"تَبْدأُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • başlıyor
        
    • başlıyorsun
        
    • başladı
        
    • başlar
        
    • başladın
        
    • başlayacak
        
    • başladığın
        
    • başlarsan
        
    • başlama
        
    • başlasan
        
    • başlasın
        
    • başlarsın
        
    • başladığında
        
    Ebedi Dünyaya hükmetme savaşı başlıyor. Open Subtitles المعركة الأبديّة للهيمنةِ علي العالمِ تَبْدأُ.
    Ertesi sabah kalkıyorsun ve yeniden başlıyorsun. Open Subtitles تطفئ كل شئ اخر. تَنْهضُ اليوم التالي و تَبْدأُ مرة أخرى.
    Pantolonum kaymaya başladı ve ben iç çamaşırı giymem. Open Subtitles ملابسي الداخلية تَبْدأُ نُزُول، ولا أَلْبسُ أيّ ملابس داخلية.
    Baharda her gün biraz daha yükselen güneşle deniz yosunları da büyümeye başlar. Open Subtitles في الربيع، الشمس تَرتفعُ الى الأعلى يومياً في السماءِ الطحالب تَبْدأُ في النَمُو.
    Stres altındasın Hayali şeyler görmeye başladın. Open Subtitles تحت الكثير مِنْ الإجهادِ، تَبْدأُ بتَخَيُّل الأشياءِ.
    Ya da müzik falan mı başlayacak mı? Open Subtitles أَو هَلْ الموسيقى تَبْدأُ تشتغل؟ ماذا سَيَحْدثُ؟
    İstemeyi bıraktığın gün, ölmeye başladığın gündür. Open Subtitles اليوم الذي تَتوقّفُ عن الإرادة اليومُ الذي تَبْدأُ بالمَوت.
    Ebedi Dünyaya hükmetme savaşı başlıyor. Open Subtitles المعركة الأبديّة للهيمنة علي العالمِ تَبْدأُ.
    Doktor ona yeni haplar yazdı ve bale dersleri de almaya başlıyor. Open Subtitles وَصفَ الطبيبُ حبوبَ جديدةَ وهي تَبْدأُ أصنافَ الباليهِ.
    4 dakika içinde yeni maç başlıyor. Open Subtitles تَبْدأُ اللعبةُ الجديدةُ في أربع دقائقِ.
    Kendi tarafından başlayarak tohumlarını ekmeye başlıyorsun. Open Subtitles تَبْدأُ على جانبِكَ وأنت تَبْدأُ ببَذْر بذورِكَ.
    Daha ve daha da fazla müstehcenliklere ihtiyaç duymaya başlıyorsun. Open Subtitles تَبْدأُ بإحْتياَج أكثر فأكثر kinkiness للنُزُول.
    Harika bir eş ile inanılmaz bir yolculuğa başlıyorsun. Open Subtitles أنت تَبْدأُ رحلةَ مدهشةَ مَع a شريك رائع.
    Yazı turadan sonra hakem düdüğü çaldı ve maç başladı. Open Subtitles تَذْهبُ صافرةُ الحكمَ هناك والمباراة تَبْدأُ. الكرة رُمِيتْ.
    Top PCB'de ve maç başladı. Open Subtitles إنّ الكرةَ مَع بي سي بي و المباراة تَبْدأُ.
    Hayat rahimden de başlasa, topraktan da başlasa yolculuğu karanlıkta başlar ve karanlıkta biter. Open Subtitles سواء الحياة تَبْدأُ مِن الرحم أَو مِنْ الأرض تَبْدأُ رحلتُها مِنْ الظلامِ ونهايتها في الظلامِ.
    Birkaç ay sonra günler yeniden kısalmaya başlar. Open Subtitles ثمّ، بعد بضعة شهور، تَبْدأُ الأيامُ بالقصير ثانيةً
    Karım gibi konuşmaya başladın. Open Subtitles أنت تَبْدأُ الظُهُور مثل زوجتِي.
    Tamam miliet, beş dakika içinde mülakatlar başlayacak, o yüzden gösteri başlasın. Open Subtitles الموافقة، ناس، عِنْدي المقابلاتُ تَبْدأُ في خمس دقائقِ، لذا دعنا إحصلْ على المعرضِ على الطريقِ.
    Bu da hata yapmaya başladığın yerdir, değil mi? Open Subtitles تلك عندما تَبْدأُ إرتِكاب الأخطاءِ، أليس كذلك؟
    İkramiyeleri kesmeye başlarsan en iyi adamlarını kaybedersin. Open Subtitles تَبْدأُ بقَطْع العلاواتِ، أنت سَتَفْقدُ افضل رجالك
    Saçmalamaya başlama şimdi. Open Subtitles الآن،لا تَبْدأُ بذلك الكلام الفارغِ.
    İşe başlasan iyi olur. Open Subtitles من الاأفضل ان تَبْدأُ.
    Garip köpeğin birine havlamaya başlarsın. Open Subtitles تَبْدأُ بالنِباح في بَعْض المغفّلِ الغريبِ.
    Belki elinde değil fakat bir şeyler kötü gitmeye başladığında insanlar fark eder. Open Subtitles لا تَستطيعيُ المُسَاعَدَة الا بأدلاء المُلاحظات عندما تَبْدأُ الأشياءَ بشكل سيئ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more