"تهب" - Translation from Arabic to Turkish

    • esiyor
        
    • estiği
        
    • eser
        
    • rüzgar
        
    • estiğinde
        
    • estiğini
        
    • havaya
        
    • esiyordu
        
    • içeri
        
    • esmesi
        
    • esmeye
        
    • eserse
        
    • fırtına
        
    • rüzgâr
        
    Burda palm springs bölgede. rüzgar kuzeydogudan esiyor. Open Subtitles في منطقة البحيرات العظمى، الرياح تهب من الشمال الشرقي بسرعة ستة أميال في الساعة.
    Şimdi rüzgar kuzey yönünden esiyor. Open Subtitles الآن، الرياح التجارية الجافة تهب على الشمال.
    Nasıl demiştiniz? Bu, estiği hiçbir yere iyilik getirmeyen, kötü bir rüzgar. Open Subtitles كما تقولون, انها رياح سيئة تلك التى تهب على فراغ
    "Bir gün, bir deli rüzgar eser ve güzellik ülkene gökyüzünden en derin acıları ve getirir." Open Subtitles يوما ما الريح المعتدية سوف تهب جالبة معها إلى أرض الجمال الألم والحظ السيىء
    Ama bazen çim yeşermez, rüzgar esmez ve gökyüzü mavi değildir. Open Subtitles ولكن أحياناً لا تنمو الأعشاب ولا تهب الرياح ولا تزرق السماء
    Sıkı estiğinde bu çöl arka ayakları üzerine dikilir sanki. Open Subtitles عندما تهب بشدة , تصبح هذة البلاد الصحرواية فى ورطة
    4. kamptalar ve rüzgarın zirvede nasıl estiğini görebilirsiniz. TED هم فوق في المخيم الرابع ..ويمكنكم أن تروا أن هنالك رياحٌ تهب في القمة
    rüzgar ters yönden esiyor. Onun her adımını izle! Open Subtitles الرياح تهب معاكسة علينا مراقبة خطواتها جيداً
    Ama pencereyi actiginda, iceri yabanci bir rüzgar esiyor. Open Subtitles لكن عندما يفتحان النافذة.. تهب رياح غريبة إلى الداخل
    Bu öğlen, rüzgâr o kadar güçlü esiyor ki ağaçları sallıyor. Open Subtitles إن الرياح تهب بما يكفي لهز فروع الأشجار هذا المساء
    rüzgar güneybatıdan esiyor, yangın orta hızda yayılıyor. Open Subtitles تهب الرياح من الجنوب الغربي بسرعة معتدلة للانتشار
    Her yere esiyor ve her yeri örtüyor. Open Subtitles أجل، إن العاصفة تهب في كل مكان وتعترض كل شيء
    rüzgâr kuzeyden güneye esiyor ama... ~ ...ben hâlâ olduğum yerdeyim. ~ Open Subtitles تهب الرياح من الشمال إلى الجنوب ♪ ♪ لكنني ما زلت حيث كنت ♪
    Çim yeşerdiği, rüzgar estiği, ve gökyüzü mavi olduğu sürece, Open Subtitles ستبقي الأرض ملكاً لهم طالما تنمو الأعشاب والريح تهب
    Askeri istihbarat, rüzgarın ters yönde estiği ve havanın gazın işe yaramayacak kadar soğuk olduğuydu. Open Subtitles لحكمة ما فقد كانت الرياح تهب في الاتجاه الخاطئ.. و الجو أبرد من أن يعمل الغاز
    Beni korkutan şey bazen, herhangi bir yerde kötü bir rüzgar eser. Open Subtitles ...الأن ما يخيفنى أحيانا , من حيث لا تعلم رياح شديدة تهب
    Kış günü işini görürken esen o rüzgar yok mu! Open Subtitles لكن عندما تلك الرياح اللعينة تهب هناك في الشتاء ..
    Böylece yapının bütünü rüzgar estiğinde hareket edebiliyor. TED بحيث يمكن نقل كل شيء بلطف عندما تهب الرياح.
    Rüzgarın nereden estiğini anlamak için, otları havaya savururdum. Open Subtitles ولم أنقطع أقتلع العشب لأعرف منه من أين تهب الريح
    Köşeden dönmüş geliyordu rüzgar esiyordu, insanlar konuşuyordu, gülüşüp bekliyorlardı. Open Subtitles حسنا عندما جاء عند المنعطف ، كانت الريح تهب ، والناس كانوا يتكلمون ضحك، و إنتظار،
    Ayrıca, kocaman bir pankart olacak ardından Michael içeri girecek rüzgar esmeye başlayacak ve biz hayattımızın en büyülü gecesini yaşayacağız. Open Subtitles وايضاً ، سيكون هناك لافتة كبيرة وبعد ذلك سيدخل ، مايكل و سوف تهب الرياح
    Diyordum ki, ağaçlarda en çok hoşlandığım şey... ayışığı altında uzanırken... nazikçe esmesi ve... Open Subtitles كنت أقول، ما أحبه فى الأشجار هو أنها، في الليلة مكتملة القمر يمكنك الاستلقاء تحت لهم، - مع الأوراق تهب بلطف ...
    Biliyorum rüzgâr nereye eserse essin benim gidecek bir yerim hep olacak saklandığım yerde. TED أنا أعلم أنه في أي طريق تهب الرياح، فسيكون هناك مكان لي لأذهب إليه، في مخبئي.
    Tanrılar da aralarında tartışırlar. fırtına çıkar. Tapınaklar yıkılır. Open Subtitles احيانا الالهه تتجادل ثم تهب رياح عظيمه وتسقط المعابد
    Onlara katman karabulut denir ve kuzeydoğudan esen rüzgâr yüzünden hava basıncı düşer... Open Subtitles و مع هذا الرياح الشمالية التي تهب و تسبب إنخفاض في الضغط الجوي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more