"تودّ أن" - Translation from Arabic to Turkish

• istersin
• etmek ister
• istediğin
• istediğini
• istersiniz
• isteyeceğin
• ister miniz
• isteyebilirsin
• istemiyordun

Tamam, eğer benimle konuşmayacaksan belki de Amanda'yla konuşmak istersin!
حسنا، إذا لن تتكلّم معي ربّما تودّ أن تتكلّم مع أماندا

Cumartesileri nerede takılacağını görmek istersin dedim.
أعتقد أنك تودّ أن ترى أين ستمضي أيام السبت

Bunların kaç tanesinin altında imzanız olduğunu tahmin etmek ister misiniz?
هل تودّ أن تُخمّن كم عدد أمثال هذه الوثائق تحمل توقيعك؟

Eşlik etmek ister misiniz?
هـلّ تودّ أن تذهب سيراً؟

Eğer söylemek istediğin bir şey varsa, şimdi uygun bir zaman.
إن كان لديك أيّ شئ تودّ أن تقوله، فالآن سيكون الوقت المناسب.

Kız arkadaşınla ay ışığı altında baş başa olduğun bir anda o hiç bir şey söylemese de, onu öpmeni istediğini bildiğin anlar vardır ya?
أنت تعرف كيف يكون الوضع عندما تكون مع فتاتك ، والقمر في السماء وأنت تعلم أنها تودّ أن تُقبّل حتى لو لم تقُل ذلك ؟

bunu asla unutamam efendim benim 3 tasarımım var hangini görmek istersiniz
انا لن انسي تلك الظربة اذا اخبرني سيدي، اي تصميم تودّ أن ترى؟

Ama belki içeri geçip bir bira içmek istersin.
لكن لربّما تودّ أن تتفضّل وتشرب بعض الجعة؟

Belki bir dakikalık da olsa gerçek dünyaya dönmek istersin!
حسناً، قد تودّ أن تُولي انتباهاً للعالم الحقيقي للحظة.

- Ayrıca, birisinin 911'i arayıp karşısında beni mi bulmasını istersin?
بالإضافة لذلك، هل تودّ أن يتصل أحد بخدمة الطوارئ وأقوم أنا بمُحادثته؟

Bu aşağılık parazitlerden hangisine önce işkence yapmak istersin?
بأيّ هذين الطفيليين الوقحين تودّ أن تبدأ التعذيب؟

Başka bir şey sipariş etmek ister misiniz?
هل تودّ أن تطلب أي شئ آخر؟

Dans etmek ister misin?
هل أنت تودّ أن ترقص؟

- Söylemek istediğin bir şey var mı?
نجومً وردية أهنالك شيء تودّ أن تخبرني به؟

Şu an olduğun yerden, asıl olmak istediğin yere ulaşabilmek için çevreni bu amacı destekleyecek insanlardan oluşturmaktan daha iyi bir yol yoktur.
ليس هناك عائق في التاريخ البشري أمام الانتقال من حيث أنت إلى حيث تودّ أن تكون، أهم من الأشخاص الذين تختار وجودهم في حياتك؛

Garajımı görmek istediğini söyledin?
قلتَ أنك تودّ أن تزور مرآب السيارات الخاص بي؟

Ona FBI'ın kendisiyle konuşmak istediğini iletirsiniz.
أعلميه أنّ المباحث الفيدراليّة تودّ أن تتحدّث معه.

...bir çok sorun yaşıyoruz. Bu yüzden belki orada olanlarla ilgili bizi bilgilendirmek istersiniz.
كلّ مرّةٍ يفلت من قبضتنا، لذا ربّما تودّ أن تخبرنا ما الذي حدث هناك؟

Okyanus, iletişimsiz bir şekilde kaybolmak isteyeceğin bir yer değildir.
المُحيط ليس مكاناً تودّ أن تكون ضائعاً فيه بدون إتصال.

Dedektif, yemek siparişi verdik bize katılmak ister miniz?
يا محقق, لقد طلبنا بعض الطعام, ألا تودّ أن الإنضمام إلينا؟

Evini nehirden az daha öteye kurmak isteyebilirsin.
لربّما تودّ أن تبني ذلك المنزل أبعد قليلًا من النّهر.

Sen sadece yalnız kalmak istemiyordun.
فلم تودّ أن تُمسي وحيدًا لا أكثر.