"تنتج" - Translation from Arabic to Turkish

    • üretiyor
        
    • üretir
        
    • üreten
        
    • üretim
        
    • üretime
        
    • üretiliyor
        
    • ortaya
        
    • üretti
        
    • ürettiği
        
    • üretmesi
        
    • üretiyorlardı
        
    • üretirler
        
    • üretiyorlar
        
    Bilirsiniz, planktonlar güneşi kullanarak oksijenimizin 3'te 2' sini üretiyor. TED كما تعلمون، فإن العوالق تنتج ثلثي أكسجيننا باستعمال الشمس.
    Bugün, Afrika günlük 10 milyon varil petrol üretiyor. TED أفريقيا تنتج عشرة ملايين برميل من النفط الآن
    CSP (YGE) çok fazla atık ısı üretir. TED ان الطاقة الشمسية تنتج الكثير من الحرارة المهدورة ..
    Sadece Çin’de, bu aktif maddeleri üreten... ...beş yüz tane tesis vardır. TED هنالك 500 من هذه المنشات التي تنتج هذه المكونات في الصين وحدها
    Her sene 1,5 milyar cep telefonu üretim hatlarından geçiyor ve bazı şirketler üretim hızlarının insan doğum oranından daha fazla olduğunu söylüyorlar. TED سنويا 1.5 مليار هاتف نقال تنتج و بعض الشركات تشير الى ان معدل انتاجها اكثر من معدل الولادة
    Çünkü kimyasal üretime neden olan düşünme sürecini her yarıda kesişimizde kimyasal destek de kesiliyor ve bu sinir hücreleri uzun süreli ilişkilerinden kopuyorlar. Open Subtitles إنها تفقد تلك العلاقة الطويلة الأمد لأنناكلمرةنقاطعفيها تقدّمالفكرة.. التي تنتج رد فعل كيميائي في الجسم
    Ki her yıl, sadece ABD'de sarsıcı bir rakama ulaşan çöp sahalarının %25'ini dolduracak iki milyarın üzerinde strafor üretiliyor. TED والواقع أن الولايات المتحدة وحدها تنتج سنوياً أكثر من ملياري رطل من الستايروفوم، وتشغل 25 في المائة من مدافن القمامة.
    Bu çok az miktardaki biyo kütle nasıl oluyor da yeryüzündeki tüm bitkileri üretiyor? TED كيف لهذه الكمية من الكتل الحيوية الصغيرة أن تنتج بقدر كل النباتات على الأرض؟
    Yani yapışkanlı not sistemleri sadece daha akıcı değil, ayrıca statik çizimlere göre genellikle daha fazla düğüm üretiyor. TED إذًا فأنظمة الملاحظات اللاصقة ليست أكثر سلاسة وحسب، بل إنها تنتج عمومًا مزيداً من العقد مقارنة بالرسوم الثابتة.
    Aynı zamanda, çalıştığım nesneler gözlemlenmiş en güçlü zerre akımlarından bazılarını üretiyor. TED وبنفس الوقت ،فإن الاجسام التي ادرسها تنتج بعض من أكثر تيارات الجسيمات القوية التي تمت ملاحظتها من أي وقت مضى.
    Karşılaştırıldığında teknoloji endüstrisi yalnızca 1,4 milyon telefon üretiyor. TED وبالمقارنة، فإن صناعة التقنية لا تنتج سوى 1,4 مليار هاتف.
    Kimyasal bir proses kalkit üretiyor, ve partikulleri birarada tutan bir çeşit doğal bir beton türünü üretiyor. TED هذه العملية الكيميائية تنتج الكالسايت والذي يعتبرنوعًا من الأسمنت الطبيعي الذي يربط الحبيبات ببعضها
    Bu ışık tellerini üretir, muhtemelen bir tür savunma olarak. TED انها تنتج حزماً من الضوء كنوع من انواع الدفاع عن النفس
    Bunlar başka nedenlerden de var olurlar ama yalnızca hayat ozonu üretir. TED وهي توجد أيضا لأسباب أخرى لكن الحياة تنتج حتى الأوزون
    Kendi beyin etkinliklerini izliyorlar, ve acıyı üreten sinirsel yapıları kontrol ediyorlar. TED أنهم يشاهدون طريقة تفعيل أدمغتهم ويقومون بالتحكم في المسارات التي تنتج الألم
    Servetlerini, son moda giysileri ucuza üreten bir şirkete harcadılar. Open Subtitles بنو ثروتهم من خلال شركة تنتج البسة مقلدة لأخر الصيحات
    Senin ilahilerini dinleyip dururlarsa, onları kuyuya sokamayız ve o zaman da kuyu üretim yapamaz ve etrafa altın saçamaz. Open Subtitles ولا يمكنهم الراحة إن كانوا سيأتون هنا للاستماع لإنجيلك وحينها لا يمكن للبئر أن تنتج وتفيض ذهباً بالأرجاء
    Tekrar gözden geçirelim, yosun çiftliğinin bizi beslemeye yetecek kadar üretime geçebilmesi için 2 ay gerekiyor, yiyecek paketlerini paylaştırırsak başarabiliriz. Open Subtitles لنراجع الأمر مرة أخرى أعتقد أن الأمر سيأخذ شهرين حتى تنتج مزرعة الطحالب ما يكفي لاطعامنا
    Ve bu aslında daha fazla sülfürik asit üreten bir bakteri tarafından üretiliyor ve pH'ı sıfır civarında olan yerlerde yaşıyor. TED وهي تنتج عن البكتيريا والتي تتسبب في المزيد من حمض الكبريتيك ، وتعيش في معدل هيدروجيني يقارب الصفر.
    Baktığınızda, çok farklı makinaların ortaya çıktığını görebilirsiniz. Hepsi etrafta dolaşıyor, TED إذا نظرتم، يمكنكم رؤية مجموعة من الآلات المختلفة تنتج من ذلك. كلها تتحرك
    Fakat demiri ocakta bükmeye çalışırken ateşleri— görünüşte güzel fakat doğada kötü huylu başka eserler üretti. TED ولكن ومهما حاول إخضاع الصياغة لإرادته، نارها لم تنتج سوى أدوات أخرى جميلة في المظهر ولكن مؤذية بطبيعتها.
    Eğer bir firma, müşterilerine ürettiği ürünün zamanla daha eşsiz olacağı sözünü veriyorsa rekabette önemli bir üstünlük elde eder. TED والشركات التي تنتج على نطاق واسع وتضمن لعملائها أن كل قطعة ملابس ستصبح فريدة مع الوقت ستكتسب ميزة تنافسية قوية.
    Bunun nedeni ise, elbette bu hayvanların her birinin çok küçük miktarlarda koku üretmesi ve köpek örneğinde ise erkek köpeklerin kokuyu alabilirken, insanların alamamasıdır. TED هو أن كل من هذه الحيوانات تنتج كميات ضئيلة، وفي حالة الكلب، ذكور الكلاب يمكنه شمها، ولكننا لا يمكننا أن نشمها.
    Otçul sürüleri, her gün milyonlarca ton gübre üretiyorlardı. Open Subtitles كانت قطعان الحيوانات العاشبة تنتج ملايين الأطنان من السماد كل يوم.
    kolorofil ve kloroplastlar sadece güneş ışığı altında oksijen üretirler, ve ıspanakların geçtiği barsaklarınızın içi oldukça karanlıktır. TED أن الكلوروفيل والبلاستيدات الخضراء لا تنتج الأكسجين إلا في ضوء الشمس، والأمعاء تكون مظلمة جداً بعد أن تأكل السبانخ.
    Bunları dakikası 1500 ile 800 dolar arasında bir para için üretiyorlar. TED فتلك الشركة تنتج الان بتكلفة مابين الـ 800 والـ 1,500 دولار في الدقيقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more