"تمامًا كما" - Translation from Arabic to Turkish

    • tıpkı
        
    • olduğu gibi
        
    O insanlara özgün, tıpkı sizin toplantılarınızın da size özgün olması gerektiği gibi. TED إنه مُخصصٌ لهم، تمامًا كما ينبغي على تجمعك أن يكون مُكرّسًا من أجلك.
    tıpkı babanla bana yaptığı gibi. Amcan canavarın tekiyken kendini mağdur göstermeye çalışıyor. Open Subtitles تمامًا كما فعل مع والدك وبيني ليجعل نفسه شهيدًا في حين أنه وحش
    tıpkı seni kullandığı gibi baştan beri beni de bunun için kullanıyormuş. Open Subtitles ذاك ما كان يستغلّني من أجله طوال الوقت تمامًا كما كان يستغلّك
    Efsanede olduğu gibi taşıyıcısının yaralarını iyileştirir ve yaşlanmalarını durdurur. Open Subtitles تمامًا كما قيل في الأساطير؛ إنه يعالج جراح حامله ويوقفه عن التقدم في السنّ
    Küçükken olduğu gibi bana iyi davranman beni çok mutlu etmişti. Open Subtitles كنتُ سعيدة لتصرّفك بلطف تجاهي تمامًا كما كنّا صغارًا
    Döngü tam olarak önceden olduğu gibi olmalı. Open Subtitles هذه الدائرة الزمنية يجب أن تحدث تمامًا كما يجب
    tıpkı mantıklı ve bilgili bir yetişkin her fikrinin gerçekleşmesini beklemeyeceği gibi, dokuz yaşındakiler de beklemiyor. TED ولكن تمامًا كما لا تتوقع امرأة بالغة عاقلة ومطلعة أن تُطبَّق كافة أفكارها، فابنة التسع سنوات لا تتوقع ذلك أيضًا.
    Bakteriler de tıpkı insanlar gibi topluluklar hâlinde yaşarlar. TED تعيش البكتريا في مجتمعات تمامًا كما يعيش البشر.
    Ve sizi temin ederim baylar tıpkı zor zamanlarda imansız kişi olmayacağı gibi savaşta da hapishane olmaz. Open Subtitles واسمحوا لي أن أؤكد لكم،سادتي تمامًا كما لا يوجد الملحدين في الخنادق لا يوجد سجون في ساحة المعركة
    tıpkı şehrimizdeki gözü dönmüş çeteleri dize getirdiğim gibi. Open Subtitles تمامًا كما روضت الغوغاء الذين سببوا الفساد لمدينتنا
    tıpkı söylediğiniz gibi her gece mumu yakıyorum. Open Subtitles كنتُ أضيئ دائمًا تلكَ الشمعة تمامًا كما قلتِ
    Aslında hepimiz çalkantılı zamanlar yaşıyoruz tıpkı müteveffa Zygmunt Bauman'ın bize söylediği gibi. TED ففي الحقيقة، جميعنا يعيش في أوقات مضطربة، تمامًا كما أخبرنا الراحل (زيجمونت بومان).
    Gerçek şu ki eğer bu şekilde devam edersek Enfeksiyonlar karşısında tamamen çaresiz kalmamıza birkaç on yıl kaldı, tıpkı 90 yıl evvel penisilin icat edilmeden olduğumuz gibi. TED إذا استمرينا على هذا المنوال، فإننا بعد عدة عقود سنكون بلا حيلة أمام الأمراض البكتيرية، تمامًا كما كنا قبل اكتشاف البنسلين قبل 90 عامًا.
    tıpkı düşündüğüm gibi. Open Subtitles تمامًا كما علمتُ أنها ستكون عليه.
    Seni hayalet sandım. tıpkı o zamanki gibisin. Open Subtitles ...لقد ظننت أنك شبح، تبدين تمامًا كما كنت في السابق
    Arazide olduğu gibi gölgelerde saklanıyorlar. Open Subtitles إنهما يختبئان في الظلام تمامًا كما في المعركة
    Aynı deneylerde olduğu gibi. Open Subtitles تمامًا كما تكهنت المحاكيات.
    Ama her zaman olduğu gibi, güzel ülkem hiç biran durup düşünmemize fırsat vermeyen yepyeni sürprizlerle dolu tam macera bir çizgi romandı sanki. Open Subtitles لكن كما هو الوضع دائماً، فإن بلدي الجميل مليئ بالمفاجآت الطازجة... التي تترك أثرها بقوة لتنعكس على اللحظة تمامًا كما هو الحال في مجلات المغامرات الهزلية
    Arizona'da olduğu gibi Motorlu Araçlar Müdürlüğü, Ulaştırma Bakanlığı'nın bir bölümü. Open Subtitles تمامًا كما في ولاية (أريزونا)، قسم المواصلات هو قسم فرعي
    tıpkı o defterin Abraham için önemli olduğu gibi. Open Subtitles تمامًا كما (أبراهام) مهم بالنسبة له

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more