İki köfteli, bir ton balıklı sandviç ve iki de limonata lütfen. | Open Subtitles | مرحباً، أيمكنني أن آخذ ساندويتشين لحمة وساندويتش تونة وإثنين ليمون، من فضلك ؟ |
Bir ton balıklı sandviç, bir de diyet kola sipariş ediyor. | Open Subtitles | 00 و تغادر في الـ 6: 00 تطلب تونة و كوكاكولا منخفضة السعرات |
Atlantik mavi yüzgeçli ton balığı. | Open Subtitles | أسماك تونة المحيط الأطلسي ذات الزعانف الزرقاء. |
Ve benim favori görüntüm: üç tuna Meksika körfezine gidiyor. | TED | وهذا هو مشهدي المفضل ، ثلاث سمكات تونة تدخل إلى خليج المكسيك |
Bir araya geliyorlar. Bu tuna çiftleşmesi olabilir. Ve işte orada, | TED | إنها تأتي مجتمعة. محتمل أن يكون هذا جماع تونة وها هي هناك |
Kafeteryadan getirdiler. Alt kattan, tuna sandviçinin üstündeydi. | Open Subtitles | لقد أحضروها من الكافيتيريا من شطيرة تونة |
Evde yer açılsın diye koskoca balık güvecini yedim demin. | Open Subtitles | قد أكلتُ للتوّ كسرولة تونة كاملة لأفسح مجالاً في الشقّة |
Bir keresinde 450 kg'lık mavi yüzgeçli orkinos yakaladığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد أخبرني انه امسك سمك تونة ملونة تزن الف باوند ذات مرة |
Enginar ve menekşe ile tatlandırılmış beyaz kuşkonmaz üstünde ton balıklı tartar. | Open Subtitles | إنّها تونة بالخردل والمايونيز وكريمة قرنفلية على سبانخ بيضاء. |
ton balığı 9 dolar. Bu konserve ton ve bir dilim peynirle kızarmış ekmek. | Open Subtitles | تسعة دولار لمزيج من التونة، إنها مُجرد تونة مُعلبة وشريحة جُبن وعيش محمص. |
- Mola. Bugün görevimizin sana ilk ton balığını yakalamak olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | إنتهى الوقت، كنت أعتقد بأن مهمة اليوم هو الحصول على أول سمكة تونة. |
, Oyunun anten, şehir haritası ve bir ton balığı sandviç Account | Open Subtitles | والمنشط الهوائي من لعبتك، خريطة للمدينة، وشطيرة تونة |
Şu bazukanın pinomatik çalıştırıcısı şehir haritası, büyük bir yay ve ton balıklı sandviç. | Open Subtitles | محرك الهواء المضغوط من بندقيتك التي هناك، خريطة للبلدة، وزنبرك كبير وفطيرة تونة وسمك. |
Uh, pizza yok, ama ton balıklı sandviç ve cips var. | Open Subtitles | اه , لا توجد بيتزا لكن هنالك سندويتشات تونة وشبس . |
Kafeteryadan getirdiler. Alt kattan, tuna sandviçinin üstündeydi. | Open Subtitles | أحضروها من الكافيتريا أحضروها من الأسفل، من على شطيرة تونة |
Japonyada sürekli yaparlar. tuna Spa ları var. | Open Subtitles | انهم يفعلونها طوال الوقت فى اليابان لديهم منتجعات تونة |
Konserve tuna da yok. Sushi konusunda da endişelenmemiz gerektiğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا تونة معلبة ولا أظنّ علينا القلق حيال السوشي |
tuna sandwich ve cips çikolatlı bisküvi ve şekersiz kahve | Open Subtitles | شطيرة تونة ورقائق البطاطس بعض، و بسكويت الشوكولا والقهوة، لا سكر. |
Şimdi son yumurtaları bitiriyorum, krepleri ve bazı arta kalanları, ki bu "tuna caserole" olabilir de olmayabilir de. | Open Subtitles | لقد أنهيتٌ للتو كل البيض الموجود الفطائر وبعض بقايا الطعام والتي قد تكون او لا تكون سٌلطانية تونة |
O salatalı tuna değildi. İçinde kereviz yoktu. | Open Subtitles | لم تكن هذه سلطة تونة لم يكن بها كرفس |
Hadi ama, Bana şu çeki verip,buradan giderseniz... size tonlarca konserve balık alacağım. | Open Subtitles | حسناً ، هيا سأعطيك قارب تونة إذا أعطيتني الشيك ورحلتم من هنا |
Hele hele, yetişkin, dolgun 800 kiloluk bir orkinos ve onun yirmi arkadaşına karşı? | Open Subtitles | تُحارب سمكة تونة ناضجة , مع عشرون مناصدقائك... |
Sana tonbalığı sandviçi getirdim. Beynin gıdası olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | ،لقد أحضرت لك شطيرة تونة يقولون أنها غذاء العقل |