"تنهار" - Translation from Arabic to Turkish

• çöküyor
• iflas
• parçalanıyor
• çöker
• yıkılıyor
• Kalbi
• yıkılır
• çökebilir
• yıkılacak
• yerle
• çöktü
• çökmedi
• bozulur
• paramparça
• düşüyor

O ağacı kesiyorsunuz ve yağmur ormanları bir ekosistem olarak çöküyor.
إذا قطعت تلك الشجرة ، فإن الغابات الممطرة جميعا تنهار كنظام بيئي.

Bilgisayar sistemi çöküyor, elektrik sürekli kesiliyor da.
أنظمة الحاسب عندهم تنهار باستمرار والكهرباء تنقطع دوما

Yanlış nefes bile alsan, yine iflas edebilir.
أنت حتى تتنفس بشكل خاطئ هذا ممكن أن يجعلك تنهار

Eriyip gidiyor, sinirsel kurdeşenlerle parçalanıyor, vücudunda noktalar çıkıyordu.
تتضاءل تنهار جسديا و عصبيا تحمر و يتبقع جسدها

Peki, nasıl da Mısır gibi güçlü bir yer çöker?
ولكن كيف أمكن لدولة عظيمة مثل مصر أن تنهار بهذه الصورة فجأة ؟

Maraton ve dehidratasyon yüzünden, kasları yıkılıyor, ve aspirin de olayı hızlandırıyor.
, بسبب السباق و الجفاف , عضلات تنهار و الحبوب تسرع العملية

Yoksa yine Kalbi duracak. Bradikardik durumda.
قبل أن تنهار مرة أخرى إن معدل نبضها قليل ,

Çünkü çocuklarımız kötü bir şey yaptığında bizim hayallerimiz de yıkılır.
لأنه عندما يصير أولادنا فى طريق الخطأ تنهار معهم كل احلامنا

Böyle giderse, Japon tarımı bir gün aniden çökebilir.
كما الامور تسير فان الزراعة اليابانية قد تنهار فجئأة بيوم واحد

Hokey Adası'nı kullanmaya kalkarsa yıkılacak.
لو حاولت استخدام جزيرة الهوكي، سوف تنهار

Önce kriz geçirdi, şimdide böbrekleri çöküyor. Neden?
أولاً تصاب بسكتة و الآن تنهار كليتاها، لماذا؟

Baskı altında. Bu yapı çöküyor.
♪ تحت تأثير الضغوط ♪ ♪ يمكن أن تنهار الأمم ♪

İmparatorluk çöküyor. Bir kadın kendi başına üstesinden gelemez.
الإمبراطورية تنهار وامرأة لوحدها لا يمكنها القيام بكل شيء

Bu günlerde, tabii doğa iflas edince birçok yeni yöntem ortaya çıkıyor.
بعصرنا هذا، عندما تنهار الطبيعة يوجد طرق كثيرة جدًا

Tüm söylediğim uygarlık ona en çok ihtiyaç duyduğumuz anlarda parçalanıyor.
كل ما أقوله أن الحضارة تنهار حينما نكون في أمس الحاجة إليها

Ama hidrojen bombası patlamaz, şiddetle içeri doğru çöker.
لكن ليس القنبلة الهيدروجينيّة إنّها تنهار داخليّاً

Etrafım sokak boyunca uzanan ceset yığınıyla perişan halde ve binalar yıkılıyor.
و كان حولي دمار شامل و الشوارع عائمة بجثث الموتى، و المباني تنهار

Çık. Hızlı atımları var. Kalbi duracak.
تسارع ضيق مركّب سوف تنهار

Bunu bu şekilde düşündüğünüzde bütün duvarlar yıkılır.
إذًا عندما تفكرون بالأمر، عند هذه النقطة، تنهار جميع الجدران.

Dev buz blokları, su tarafından uzun süre desteklenemez ve her an çökebilir.
الكُتَل العِملاقة من الثلج ليست مدعومة بالماء بعد الآن ويُمكن أن تنهار في أيِّ لحظة

Ama şimdi de itfaiye departmanı orada da yapamayız diyor çünkü yıkılacak mı!
ولكن الآن ادارة الاطفاء يقول أننا لا نستطيع أن نعلن هناك، لأنها سوف تنهار ؟

Tüm imparatorluğun yıkılıp... yerle bir oluyor... sadece, küçük bir... kiraz yüzünden.
كم هي كامل إمبراطوريتك من الدمار تنهار كلّ هذا بسبب واحدة صغيرة من

Çadırım içeri doğru çöktü. Bunu da seviyorum. B.ktan bir durum ama seviyorum.
الخيمة تنهار, وأحب ذلك أشعر بالشفقة عليها ولكن احبها

Binanın en üstteki 10 katı yıkılmasına rağmen, bina çökmedi.
بالرغم من أن الطوابق الـ 10 العليا سقطت فالبناية نفسها لم تنهار

Bilgisayar belleğinin değişmez ve daimi olduğunu düşünürüz ancak oldukça kolay bozulur.
نحنا نميل للتفكير بذاكرة الحاسب كما لو أنها ثابتة ومستقرة ولكنها في الحقيقة تنهار مرتبتها بشكل سريع ومنصف

Zotkin'le, bu kahrolası greve şehir paramparça olmadan son verebilirim.
بمساعدة زوتكين,يمكنني إنهاء هذا الإضراب اللعين قبل أن تنهار مدينتنا

Satürasyon düşüyor. %82 oldu.
حيويتها تنهار انها في 82 بالمئة