| Markete gidecek vaktim olur diye düşünmüştüm ama Richard'ın on bininci ameliyatı bitmek bilmiyor. | Open Subtitles | توقعت أنه سيكون لي وقت للذهاب للسوق لكن عملية ريتشارد الـ10,000 ستطول للأبد تعتقد أن تيدي ستهتم اذا اخذت |
| Orada buldukları şeyi görmek istersiniz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | توقعت أنه سيعجبك ما وجدنا |
| - Memnun olursun diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | - حسناً توقعت أنه سيسعدك - |
| Onun en iyi arkadaşım olduğunu sanıyordum ve o bunca zaman beni arzuluyormuş. Senden hoşlandığı için onu cezalandırıyorsun ve sence bu onu eziğin biri yapıyor. | Open Subtitles | توقعت أنه صديقي وطوال الوقت كان يشتهيني |
| Kamyonun Derby'e ait olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | - أولاَ - هو يمتلك عالم شاحنات نقل الأطعمة - توقعت أنه " ديربي تشيزان " |
| Öyle bir şey olduğunu tahmin etmiştim. Ama yine de bana bir şey söylemeliydin, dostum. | Open Subtitles | أتعرف لقد توقعت أنه سيكون لشيئا هكذا ولكن هناك شيئا لم تقوله لى يارجل |
| - Freddie, senin olduğunu tahmin etmiştim. | Open Subtitles | فريدي " توقعت أنه أنت " |
| Daha uzun boylu olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | توقعت أنه يكون أطول |
| Biliyorsun, John gibi biri olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | لقد توقعت أنه سيكون نسخةً من (جون)، أتعلم؟ |
| - Arkadaşınız olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | - توقعت أنه صديق لكم |
| Sen olduğunu tahmin etmiştim. | Open Subtitles | توقعت أنه أنت |