Boğazdan okşayarak kayıyor. | Open Subtitles | يداعب إلى حد بعيد , كما أنها تنزلق إلى أسفل الحنجرة |
Kıpırdamadım salak! Uçak kayıyor. | Open Subtitles | انا لم أتحرك أيها الأحمق الطائرة اللعينة بدأت تنزلق |
Çoraplarınızı iç yerine dışa giyerseniz kayıp düşme olasılığınız oldukça artıyor. | TED | أنه لو ارتديت جواربك بخارج حذائك بدلًا من أن ترتديها بداخل حذائك أنت أكثر حظًا في النجاة وألا تنزلق وتسقط. |
Ne zaman köşeye sıkıştırdığımı düşünsem, kayıp gidiyor. | Open Subtitles | ,فقط عندما تعتقد أنك أثرت إهتمامه يجعلك تنزلق |
Merkezinden kenarına doğru geniş buzullar şeklinde buzlar kayar. | Open Subtitles | تنزلق شرائح الجليد فيها نحو الأسفل من مركزها نحو حوافها في شكل انهار جليدية هائلة |
İlaç ve alkol aldığından dolayı sendeler tepetaklak merdivenlerden aşağı yuvarlanır kafasının üstüne düşer ve boynunu kırar. | Open Subtitles | وبتأثير المخدرات والكحول هي تنزلق وتسقط الرأس تلو الكعب الى اسفل الدرج تهبط على رأسها وتكسر رقبتها |
Çok ilginç. Genç bayan birden kayıyor... ama sen ceketini ve ayakkabılarını çıkaracak zaman buluyorsun. | Open Subtitles | هذا مثير للإهتمام، شابة تنزلق على حين غرّة، ويتسنى لكَ الوقت لتخلع حذائكَ ومعطفكَ. |
Yavaş sürsem bile o fasulye çuvalı dönerken kayıyor. | Open Subtitles | حتى أحصل على المقعد الخاص حتى ولو كنت سأقود ببطء هذه الوسادة الكبيرة تنزلق كثيراً أثناء الدوران |
Elimden geleni yapıyorum! Buz üstünde kayıyor! | Open Subtitles | انا اقوم بأفضل ما يمكن ، انها تنزلق على الثليج |
Ellerin popoma kayıyor. - Özür dilerim. - Sorun değil. | Open Subtitles | يداك تنزلق نحو مؤخرتي آسف, إنها عادة قديمة |
Göz kararı söylüyorum fakat her 15 saniyede bir 5 cm kadar kayıyor ve elimizde sadece... | Open Subtitles | هذا لن يدوم طويلاً, أنا أحدق بها لكن يبدو أنها تنزلق بحوالي 2 بوصة كل 15 ثانية وتبقى لدينا فقط |
Bir kadın markette kayıp düşse, onu savunurum. | Open Subtitles | بعض السيدات تنزلق فى سوق المشتروات أنا معها |
Öyle ki, kaplumbağanın taşların suda kayıp fiziksel zararlara sebebiyet verebileceği konusunda önceden bir bilgisi var. | Open Subtitles | لأن السلحفاة لها سوابق بأن الحجرة تنزلق وتسبب له إصابة جسدية |
Bir sürü suşi hazırladık. Ellerinden kayıp gidiyorlar. | Open Subtitles | لقد صنعنا الكثير من السمك ممكا جعل الاشياء تنزلق من ايدينا |
Anılar, kayar gider, ...uykumuzdaki bir fısıltı gibi. | Open Subtitles | لحظات، أنها تنزلق بعيدا، الهمس في نومنا. |
Alplerde, eğer eğim 40 derece civarındaysa, kar kayar gider. | Open Subtitles | في "الألب" تنزلق اذا كان الميل حوالي 40 درجة |
Ve ellerim kaydığında, aniden günler önce tanıştığım elleri kayarak metrelerce aşağı düşen madenciyi hatırladım. | TED | عندما تنزلق يدي، أتذكر فجأة عامل منجم كنت قد قابلته قبل أيام من مجيئي والذي انفلتت يده وسقط مسافة أقدام لا تُعد من المصعد. |
Sakın kayma. Sakın... | Open Subtitles | إياك أن تنزلق إياك |
Daha kuzeydeki bölgede, tabakalar birbirinin üzerinde kolayca kaymaya devam ediyor. | Open Subtitles | إلى الشمال، تنزلق الضفيحتان تدريجيّاً عن بعضهما. |
- Eğer elim kayarsa... | Open Subtitles | -يدى تنزلق |
Obje bazen masanın üstünde kayacak, bazen kaymayacaktır. | TED | وقد تنزلق الأشياء عبر الطاولة، وفي أحيانٍ أخرى تبقى في مكانها |
İkinci vites, Hala patinaj çekiyor. Üç. | Open Subtitles | الإطارات لازالت تنزلق مع الغيار الثاني والثالث |
Travolta, Kayıyorsun! | Open Subtitles | ترافولتا) ، أنت تنزلق) |
Bay Stamphill, çok ince bir buzda kayıyorsunuz. | Open Subtitles | سيد ستامفيل أنت تنزلق على ثلج رقيق جدا الأن |