| Dış duvarda tam bir daire şeklinde yanık izleri var. | Open Subtitles | توجدُ على الجدار الخارجيّ علاماتُ حريقٍ على شكل دائرةٍ كاملة |
| Nasıl bir paradoks. Yalnızlık sadece yalnızlıkta var olabiliyor. | Open Subtitles | إنّها مفارقة فالعزلةُ لا توجدُ إلا في العزلة |
| Bunun hastane yönetim kurulunun bir üyesiyle bir ilişki yaşamanla bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | هل توجدُ لديهِ أيةَ علاقةُ مع حقيقة أنكِ متورطةُ مع عضواً من مجلس أدارة المستشفى؟ |
| Enfeksiyon belirtisi yok. | Open Subtitles | ولا توجدُ علاماتُ إنتان هلاّ غيّرت لها ضماد الجرح؟ |
| Ve bunu hiçbir fikrim yok? | Open Subtitles | بينما لا توجدُ لديكَ أدنى فكرةٍ عن مكانِ تواجده؟ |
| Belki ama kök yok, dal yok. Sadece yaprakları var. | Open Subtitles | ربما, ولكن لا توجدُ هنالكـَ لا أغصانٌ ولا بقايا تغليف, سوى البتلةُ فقط |
| Üçüncü sınıf silah ruhsatım var. | Open Subtitles | توجدُ خمسٌ درجات لرُخصة حمل السلاح في الولايات المُتحدة والدرجة الثالثة لا يحصل عليها إلا تاجر أسلحة |
| Bu web sitesinde on binlerce talep var. | Open Subtitles | توجدُ عشرات الآلاف مِن العروض المُغرية على هذا الموقع |
| Pistte ağaçlar, hayvanlar nem, elektrik bir ev ve patlamamış bir bomba var öyle mi? | Open Subtitles | ،على مضمارنا، توجدُ أشجارٌ حيوانات رطوبة، كهرباء، بيتٌ، وقنبلةٌ لَم تنفجر؟ |
| Güzel, ve her kağıdın üstünde bir kelime var. | Open Subtitles | رائع. وعلى تلك الورقة توجدُ كلمة. |
| Hayır. Birçok hasar mevcut, ancak anılardan oluşan parçalar var. | Open Subtitles | هناك ضررٌ كثير، لكن توجدُ أجزاءُ ذكريات . |
| Liverpool'da yaşayan bir ağabeyim var. Belki elinde bir iş vardır. | Open Subtitles | كما تعلمين لديّ أخٌ في "ليفربول"، وربّما توجدُ فرصة هناك |
| -Ölü Ayı Deresi'nden mi? -Sakıncası mı var? | Open Subtitles | عبرَ وادي الدببة النافقه- هل توجدُ مُشكله؟ |
| Her bir kasada Çince yazılar var. | Open Subtitles | توجدُ كتابة صينيةٌ على كل صندوق لعين |
| Burada kağıtlar var. | Open Subtitles | توجدُ هنا ورقة. |
| Üç tane otobüs var. | Open Subtitles | توجدُ ثلاثُ حافلات |
| Sokağın sonuna kadar güvenlik kamerası yok. | Open Subtitles | لا توجدُ كاميراتُ مراقبةٍ حتى نهايةِ هذا الزقاق هل أنتِ متأكدة؟ |
| Oh, için, biz hariç DNA örneği yok herkes burada bir ajan değil. | Open Subtitles | عدا أنَّنا لا توجدُ لدينا... عيناتٌ من الحمضِ النووي لمن ليس بعميلٍ فيدرالي |
| - Çünkü orada gül çalısı yok. | Open Subtitles | حسناً, لا توجدُ هنالكـَ زروعاتُ ورودٍ في المنشأة |
| Askeri tecrübesi ya da bağlantısı yok. | Open Subtitles | لا توجدُ لديهِ أيّةُ روابطٍ أو إنتمائاتٍ عسكرية |