"تنتحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • ağlamaya
        
    • ağlıyor
        
    • sızlanıp
        
    • ağlarken
        
    • ağladığı
        
    • mızmızlanma
        
    • sızlanıyorsun
        
    Şimdi,sana gelmekte olan para için ağlamaya devam mı edeceğiz? Open Subtitles و الآن هل ستبقى تنتحب على نقود هي الآن في طريقها إليك؟
    şimdi,sana gelmekte olan para için ağlamaya devam mı edeceğiz? Open Subtitles الآن ، هل ستظلّ تنتحب من أجل النقود التي هي الآن في طريقها إليك؟
    Ama bu ahenk bozuldu ve şimdi arazi ağlıyor. Open Subtitles ولكن هذا التناغم اندثر والآن الأرض تنتحب
    Sonra da yaralı bir köpek gibi sızlanıp durdun. Open Subtitles و بعدها بدأت تنتحب على ذلك مثل كلب مجروح
    Feryat figan ağlarken, yalnız yüzünü sarar. Open Subtitles ستغطي وجهك فقط بيينما تنتحب و تبكي و تصرخ
    Dünyanın sonunda, aslanların ağladığı yerde. Open Subtitles في نهاية العالم حيث تنتحب الأسود.
    "Bir partiye davetliyiz" dediğimde, yorucu çalışma saatlerinden dem vurup mızmızlanma. Open Subtitles "نحن مدعوون لحفل" لا تنتحب على عملك المتعب ل60 ساعة بالأسبوع
    Ne zaman şeytan tırnağın çıksa bebek gibi sızlanıyorsun. Tamam. Open Subtitles أنت تنتحب كالطفل في كل مرة تحصل على مبرد أظافر
    senin iğrençliğini gören her çocuk çığlık attığında, yaklaştığın zaman ağlamaya başlayan her bebek, Open Subtitles من أجل كل صرخه لكل طفل يرى بشاعتك سوف تعتز بها كل فتاه تبكى عند إقترابك كل امرأه سوف تنتحب "يا إلهى..
    Hanımım da böyle yere serilmiş, ağlıyor ve hıçkırıyor, hıçkırıyor ve ağlıyor. Open Subtitles حتى هى تكذب تنتحب و تبكى
    o ağlıyor,korkuyor, anlıyormusun? Open Subtitles وكانت تنتحب , وتصرخ
    Kendini aşağılayıp, sızlanıp, dua ediyorsun! Open Subtitles , تهُين نفسك بهذه الطريقه تنتحب وتصلى؟
    Sürekli sızlanıp duruyorsun. Open Subtitles هل تعلم، إنك تنتحب.
    Ama ben onu o gece bankta ağlarken buldum. Open Subtitles لقد وجدتها تنتحب على المقعد يوم حدث ذلك
    Yalnızca annem bir köşede umutsuzca ağlarken, babamın evden çıkıp sıcaklığınızı bulmak için sizin yanınıza geldiğini hayal edebiliyorum. Open Subtitles ‫يمكنني فقط أن أتصور أمي ‫مستاءة بشدة ‫تنتحب في الليل عودة والدي ‫لمنزله من السفر، منزله بعيدا عن سريرك ‫ناثرة قليلا ‫من رحمة سنام منتصف الليل
    "Aslanların ağladığı yer. " Open Subtitles "حيث تنتحب الأسود"
    Hiç mızmızlanma. Open Subtitles لا تنتحب بشأن ذلك
    İki haftadır aşk hayatın hakkında mı sızlanıyorsun? Open Subtitles أنت تنتحب وتنوح علاقة حبّك منذ أسبوعين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more