"تُخبر" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyleme
        
    • söylemedin
        
    • söylemeyeceksin
        
    • söylemelisin
        
    • söylemiyorsun
        
    • anlatma
        
    • söylüyor
        
    • anlatmadı
        
    • söylemeni
        
    • söylemeden
        
    • söylemeyin
        
    • bahsetmek
        
    • söyleyemezsin
        
    • söylemeyecek misin
        
    Bir daha sakın ekibime beni uzak tutmalarını söyleme bile. Open Subtitles لا تُخبر فريقي أن يخفوا معلومات عني مرة أخرى قط
    Uçağın kalkış yapmadığını kimseye söyleme. Open Subtitles لا تُخبر أيَ أحد بأنّ هذه الطائرة لم تُقلع
    - Dündü o. - Kardeşine niye söylemedin? Open Subtitles لقد كان هذا بالامس لماذا لم تُخبر شقيقك ؟
    Sen çakma bir ürün alıp, kimseye söylemedin mi? Open Subtitles تستأجر بعض عمّال اليوميّة ولا تُخبر أحداً؟
    Hadi. Bak, annemle babama hamile olduğumu söylemeyeceksin, değil mi? Open Subtitles حسنـاً، أنت لن تُخبر أبي وأمـي، أنـي حامـل، أليس كذلك؟
    Polise, aramızda her ne olduysa artık bunun bittiğini söylemelisin. Open Subtitles يجب أن تُخبر الشرطة أنّ ما بيننا قد إنتهى منذ وقتٍ طويل.
    Neden Dr. Clifton'a Veridian'da çalışmanın sana göre güzel olan yönlerini söylemiyorsun? Open Subtitles لما لا تُخبر د.كليفتون ماذا تحب في عملك لدى فيريديان؟
    Karına hiçbirşey anlatma, ve onu bu pislikten uzak tut. Open Subtitles لا تُخبر زوجتك بشيء، و اجعل "الدماء هنا في الخارج
    Nereye gittiğini bir ruha dahi söyleme. Open Subtitles لا تُخبر أحداً أين ستذهب، ولا روح واحدة.
    Kimseye nereye gideceğini veya ne yapacağını söyleme, tamam mı? Open Subtitles لكن لا تُخبر أحداً أين أنت ذاهب أو ما ستفعله، إتّفقنا؟
    Bay Serçe parmak, diğerlerine sakın söyleme ama sen benim en sevdiğimsin. Open Subtitles أوه، سيد خنصر لا تُخبر الآخرين ولكن أنت المفضل لدي
    Dün ağladığımı kimseye söyleme. Open Subtitles لا تُخبر أحداً بأني بكيتُ البارحة
    Pekâlâ, bakıcıya nereye gittiğini neden söylemedin. Open Subtitles حسناً، لمَ لمْ تُخبر حاضنة الأطفال بمكانك؟
    Sen ise bana gelmeyi tercih ettin. Başkasına söylemedin. Hile ve dolandırıcılık dedikoduları bu siteleri... böcek gibi yer bitirir... bir daha da onlardan kurtulamazsın. Open Subtitles أنتَ أتيت إلى, لم تُخبر أحداً آخر لأنكَ تعلم أن إشاعات الغش تُصيب هذة المواقع بشكل سىء, لا يمكنكَ التخلص منها
    Bunca yıl neden kimseye söylemedin? Open Subtitles ، بعد مرور كل تلك الأعوام لماذا لم تُخبر أى شخص ؟
    Bu, bana karşı hissettiklerini değiştirmez. Kimseye söylemeyeceksin. Open Subtitles هذالايُغيِّرطبيعةمنمشاعرُكَتجاهيّ ، لن تُخبر أيُّ أحدّ.
    "Bunu jüriye de söylemelisin çok yardımcı olacak." dedi. Open Subtitles فقال لي: "يجب أن تُخبر المحكة بذلك" "ستساعدك بشكل كبير"
    Taşınıyor olduğun gerçeği mi yoksa bu konuyu sadece benim bildiğim gerçeği mi? Neden kimseye söylemiyorsun? Open Subtitles أو حقيقة أنني الوحيدة التي تعلم بالأمر لمَ لم تُخبر أي أحد آخر ؟
    Bu gece çekeceğimiz sahnede, karısı dedektife onun için korktuğunu, onu sevdiğini söylüyor. Open Subtitles المشهد الذي سنصوّره الليلة حين... تُخبر الزوجة المُحقّق أنّها تكترث لأمره و تُحبّه.
    Annem kabadayıları öldürdü, kimseye de anlatmadı. Open Subtitles قتلت أمي الأطفال الأشقياء ولم تُخبر أي أحد
    Artie, Vanessa'ya söylemeni istediğim bir şey var. Open Subtitles (أرتي)، أريد مِنك أن تُخبر (فانيسا) شيئاً
    Eve, bunu kimseye söylemeden yaptı, bu yüzden-- Open Subtitles حسنا ، ايف فعَلَتْ هذا دون أن تُخبر أحدا
    Verimlilik uzmanından dayak yediğimi kimseye söylemeyin. Open Subtitles لا تُخبر أحداً أنني تعرّضتُ للضرب من قبل خبير كفاءة.
    Stresten dolayıydı. Şu mektuplar onu epey ürkütmüştü. İştekilere bundan bahsetmek istemiyordu. Open Subtitles إسمعا، تلك الرسائل قد أخافتها كثيراً، ولم تُرد أن تُخبر الناس في العمل عنها.
    Ama asla ailene bunu söyleyemezsin, yoksa onlara zarar veririm. Open Subtitles لكن لا يُمكنك أن تُخبر والديك حول هذا لأنّي سأؤذيهم.
    Bir daha sefere hemşireye su kaynatmasını söylemeyecek misin? Open Subtitles إذن المرة القادمة أنتَ لن تُخبر الممرضة أن تُغلي بعض الماء؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more