Umarım eve erken gitmemin sizce bir sakıncası yoktur. | Open Subtitles | اتمنى يا شباب ان لا تمانعوا علي ان اصل الى البيت مبكرا |
Onunla şarkı söyleyerek büyüdüm ben, o yüzden umarım sakıncası yoktur ben... ben size taşralı köklerimden bir parça tattırmak için değişik bir şey söylemek istiyorum. | Open Subtitles | و هذا ما كبرت و أنا أغنيه لذا أرجو ألا تمانعوا أنا أريد أن أغني شيئاً ما يعطيكم طابع بلدي |
Umarım vaftiz çocuklarımı getirmemin sakıncası yoktur. | Open Subtitles | أتمنّى بأنّ لا تمانعوا إصطحابي أطفالي سيحتفلون بعيد ميلادهم السادس |
Eğer beyler için mahsuru yoksa birşeyden tekrar bahsetmek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أتطرق لشيء ما إذا لم تمانعوا أيها السادة. |
Bu beden sizin için sorun değilse bana karşı öyle davranmanız benim için sorun olmaz. | Open Subtitles | أنا أرحب بكم بشدة إذا لم تمانعوا بهذا الجسد |
Şeref duyduk. Müsaade ederseniz, Bay Ferrante beni eve bırakacaktı. | Open Subtitles | من دواعى سرورنا ، إذا لم تمانعوا السيد فيرانتى سيوصلنى للمنزل |
Kanepede yatmanızın bir sakıncası olmayacaksa... | Open Subtitles | طالما أنّكم لا تمانعوا النوم على سرير الأريكة |
Eğer sakıncası yoksa bunu Sabre'nın internet sitesine koymak isterim. | Open Subtitles | في الحقيقة إن لم تمانعوا سأرغب أن أضعها في الموقع الألكتروني لسايبر |
Umarım onları buraya getirmemin sakıncası yoktur. | Open Subtitles | لقد كنت أريد أن أخرجهم من الموتيل قليلا وأأمل أن لا تمانعوا في وجودهم هنا |
sakıncası yoksa gece lambasını takacağım. | Open Subtitles | سأطفئ الضوء إن لم تمانعوا في الحقيقة , أتعلم ؟ |
Evet, sakıncası yoksa. - Biraz garip olabilir. | Open Subtitles | نعم, إن لم تمانعوا سيكون أمراً غريباً بعض الشيء |
Yani sizin için de bir sakıncası yoksa bu akşam ikramları ben yapacağım. | Open Subtitles | لذا إذا لم تمانعوا سوف أقوم أنا بالاهتمام بكم الليله |
sakıncası yoksa tekrar zar atmak istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أقوم برمي النرد مجدداً إن لم تمانعوا |
sakıncası yoksa şunu keser misiniz! Cenazeye gidiyoruz. | Open Subtitles | إذا لم تمانعوا ، فنحن لطريقنا إلى جنازة |
Elbette. Bir süreliğine Norville'i ödünç alabilir miyim, sakıncası yoksa. | Open Subtitles | طبعاً طبعاً، احتاج ان استعير "نورفلط لبعض الوقت ان لم تمانعوا |
Banyonuzu kullandım. Umarım mahsuru yoktur. | Open Subtitles | إضطررت لإستخدام حمامكم أرجو الا تمانعوا ذلك |
O halde sizin için avlanmanızın, ateş açılmasının ve doldurulmanızın mahsuru olmayacaktır. | Open Subtitles | إذا لم تمانعوا أن يتم اصطيادكم و إطلاق النار عليكم -حسناً |
Sizin için sorun değilse akşam geri dönüp beraber yemek yeriz. | Open Subtitles | سوف نعود ونتعشى معكم لاحقاً, اذا لا تمانعوا. |
Sizin için sorun değilse, deliğe son atışımı yapmak için gidiyorum. | Open Subtitles | إذا لم تمانعوا يا رفاق سأجعل هذا اخر حفرة |
Müsaade ederseniz, biraz yalnız kalmak istiyorum. | Open Subtitles | إذا لم تمانعوا احتاج للحظة بيني وبينه |
Hey çocuklar, ben burada kalsam sorun olur mu? | Open Subtitles | يـا, رفاق هل تمانعوا أنتظرت هنا؟ |