Ancak derin yüzeyaltı Güneş'ten tamamen kopmuş bir dolaşım sistemi gibi. | TED | لكن السطح العميق يشبه نظام دورة دموية منفصل تمامًا عن الشمس. |
Yeryüzünün yürüyen bu dev katilleri hakkında tamamen yeni bir anlayışa sahibiz. | Open Subtitles | لدينا فهمٌ جديدٌ تمامًا عن أعظم القتلة الذين ساروا يومًا على الأرض |
Bu eski bir bar gibi dar merdivenli bir yerden inmekten tamamen farklı bir deneyim, odaya damlıyor gibi oluyorsunuz. | TED | هذه تجربة مختلفة تمامًا عن الذهاب إلى أسفل الدرج الضيق إلى -على سبيل المثال- حانة قديمة، حيث تسقط إلى الغرفة. |
Çat sesinden tamamen farklı bir sesti. | TED | كان صوتًا مختلفًا تمامًا عن صوت الارتطام. |
Hikâyeler Orta Çağ İngilizcesiyle yazılmış ve bugün konuşulan dilden tamamen farklı gözüküyor. | TED | كُتبت هذه القصص بإنجليزية العصور الوسطى، والتي غالبًا ما تبدو مختلفة تمامًا عن اللغة السائدة اليوم. |
Hayatının sonunu belirleyen acımasız davranışı, bana onun tanıdığım kişiden tamamen farklı biri olduğunu gösterdi. | TED | السلوك الوحشي الذي حدّد نهاية حياة ابني أظهر لي بأنه كان مختلفًا تمامًا عن الشخص الذي أعرفه. |
Bu nedenle kuantum bilgisayar bu parçacıkların davranışlarını kontrol ederek işlem görür, fakat normal bilgisayarlardan tamamen farklı bir şekilde. | TED | لذلك، يعمل الحاسوب الكمي بالتحكم في تعامل هذه الجسيمات، ولكن بطريقةٍ مختلفةٍ تمامًا عن حواسيبنا المنتظمة. |
Ama insanın yaşam süresi ağaçlardan anlamlı derecede kısadır, bu sıradan gerçeğe tamamen habersiz olabiliriz. | TED | لكن لو أن حياة إنسان كاملة كانت بشكل ملحوظ أقل من حياة تلك الأشجار، فلسوف نكون غافلين تمامًا عن هذه الحقيقة البديهية. |
Fakat evde, tamamen farklı bir şey öğretiliyordu. | TED | ولكن بالمنزل، تعلمت شيئًا مختلفًا تمامًا عن ذلك. |
tamamen yabancı birine bizim en mahrem sırlarımızı anlatıyorsun. | Open Subtitles | بإخبارك لرجل غريب تمامًا عن تفاصيل علاقتنا الحميمية التي تخصنا؟ |
Davranışları bir ödül karşılığı risk düşüncesinden tamamen uzak. | Open Subtitles | تصرفاته بعيدة تمامًا عن الإقدام على مجازفة في سبيل الأجر |
Gergin yörüngesi büyük gezegenlerden tamamen farklı bir düzlemdedir. | Open Subtitles | مداره الممتدّ في مستوى مختلفٍ تمامًا عن الكواكب الرئيسية |
ÖIüm Meleği Rem'den tamamen farklıymışsın. | Open Subtitles | ! أنت مختلف تمامًا عن ريم رغم أن كلاكما شينيغامي |
(Kahkaha) Kuşlar, memelilerden tamamen farklı. | TED | (ضحك) رئتا الطيور مختلفة تمامًا عن رئتي الثدييات. |
Çocukların tamamen kontrolden çıktı, Gwen. | Open Subtitles | أطفالكِ خارجين تمامًا عن السيطرة يا (جوين). حقًا؟ |
Elieen'a Roddy'den tamamen ayrılmazsa Caitlyn'e sosyal hizmetlerin el koyacağını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتُ (آيلين) بأنّ هيئة الخدمات الاجتماعيّة ستأخذ (كايتلن) إن لم تنفصل تمامًا عن (رودي). |
Rory ile konuşmamın senin yarım düzine suç işlemenden tamamen farklı olduğunun farkındasın değil mi? | Open Subtitles | تدرك أن مناقشتي لـ (روري) تختلف تمامًا عن ارتكابك 6 جرائم، صحيح؟ |
Rory ile konuşmamın senin yarım düzine suç işlemenden tamamen farklı olduğunun farkındasın değil mi? | Open Subtitles | تدرك أن مناقشتي لـ (روري) تختلف تمامًا عن ارتكابك 6 جرائم، صحيح؟ |