"تمانعوا" - Translation from Arabic to Turkish

    • sakıncası
        
    • mahsuru
        
    • için sorun
        
    • Müsaade
        
    • sorun olur
        
    Umarım eve erken gitmemin sizce bir sakıncası yoktur. Open Subtitles اتمنى يا شباب ان لا تمانعوا علي ان اصل الى البيت مبكرا
    Onunla şarkı söyleyerek büyüdüm ben, o yüzden umarım sakıncası yoktur ben... ben size taşralı köklerimden bir parça tattırmak için değişik bir şey söylemek istiyorum. Open Subtitles و هذا ما كبرت و أنا أغنيه لذا أرجو ألا تمانعوا أنا أريد أن أغني شيئاً ما يعطيكم طابع بلدي
    Umarım vaftiz çocuklarımı getirmemin sakıncası yoktur. Open Subtitles أتمنّى بأنّ لا تمانعوا إصطحابي أطفالي سيحتفلون بعيد ميلادهم السادس
    Eğer beyler için mahsuru yoksa birşeyden tekrar bahsetmek istiyorum. Open Subtitles أود أن أتطرق لشيء ما إذا لم تمانعوا أيها السادة.
    Bu beden sizin için sorun değilse bana karşı öyle davranmanız benim için sorun olmaz. Open Subtitles أنا أرحب بكم بشدة إذا لم تمانعوا بهذا الجسد
    Şeref duyduk. Müsaade ederseniz, Bay Ferrante beni eve bırakacaktı. Open Subtitles من دواعى سرورنا ، إذا لم تمانعوا السيد فيرانتى سيوصلنى للمنزل
    Kanepede yatmanızın bir sakıncası olmayacaksa... Open Subtitles طالما أنّكم لا تمانعوا النوم على سرير الأريكة
    Eğer sakıncası yoksa bunu Sabre'nın internet sitesine koymak isterim. Open Subtitles في الحقيقة إن لم تمانعوا سأرغب أن أضعها في الموقع الألكتروني لسايبر
    Umarım onları buraya getirmemin sakıncası yoktur. Open Subtitles لقد كنت أريد أن أخرجهم من الموتيل قليلا وأأمل أن لا تمانعوا في وجودهم هنا
    sakıncası yoksa gece lambasını takacağım. Open Subtitles سأطفئ الضوء إن لم تمانعوا في الحقيقة , أتعلم ؟
    Evet, sakıncası yoksa. - Biraz garip olabilir. Open Subtitles نعم, إن لم تمانعوا سيكون أمراً غريباً بعض الشيء
    Yani sizin için de bir sakıncası yoksa bu akşam ikramları ben yapacağım. Open Subtitles لذا إذا لم تمانعوا سوف أقوم أنا بالاهتمام بكم الليله
    sakıncası yoksa tekrar zar atmak istiyorum. Open Subtitles أود أن أقوم برمي النرد مجدداً إن لم تمانعوا
    sakıncası yoksa şunu keser misiniz! Cenazeye gidiyoruz. Open Subtitles إذا لم تمانعوا ، فنحن لطريقنا إلى جنازة
    Elbette. Bir süreliğine Norville'i ödünç alabilir miyim, sakıncası yoksa. Open Subtitles طبعاً طبعاً، احتاج ان استعير "نورفلط لبعض الوقت ان لم تمانعوا
    Banyonuzu kullandım. Umarım mahsuru yoktur. Open Subtitles إضطررت لإستخدام حمامكم أرجو الا تمانعوا ذلك
    O halde sizin için avlanmanızın, ateş açılmasının ve doldurulmanızın mahsuru olmayacaktır. Open Subtitles إذا لم تمانعوا أن يتم اصطيادكم و إطلاق النار عليكم -حسناً
    Sizin için sorun değilse akşam geri dönüp beraber yemek yeriz. Open Subtitles سوف نعود ونتعشى معكم لاحقاً, اذا لا تمانعوا.
    Sizin için sorun değilse, deliğe son atışımı yapmak için gidiyorum. Open Subtitles إذا لم تمانعوا يا رفاق سأجعل هذا اخر حفرة
    Müsaade ederseniz, biraz yalnız kalmak istiyorum. Open Subtitles إذا لم تمانعوا احتاج للحظة بيني وبينه
    Hey çocuklar, ben burada kalsam sorun olur mu? Open Subtitles يـا, رفاق هل تمانعوا أنتظرت هنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more