"تلقائياً" - Translation from Arabic to Turkish

    • kendiliğinden
        
    • otomatikman
        
    • otomatik olarak
        
    • Kendi kendine
        
    • otomatik bir
        
    kendiliğinden yardım teklif etmediklerinde başkalarını suçlayamayız çünkü yardım isteyip istemediğimizi bilmiyorlar. TED فنحن لا يمكننا إلقاء اللوم على الآخرين لكونهم لا يهبون لمساعدتنا تلقائياً في حين أننا لا نعرف أن هذا هو المطلوب.
    Böylece oyuncular bu sorunu birbirlerini adilce ve şeffafça motive etmek için kendiliğinden oluşan bir sistem ile çözdüler. TED لذا فالاعبين عالجوا هذه المشكلة تلقائياً جاؤوا بنظام لتحفيز بعظم البعض, بشكل عادل و شفاف.
    Bunlardan bazıları oyuncu tarafından yaratıldı, diğerleri başka oyuncular tarafından yaratılıp otomatikman gönderildiler. Yine de bazı küçük hesaplamalar yapmak gerekti; nelerin gerekli olduğu, TED بعضها تم تصميمها من اللاعب. وأخرى من لاعبين آخرين، ترسل تلقائياً هنا. ولكن هناك عملية حسابية بسيطة بما هو مطلوب،
    Böylece bu ufaklık yumurtadan çıkıyor, havalanıyor, ve otomatikman yağmurun olduğu yere taşınıyor. TED إذاً، حين يفقس اليعسوب الصغير هنا، فإنه يصعد في الهواء، ويُحمَل تلقائياً حيث يهطل المطر.
    Burada bir karıncanın ayağının tabanından ve pençeler kazmadığın da, bu ped karınca hiçbir şey yapmadan otomatik olarak çıkıyor. TED نرى هنا من تحت قدم نملة، وعندما لا تنغرس المخالب، تخرج تلك الوسادة تلقائياً بدون أن تفعل النملة أي شيء
    Olay yerinde çalışan herkes eleme amacıyla otomatik olarak sisteme girilir. Open Subtitles كل من يعمل على المشهد يوضع في النظام تلقائياً لغرض الإقصاء
    Kendi kendine pişen sosisli ile ilgili bomba bir fikrim var. Open Subtitles لقد توصلت إلي تلك الفكرة الرائعة عن نقانق سجق تطبخ تلقائياً
    O uzaylıların insan karşılıkları kendiliğinden uyandılar. Open Subtitles البدلاء من البشر لهؤلاء الغرباء يستيقظون تلقائياً
    Eller cepte, makinenin kendiliğinden çalışmasını bekliyor. Open Subtitles اليدين في الجيوب، في انتظار أن تبدأ تلقائياً.
    Çok gizli tarifimiz kendiliğinden renklendirilir, kokusu ayarlanır ve kabarcıkları yapılıp benzersiz altın sarısı parıltıya sahip hepimizin yakından tanıdığı hoş tatlı sıvıya dönüştürülür. Open Subtitles جهازنا السري للغاية يقوم تلقائياً بتصحيح اللون وتغيير الرائحة وتعديل الفقاعات إلى هذا، شراب حلو لطيف
    Ben özel olmak istemedim, kendiliğinden oldu. Open Subtitles لم أسع وراء التميز فقد حدث الأمر تلقائياً
    kendiliğinden tutuşmasıyla aynı ihtimâl. Open Subtitles تقريباً نفس إحتمالات بأنّه احترق تلقائياً
    evrene dev bir simülasyon tarzında muamele etmek, başlangıç koşulunu kurup bütün her şeyin tüm harikaları ve güzellikleriyle kendiliğinden olmasına izin vermektir. Open Subtitles كل ما يحدث هو أن ما يحدث بالكون هو محاكاة كبيرة حيث تقوم بوضع الشروط فى البداية وتترك كل شئ يحدث تلقائياً
    Yumurtaları bırakıyor, sonraki jenerasyon ortaya çıkıp onlar bu sefer otomatikman yağmurun olduğu yere gidiyor. TED تضع البيض، الجيل القادم، يصعدون، محمولة تلقائياً إلى حيث تهطل الأمطار.
    Yeniden programlıyor. Onunla zaman geçiren herkes otomatikman risk altına giriyor. Open Subtitles أي شخص يقضي وقتاً معها مٌعرض للخطر تلقائياً
    Kızın biri senden daha farklı bir hayat yaşamayı seçtiyse bu otomatikman fakir ve hamile olduğu anlamına gelmez. Open Subtitles ليس لأن الفتات أختارت أن تعيش حياتها بختلاف أكثر منك لا يعني انها تلقائياً وقحه وحبلاً
    Panik odası otomatikman bağlantı kurmalıydı. Open Subtitles بجدر على غرفة الذعر القيام بالاتصال تلقائياً
    Alarm 3 dakikadan fazla sürerse, otomatik olarak bir sinyal gönderilir, ve polisler bir anda olay yerinde bitiverir. Open Subtitles ولو استمر الإنذار أكثر من ثلاث دقائق سيتم إرسال إشارة تلقائياً وسيتم إرسال رجال الشرطة إلى مكانكِ في الحال
    Başka bir internet sayfasına geçince otomatik olarak kapanmıyor mu? Open Subtitles أنه لا ينطفئ تلقائياً حينما تذهبين إلى صفحة أخرى ؟
    Yani erkekler kıdemleri sayesinde üreme başarısını artırıyorlarsa otomatik olarak erkekler arasındaki kıdem hırsına kapılıyorlar. TED فإذا استطاع الذكور تعزيز نجاحهم في التناسل من خلال تصنيفهم المرتفع، ستطمح تلقائياً لأن تنال تصنيفاً عاليا ًبين الذكور.
    Elini hareket ettirmeye çalışmıyordun. Kendi kendine hareket etmiş olmalı. Open Subtitles لم تكن تحاول أن تحرّك يدك، تحرّكت تلقائياً
    En iyi senaryo kanamanın Kendi kendine durmasıdır. Open Subtitles في أفضل الحالات ، ستصاب بالنزيف تلقائياً
    Twitter'daki arkadaşlarım suçlamayı bırakıp sorular sormaya başladıklarında neredeyse otomatik bir şekilde onların yaptığını yaptım. TED حينما توقف أصدقائي على تويتر عن الهجوم وبدؤوا في طرح الأسئلة، أصبحت تلقائياً أقوم بما يقومون به.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more