | Open Subtitles | وذلك من سكان ( كليفتون ) الصادقين الذين يدينون لـ( فرانك تلبي ) بدلا منك ، ما رأيك؟ |
| Pekâlâ Talby. Seninle tartışmayacağım. Fazla hızlısın. | Open Subtitles | حسنا ( تلبي ) ، لا يمكنني مجادلتك ، أنت سريع جدا |
| Bay Talby, bu kadar kısa zamanda altı kurşun nasıl oldu? | Open Subtitles | سيد ( تلبي ) ، كيف يمكنك أن تطلق 6 رصاصات بهذا الشكل؟ |
| Dinle Talby seni uyarıyorum; Parkins'in arkadaşları seni yakalamaya yemin ettiler. Ağır ol, Şerif. | Open Subtitles | اسمع ( تلبي ) ، أحذرك من أن أصدقاء باركنز ) أقسموا على النيل منك ) |
| Kimseyi bulamayacaksın. Beni denemek ister misiniz, Bay Talby? | Open Subtitles | لن تجد أحدا - تريد أن تجربني سيد تلبي - |
| Ah, tekrar hoşgeldiniz Bay Talby. Sizi buraya getiren nedir? Bir para meselesi. | Open Subtitles | ( أهلا بعودتك سيد ( تلبي ما الذي أتى بك إلى هنا؟ |
| Bay Talby... - Bu hesabın tutarı nedir? - Bin dolar. | Open Subtitles | سيد ( تلبي ) ، ما المبلغ الذي تريد سحبه؟ |
| Kanun dışı birşey yaparsanız, Frank Talby haklı çıkar. Kendinizi kanunun tokadının önüne koyuyorsunuz. | Open Subtitles | ( تمت المحاكمة وبرىء ( تلبي أنتم تخالفون القانون بوضوح |
| Ne halt istediğini bilmek isterim, Talby? | Open Subtitles | 4قتلى وجريحان ، أريد أن أعرف ما الذي ( تريده بحق السماء يا ( تلبي |
| Deneme bile, Talby. Artık çok geç. | Open Subtitles | ( لا تحاول ذلك يا ( تلبي فات الأوان على ذلك |
| Tabii ki, Bay Talby. İstediğiniz kadar büyük yaparız. | Open Subtitles | ( طبعا سيد ( تلبي سنجعله بالحجم الذي تريده |
| Dinle, tanışmanı istediğim bazı adamlar var. | Open Subtitles | الآن هناك هؤلاء الرجال أنا أريد منك أن تلبي. |
| Jade! Jade, oğlumla tanışmanı istiyorum! - Hadi! | Open Subtitles | اليشم أنا أريد منك أن تلبي ابني. |
| Planımız tek başına ABD'nin Paris İklim Anlaşması yükümlülüklerini karşılıyor ve görüyorsunuz ki, zamanla emisyon azaltımları devam da edecek. | TED | خطتتنا بنفسها سوف تلبي الهدف الأسمى من التزام الولايات المتحدة تحت معاهدة باريس المناخية، وكما ترون، سيستمر تقليل الانبعاثات مع مرور الوقت. |
| Bu, siparişleri tamamlamak için sadece verimsiz değil ayrıca hiç de tatmin edici olmayan bir yoldur | TED | هذه الوسيلة ليست فقط غير مجدية لتعبئة الطلبات، اتضح أيضًا أنها وسيلة لا تلبي الطلبات. |