Evet, Veda etmeden gidersen, çok üzüleceğini söyledi. | Open Subtitles | نعم, أخبرتني أنها ستكون حزينة إذا رحلت ولم تودعها |
Ona Veda edememene çok üzüldüm babacığım. | Open Subtitles | أنا آسفه لأنه لم تسنح لك الفرصة كي تودعها يا أبي |
Bu en azından ona Veda edemeyeceğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | لن أفعل بها ذلك هذا لا يعني ألاّ تودعها على الأقل |
Gilligan, bahşiş vereceğimi sanıyorsan kıçını öpüp hoşça kal diyebilirsin. | Open Subtitles | جيليجان)، إذا كنت تعتقد بأنك) ستنال إكرامية، يمكنك أن تودعها |
hoşça kal demek istersen, zaman var. | Open Subtitles | هناك وقت إذا اردت أن تودعها |
Teklifim hala geçerli. Gidip ona Veda ededilirsin. | Open Subtitles | العرض لا يزال قائماً بالنسبة لي لذا يمكنك أن تودعها |
Cesaretini topla ve gidip ona Veda et. | Open Subtitles | تحلى بالشجاعة و اذهب لكي تودعها |
Veda etmeden gidemezsin. | Open Subtitles | لا يمكن أن تذهب بدون أن تودعها. |
Veda etmelisin dostum. | Open Subtitles | يجب أن تودعها يا رجل |
Belki de bu Veda etmemiz için bir fırsat olur. | Open Subtitles | -ربما تكون هذه فرصتك كي تودعها |
Yani ona Veda bile etmeyecek misin? | Open Subtitles | فلن تودعها إذن... |
Böylece Veda edebilirsin. | Open Subtitles | لكي تودعها |
Ona hoşça kal demek, onunla ağlamak istiyorsun. | Open Subtitles | تريد أن تودعها وتبكي معها |
Bo'ya hoşça kal derken yüzünün halini gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت وجهك وأنت تودعها |