"تَركَ" - Translation from Arabic to Turkish

    • bıraktı
        
    • terk
        
    • gitti
        
    • bırak
        
    • ayrıldı
        
    • GiDELiM
        
    • HAYDi
        
    • bırakıp
        
    • kalmamış
        
    Babam bana Montana'nın orada bir kaç dönüm bıraktı. Open Subtitles أَبّي تَركَ لى بضعة هكتارات فوق في مونتانا.
    Bu doğru vasiyet değil. O her şeyini bana bıraktı. Open Subtitles إنها ليست الوصية الصحيحة تَركَ كُلّ شيءَ لي.
    Kendi ailesini terk eden birinden bunu duymak çok tuhaf. Open Subtitles منطق غريب قادم من الرجل الذي تَركَ عائلته الخاصة.
    Dr. Kornbluth bir kaç dakika önce İsveçlilerle gitti. Open Subtitles دّكتور كورنبلاس تَركَ مَع السويديون قبل دقائق قَليلة.
    Fabrika için değilse de kızının hatrına içkiyi bırak. Open Subtitles اذا لَيسَ للمصنعِ، تَركَ الشرب لأجلِ بنتِكَ.
    Müşterimiz Kavi DeKnight, Boomkat'ın klip çekimlerinde setten ayrıldı. Open Subtitles زبوننا، كايفي ديكانت تَركَ مجموعةَ بومكت التي تصور هذا الصباح أغنتها الجديدة
    ACELE EDiN! GiDELiM. Open Subtitles يَجيءُ، رجل , تَركَ.
    HAYDi Papa Muntz'u ait olduğu yere getirelim. Open Subtitles تَركَ نضعَ ألابَّ مونتيز الى حيث يَنتمي.
    Ödeme zamanı gelince, birçoğu silâhını burada bıraktı. Open Subtitles عندما جاءَ الوقتَ لحَلّ فواتيرِهم، تَركَ العديد مِنْهمُ فقط أسلحتهم النارية.
    aslında cuma günü ayrılacaktı ama 3 gün önce işi bıraktı. Open Subtitles هو كَانَ لابد ان يغاطر يوم الجمعة، لَكنَّه تَركَ ثلاثة أيامَ مبكراً.
    Harley Wilkes senin babandı. Kliniğini sana bıraktı. Open Subtitles هارلي ويلكس كَانَ أبّاكَ تَركَ لك ممارستَه
    Chamdo'yu terk etmiş, ardından da cephaneliği havaya uçurmuş. Open Subtitles تَركَ تشامدو وبعد ذلك حطّمتْ مستودعاتُ الذخيرة.
    - Onu seven karısını ve ailesini terk edip barlarda kadın peşine düştü. Open Subtitles ورغم ذلك تَركَ زوجتَه المحبّةَ وعائلة في البيت
    Kız tecavüze uğramış, okyanusa atılmış ve ölüme terk edilmiş. Open Subtitles هي مُهَاجَمةُ. رَمى إلى المحيطِ تَركَ للمَوت.
    Quentin, o da seninle aynı sebepten gitti. Open Subtitles كوينتن، تَركَ لنفس السببِ تَركتَ.
    - Hademe beni bırakıp gitti. - Afedersiniz efendim. Open Subtitles البوّاب تَركَ أعذرْني، سيدي
    Yine de çekip gitti. Open Subtitles تَركَ على أية حال.
    Bak, bana istediğini yap ama kızımı bırak. Open Subtitles إستمعْ، يَعمَلُ مهما وَصلتَ إلى تَعمَلُ، لكن تَركَ بنتَي تَذْهبُ.
    Kasabadan ayrıldı mı? Open Subtitles هَلْ تَركَ البلده؟
    HADi GiDELiM. Open Subtitles تَركَ. الذي المسألة؟
    HAYDi KIPIRDAYIN, KIPIRDAYIN! Open Subtitles تَركَ تحرّكاً! دعنا نَتحرّكُ! تَركَ تحرّكاً!
    Her kimse, arkada bırakıp tüymek zorunda kalmıştır. Open Subtitles حَسناً، مَنْ هو كَانَ، هو يَجِبُ أَنْ تَركَ قَبْلَ أَنْ هَبطَ.
    O arabanın içinde adamın kadınla bağlantısını gösteren hiçbir şey kalmamış. Open Subtitles هناك لا شيء تَركَ في تلك السيارة الجيبِ الذي يُوصلُه إليها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more