Gel, sana iki tane alayım, sen de bir borçlusun bana. | Open Subtitles | هلم،أنا سَأَشتري لك إثنان والواحدة التي تَدِينُني بها |
Çünkü ilk kaçırdığında dolayı bana 5 Dolar borçlusun. | Open Subtitles | ' يَجْعلُك تَدِينُني خمسة ظباء مِنْ قبل عندما تَغيّبتَ عنه. |
Bana on sent borçlusun. | Open Subtitles | ستَدْفعُ مالاً تَدِينُني بِعَشرِ سنتات |
Egzersiz yapmayı severim ama siz de bana bir açıklama borçlusunuz. | Open Subtitles | أَنا مع التمرينِ لَكنَّك تَدِينُني بتفسيرَ |
Her halükarda, inanıyorum ki bana bir değerlendirme borçlusunuz. | Open Subtitles | في أية حالة، أنا أَعتقدُ تَدِينُني تقييمَ واحد. |
Bana 100 dolar borçlu olmandan bahsetmek hiç hoş olmayacak sanırım. | Open Subtitles | أَفترضُ بأنّه سَيَكُونُ عديم الطعمَ لي للذِكْر الظباء الـ100 تَدِينُني. |
Amerikan parası ver. Hadi çabuk. borcun 700 dolar. | Open Subtitles | هيَا ، نقود أمريكيَة هيَا، 700 دولار، ذلك الذي تَدِينُني به |
Sana söylemiştim. Sende bana beş papel borçlusun. Çocuklar. | Open Subtitles | أخبرتُهم، تَدِينُني 5 دولاراتِ. |
Ama Cumartesi günü, beni yatağımdan kaldırdığın için bana borçlusun. | Open Subtitles | لَكنَّك تَدِينُني واحد لإخْراجني سريرِ على a صباح السّبت. |
- Onları sen yaktın. Bana borçlusun. | Open Subtitles | أحرقتَهم، تَدِينُني. |
Bana 5 Dolar borçlusun. | Open Subtitles | تَدِينُني خمسة ظباء. |
Bana bazı cevapları borçlusun. | Open Subtitles | تَدِينُني أجوبةَ. |
Bana milyonlar borçlusun, milyoncuk değil. | Open Subtitles | تَدِينُني ملايينَ، لَيسَ a مليون. |
Bana başka bir şey daha borçlusun. | Open Subtitles | تَدِينُني شيء آخر. ما؟ |
Bana bir açıklama borçlusunuz. | Open Subtitles | تَدِينُني بالتفسيرَ |
Bana bir şey borçlu değilsin. | Open Subtitles | هنا كوكي. أنت لا تَدِينُني لا شيءَ. |
Ve-- bana hiçbirşey borçlu değilsin. | Open Subtitles | - أنت لا تَدِينُني أيّ شئَ. |
Sanırım bana 100'lük borcun var. | Open Subtitles | يَبْدوانك سوف تَدِينُني ب100 دولار 331 01: 26: 35774 |