"توافق على" - Translation from Arabic to Turkish

• kabul
• onaylamıyor
• hemfikir
• onay
• onaylar
• katılıyor
• katılmıyor
• onaylamaz
• onaylarsınız
• onayladığını

Eğer katılmayı kabul ederseniz, yarım bizim üssümüzde olmanızı istiyoruz.
إذا كنت توافق على المشاركة نسألك أن تأتي لقاعدتنا غدا

Fakat sen de kabul edersin ki, bu öyle kolay olmayacak.
لكن عليك أن توافق على ذلك أنها لنّ تكون مسألة سهلة

Bir felaketi önlemek için aracı olmayı kabul edeceğinizi umuyorum.
و آمل أن توافق على أن تكون كوسيط لتجنب الكارثه

Biliyorsun, artık o kadar yakın değiliz. Yaşam tarzımı gerçekten onaylamıyor.
لم نعد مقربين من بعضنا، هي لا توافق على نمط حياتي.

Kararla hemfikir olmanı beklemiyorum ama kabullenmeni istiyorum.
, لم أتوقع أن توافق على هذا القرار لكنى أحتاج منك الموافقة عليه

-Bizi doğruca katile götürse bile ilçedekiler 10 bin dolarlık bir şey için onay vermez.
إن كان لهذا الشئ عواقب سلبية على مطلق النار فإن المقاطعة لن توافق على طلب شراء بقيمة 10,000 دولار

Çocukken öldürülmesini, ya da annesinin öldürülmesini, ya da dedelerinin... katledilmesini onaylar mıydık?
لكن هل توافق على قتله وهو طفل بريء؟ أو قتل امه أو اجداده ؟

Beni yatağa atmak için dediğim her şeye katılıyor musun?
هل أنت توافق على مــا أقوله فقط حتى تتمكن من مضاجعتي؟

Acı içinde kıvrandıkları zaman geri kalanlar için çok daha iyi örnek oluyorlar. Buna katılmıyor musun?
سيكون عبرة لبقية العبيد عندما يتلوى من الألم ألا توافق على ذلك؟

Tabii senin de bazen yanımda olmamayı kabul etmen gerek.
،بالطبع عليك أن توافق على أن لا تكون موجوداً أحياناً

Kanunları Thane'ler kararlaştırdı ve kendi halkları da kabul etti.
تقرر القوانين من قبل كل حاكم ثم توافق على شعبهم.

- Belki Lucifer bizimle eve dönmeyi kabul eder artık.
ربما لوسيفر سوف توافق على العودة الى الوطن معنا الآن.

Clinton'ı seversiniz ya da sevmezsiniz, ama kabul edin ki... ülke için en iyi şey devam etmekti.
يمكن أن تحب كلينتون أو تكره كلينتون ولكنك توافق على أن الشيء الأفضل للبلاد هو التقدم للأمام.

Ricalarımızı kabul etmemekte ve eve gitmekte diretirsen, bunu yapmakta özgürsün.
إن لم توافق على مطالبنا ولا زالت تصر على الذهاب للبيت، فإنها قد تفعل ذلك

Önemli olan sizin kürtajı kabul etmeniz.
أهم شئ يجب عليك فعله أن توافق على الأجهاض

Bununla beraber benim hatun, sonradan geri döndüğüm yani ağzıma giren birçok maddeyi onaylamıyor sayılır.
بالإضافة , السيدة , في الماضي عندما إمتلكت وحدة هي لم توافق على أن أتنشق المواد

Kraliçe ünvanların bu şekilde durmasını onaylamıyor.
الملكة لا توافق على الأراضي الملكيّة الكاذبة

Ama onun planlarını mahvetmek seninle hemfikir olmasını nasıl sağlayacak?
لكن كيف لإفساد مخططاتها أن يجعلها توافق على مخططاتكَ؟

Tamam, film komitesi festivalden iki gün önce onay için kaba kurguyu istiyor.
حسناً، يجب على لجنة مهرجان الأفلام أن توافق على مسودة الفيلم قبل يومان من المهرجان

Yaşasaydı kampanyanızı yürütme biçiminizi onaylar mıydı?
هل تـظن أنها توافق على طريقة إدارتك لهذهـِ الحملـة ؟

Bu insanların şirketime yaptıklarına katılıyor olabilirsin.
ربما توافق على ما يفعله هؤلاء الناس بشركتي.

Her Allah'ın günü bir şeyler zorlukları uzaklaştırır katılmıyor musun?
شيء ليزيل الملل الحاصل من الحياة اليومية ألا توافق على هذا ؟

Sigorta şirketi bunu onaylamaz bu yüzden onu acil servisten geri almamız gerekir.
شركة التأمين بكل تأكيد سوف لن توافق على هذا ـ ـ حسناً , سنضطر أن نعيد السماح لها بالدخول من خلال الطوارئ

- Umarım üniformamı onaylarsınız.
. اتمنى ان توافق على الزى الخاص بى

Leonard, annenin hayat tercihlerini onayladığını duymak daha iyi hissettirir miydi?
لينورد),هل سيشعرك) بتحسُن أن تسمع بأن والدتك توافق على أختيارات حياتك