| Martha'yı telaştan kurtarmak için sana haber vereceğimi söyledim ama unutmuşum. | Open Subtitles | قُلتُ بأنني أود أن أخبركِ، لكي تنقذي مارثا من أرتباكها .حول |
| Hayatınızı kurtarmak için sadece ve sadece bir şansınız var. | Open Subtitles | لديكِ فرصة واحدة و فرصة واحدة فقط لكي تنقذي حياتك |
| Şimdi, bu temize çıkıp kendini kurtarman için son şansın. | Open Subtitles | و الآن ، هذه فرصتك ِالأخيرة لتبرئي ذمتك و تنقذي نفسك. |
| Bir kez hayatımı kurtardın. Şimdi kendininkini kurtar. | Open Subtitles | لقد أنقذتِ حياتي يوماً، و الآن أريدكِ أن تنقذي نفسك |
| Düşmanının hayatını kurtarmaya zorlanmak zor olmalı. | Open Subtitles | لابد ان يكون صعباً بان يكون عليك ان تنقذي أرواح اعدائك |
| Beni o sokaktan çıkardığında sadece hayatımı kurtarmadın. | Open Subtitles | عندما سحبتيني من الزقاق لم تنقذي حياتي فحسب |
| Kendininkine inancını, kaybetmişken, büyüyü nasıl kurtaracaksın? | Open Subtitles | كيف يمكن أن تنقذي السحر إذا كنت لا تصدقينه بعد الآن ؟ |
| Sanırım fırsatın varken aileni kurtarmalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنت يجب أن تنقذي عائلتك بما تستطيعين |
| Ama öğretmenleri kurtaramadın, değil mi Gemma? | Open Subtitles | لكنكِ لم تنقذي المُعلّمين أليسّ كذلكَ "جيما"؟ |
| Bu tavrınla, büyükbabanın çiftliğini asla kurtaramazsın. Surat asmanı tersine çevirmelisin. | Open Subtitles | لن تنقذي مزرعة جدك بهذا السلوك، يجب أن تقلبي عبوسك |
| Evliliğimizden geriye kalanı kurtarmak adına ne bir şey söyledin ne bir işaret yaptın. | Open Subtitles | لمتقوليكلمةأوتقوميبفعل.. تحاولين فيه أن تنقذي القليل المتبقي من زواجنا. لماذا يجب أن أبذل الجهد وحدي ؟ |
| Ama bunu takıp benimle gelirsen Sawyer'ın hayatını kurtarmak için bir şeyler yapabilirsin. | Open Subtitles | و لكن إذا ارتديتِ هذا و ذهبتِ معي فهناك شيء يمكن أن تقومي به لنا و تنقذي بذلك حياته |
| Bir adamın bizi kurtarmak için acı çekerek ölmesini mi? | Open Subtitles | أن تتركي شخصاً يعاني ويموت حتى تنقذي نفسك |
| Ama hayatı büyük tehlikede olan iyi bir adamın hayatını kurtarmak için aracılık etmeni istemeye geldim. | Open Subtitles | انا شخص عادي لكنني اتيت كي اطلب منك ان تتدخلي تنقذي حياة |
| Dünyayı, senin kurtarman için bir yol buldum. | Open Subtitles | أظن أنني عرفت طريقة كي تنقذي العالم |
| Beni kurtarman için ben de sana izin vermem. | Open Subtitles | و لن أسمح لك أن تنقذي نفسك لكي تنقذيني |
| Sen de gitmeme izin vererek benimkini kurtar. | Open Subtitles | اذن لماذا لا تنقذي خاصتي وتدعيني اخرج من هنا؟ |
| Sanıyorum kocanızı belada kurtarmaya ve işin batmasını önlemeye çalışıyordunuz. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنكِ تحاولين أن تنقذي زوجكِ من مأزقهُ |
| Komşunun çocuğunun ölmesine izin veremezsin ama babamızı kurtarmadın. | Open Subtitles | ..... لم تستطيعي ترك ابنة الجيران تموت, لكن لم تنقذي أبانا |
| Ah, yazık oldu. Ee, hangisini kurtaracaksın? | Open Subtitles | أليس هذا شئ مخجل اذا من تريدين ان تنقذي ؟ |
| Bakan Shim Won'u kurtarmalısın. | Open Subtitles | ! يجب عليكِ أن تنقذي السيد شيم وون |
| Ama kendini kurtaramadın. | Open Subtitles | ولكن لم تنقذي نفسك |
| "Eğer tek bir hayatı bile kurtarmaya çalışmazsan hiç bir şey kurtaramazsın." | Open Subtitles | "إن لم تحاولي إنقاذ حياة شخص ما، لن تنقذي واحدة أبداً" |
| Olcha'nın emirleri altında çalıştığına dair bir itirafname imzalarsan boynunu kurtarabilirsin. | Open Subtitles | لو قمتِ بتوقيع اعتراف أنكِ كنتِ تعملين تحت أوامر أولكا يمكنكِ أن تنقذي حياتك |
| Yani eğer konuşursan hayat kurtarmayacaksın, Larkin yeni ölümlere sebep olacaksın. | Open Subtitles | لذا إنتِ لن تنقذي أيه أرواح بحديثكِ هذا يا لاركن .. ولكنكِ ربما تسببين في قتلنا |
| Sakın böyle ezilmiş gençleri kurtarabileceğini düşünme | Open Subtitles | لا تعتقدي مطلقا بأنه يمكنك ان تنقذي هؤلاء الفنانون المذّبون الشباب |