"توديعها" - Translation from Arabic to Turkish

    • veda
        
    • hoşça kal
        
    • elveda
        
    • hoşçakal
        
    Bana da anlattı. Köyden ayrılıyormuş ve ona veda etmeye gelmiş. Open Subtitles أخبرني أنه كان يريد توديعها قبل مغادرة القرية
    Kızına telefonla veda etmesine ne demeli peki? Open Subtitles توديعها أبنتها بالهاتف، عمَّ كان الأمر إذن؟
    Buraya veda etmek için bir sürü şey yazmışsın. Ama bunların çoğu iyi şeyler. Open Subtitles لقد كتبت كل تلك الأشياء التي أردت توديعها ولكن كثير منهم هي أشياء جيدة
    Kardeşim bir hayalet ve ona bir hoşça kal bile diyemedim. Open Subtitles أختي أمست شبحاً، و لم يتسنَّ لي توديعها.
    Ona doğru düzgün bir şekilde elveda demek istiyorum. Open Subtitles أريد توديعها بالشكل اللائق
    Ve Navid işaretleri göstermeye başladığında, arkadaşlarımız, herkesin yapacağı şeyi yapacağımı tahmin etmişlerdi, yani ona hoşçakal deyip onu yeryüzüne göndermeyi, böylece hiçbirimiz ona bakmak zorunda kalmayacaktık ya da onun etrafında olmak veya onu düşünmek, onun ... TED لذلك عندما بدأت نافيد تُظهرعلامات مرضيّة، افترض أصدقائي أنني سأقوم بما يفعله الجميع، وهو توديعها وإرسالها إلى الأرض. إذ لن يعتني بها أي واحد منا أو يكون معها أو يفكّر فيها و...
    Kurtulamazsa bile en azından Gabriel'ın veda etme şansı bulmasını istiyoruz. Open Subtitles هو أنها إن لم تعيش نحن نأمل أن يحصل إبنها على فرصة توديعها
    Bilmek onların da hakkı. Onların da veda etmeye hakları var. Open Subtitles لديهم حق المعرفة، لديهم حق توديعها
    O zaman daha önemli gibi görünmüştü ama şimdi ona veda bile edemedim. Open Subtitles ...هذا كان مهماً للغاية حينها والآن لم يتسنَّ لي حتى توديعها
    Haklı olsan bile veda etmem gerekiyor. Open Subtitles حتى لو كنتِ محقه على الأقل أريد توديعها
    Dönebilirsem ona veda etmek istiyorum. Open Subtitles لكن إن تسنَّت لي العودة، فأودّ توديعها.
    Hem, ona veda etmeden ayrılamazsın. Open Subtitles وايضا لا يمكنك المغادرة دون توديعها
    Ertesi sabah ona veda etmemiş olabilirim o da yorgun olduğu ve uyandırmak istemediğim içindi. Open Subtitles الآن، ربما أهملت توديعها في الصباح التالي لأنها كانت مرهقة وحسب ولم أرد أن أوقظها - حسنًا -
    Biliyorsun, ona veda bile edemedim. Open Subtitles فلم يتح ليّ توديعها بنفسي.
    veda partisinde tünelden geçtiğimiz geceyi hatırlamasını istedim. Open Subtitles "وفي حفل توديعها... أردتها أن تعلم بشأن تلك الليلة... التي اجتزنا فيها النفق"
    İnsanlara doğru dürüst veda edilmeli. Open Subtitles والناس يجب توديعها أيضاً.
    Ben de ona veda etmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد توديعها أيضًا
    Ona hoşça kal bile diyemedim. Open Subtitles لم أستطع حتى توديعها
    hoşça kal bile diyemedim. Open Subtitles لم أحصل على فرصة توديعها
    hoşça kal bile diyemedim. Open Subtitles لم أجد فرصة توديعها
    elveda edemeyeceğinizi biliyorum. Open Subtitles أعلم بأنكم لاتستطيعون توديعها
    Uh, Şey, ona hoşçakal diyebilirsin çünkü Nelson'lara geri dönüyor. Palm Springs'e kadar onu götürmeyeceğim, bunu yapabilirler. Open Subtitles -بإستطاعتك توديعها لأنها عائدة إلى (نيلسونز) ولن أقلها إلى (بالم سبرينغ )

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more