Ona yardım edebilirim ama onu öldürürsen bu fırsatı bulamam. | Open Subtitles | أستطيع مساعدته، ولكنّ تلك الفرصة لن تتاح لي إن قتلتَه |
bu fırsatı kaçırırsan, Ömür boyu pişmanlık duyarsın. | Open Subtitles | أنا احذرك إذا فقدت تلك الفرصة سوف تندم إلى الأبد |
O yüzden ben de bana verdiğin bu şansı hak ettiğimi ispatlamak istiyorum. | Open Subtitles | لذا أريد أن أثبت لك أنّي أستحقّ تلك الفرصة الثانية التي منحتني إيّاها. |
Eğer hesabın spam olduğunu düşünüp yanlışlıkla askıya alırsak, bu şansı elde edemeyeceksiniz. | TED | لن تحصل على تلك الفرصة إذا قمنا بفصل هذا الحساب بالخطأ معتقدين أنه إزعاج. |
Ama sizin yüzünüzden bir daha o şansı yakalayabilecek miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | ولكن بفضلك، أجهل ما إذا كنت سأحصل على تلك الفرصة ثانية. |
Sanırım böyle karşılaştığımıza göre bu benim için bir şans değil mi? | Open Subtitles | لن أدع تلك الفرصة تمر لأني لا أعلم إذا كنا سنتقابل ثانية. |
Konumunuzu savunma arzunuzu anlıyorum, ve ben de size bu fırsatı vereceğim. | Open Subtitles | أفهم رغبتك للدفاع عن موقعك وأنا سأعطيك تلك الفرصة |
Kardeşimin intikamını almak için bu fırsatı değerlendirmeliydim. | Open Subtitles | كان يجب أن أغتنم تلك الفرصة لأثأر لموت أخي |
Yerinde olsaydım Shawn, ilişkiyi düzgün bir biçimde bitirmek için bu fırsatı değerlendirirdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك يا " شون " سأخذ تلك الفرصة وأحظي بخروج جميل |
En azından bana bu fırsatı tanımanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | و أود منك أن تمنحني تلك الفرصة على الأقل |
bu fırsatı, sevgili ailenize el yazınızdaki ve üslubunuzdaki güzelliği göstermek için kullanın. | Open Subtitles | استغلوا تلك الفرصة لتظهروا لأبائكم الأعزاء خطوطك الرائعة واستخدامكم الفصيح للعبارات |
bu fırsatı takip edip iletişim bilgilerini almamı ister misiniz, efendim? | Open Subtitles | أتريد منى مُتابعتة تلك الفرصة و الحصول على معلومات الاتصال الخاصة بها ؟ |
Anester Zafer, Bay Gatimu ve Anester cemiyetine bu şansı bana verdikleri için teşekkür etmek istiyorum. | TED | أود حقًا أن أقول شكرًا لآنستر فيكتوري وللسيد جاتيمو ولجميع الأخوة في آنستر لمنحي تلك الفرصة. |
Benim yakaladığım bu şansı kaçıracak kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظن بأنني لا أتذكر ، هل تظن أنني حمقاء لأترك تلك الفرصة الآن |
Elbette ister. Ama sen onlara bu şansı bile tanımıyorsun. | Open Subtitles | بالطبع أنهم مسؤولون لَكنَّكِ لا تمنحيهم تلك الفرصة. |
Ancak birkez olsun, bu şansı denemek istiyorum. | Open Subtitles | لكني حتى الواحدة صباحاً أرغب بإنتهاز تلك الفرصة |
Ve gideceği yerde bu şansı hiç bulamayabilirdi. | Open Subtitles | وحيثما نحن ذاهبون، هو قد لا يحصل على تلك الفرصة. |
Sana biri o şansı verse, sen de onları korumaz mısın? | Open Subtitles | الآن إذا أحداً ما أعطاك تلك الفرصة ألن تقوم بحمايته أيضاً |
Bir insanı ölümün eşiğine getirir, ve sonra ona hayatta kalabilmesi için... ne kadar küçük olduğu hiç önemli değil, bir şans verecek olursan... ona dört elle sarılırlar. | Open Subtitles | اذا قمت بجلب انسان الى حافة الموت,ثم تقوم بعرض فرصة للنجاه عليه لايهم كم تلك الفرصة صغيرة للنجاه,فإنهم سيتمسكون بها |
Sizden bu son şansı istiyoruz. Eğer insaflı iseniz bize O şans verirsiniz. | Open Subtitles | نريد تلك الفرصة الأخيرة إن كنت صادقة ستمنحيها لنا |
- O riski göze alamam. | Open Subtitles | - لا أستطيع أن تأخذ تلك الفرصة. |
Bir fırsat görüyorsunuz ve onu elde etmek için ne yapacağınıza karar veriyorsunuz. | TED | حيث ترى فرصة سانحة أمامك .. وتقرر انك سوف تستغل تلك الفرصة |
Bu fırsattan istifade ederek siz televizyon izleyicilerine gönderdiğiniz yüzlerce destek mektubu ve telgraf için teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أغتنم تلك الفرصة لأقدم الشكر لمشاهدي جهاز التلفاز لمئات الرسائل والبرقيات التي تتدفق علينا |