"ثروة من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir servet
        
    • servetini
        
    Kurbanımız Internet üzerinden pahalı çizgi romanları alıp satarak bir servet kazanmış. Open Subtitles الضحية حقق ثروة من بيع وشراء القصص المصورة العالية القيمة على الإنترنت
    bir servet yaratabilir ve bunu yaparken kahraman gibi görünebilirdiniz. Open Subtitles كُنتم لتصنعون ثروة من خلف هذا الأمر وستبدون كالأبطال الخارقين
    Büyükbabam cerrahi aygıtları satışıyla bir servet yaptı ve benim için bir fon oluşturdu. Open Subtitles جدي صنع ثروة من بيع أدوات العمليات الجراحية و ترك وديعة مالية لي
    Televizyonda gördüm. Adam bir servet kazanıyordu. Open Subtitles لقد شاهدت في التلفاز ذلك الوغد الذي جنى ثروة من تربية الخنازير
    Dediklerine göre servetini, kereste- -kibrit işinden, ...ve yangın sigortacılığından elde etmiş. Open Subtitles ويقولون أنه قام بجمع ثروة من الخشب ومن أعواد الثقاب، ومن الضمان ضد الحريق
    Arkadaşım Bob Saccamano o işten bir servet yapmıştı. Open Subtitles أتدرون، لقد كوّن صديقي بوب ساكامانو ثروة من ذلك.
    Sahilde taş aramak karşılığında bir çocuğa bir servet vereceğinizde... annesine bir sormaz mısınız? Open Subtitles ألا تخبر أماً بأمر إعطاء ابنتها ثروة من اجل البحث عن أحجار على الشاطيء؟
    Hayır,tatlım,bu cenaze evleri insanları aşırı harcamaya ikna ederek bir servet kazanıyorlar. Open Subtitles لا يا عزيزي دور الجنازات تجني ثروة من إقناع الناس كيف يبالغون في الإنفاق
    Herhalde ayıldığında bir konserve kutusu çorba resmine bir servet ödediğini fark eden biri vurmuştur. Open Subtitles من المحتمل من قبل شخص واعي ومدرك هم دفعوا ثروة من اجل وعاء الحساء
    ilk başta kibar olurlar ertesi gün arayıp, mektuplar gönderirler ama bana inanmalısınız o makina sayesinde bir servet kazanacağız. Open Subtitles وبعدها يبدأون بالاتصال عليك، يرسلون لك إنذاراتًا، لكن عليكم تصديقي، سوف نجني ثروة من تلك الآلة.
    Şu arabadaki adam bunun için bir servet değerinde para ödedi. Open Subtitles هذا الرجل في السيارة دفع ثروة من أجل هذا
    Eldivenlerden bir servet yapacağını kim tahmin edebilirdi ki? Open Subtitles من كان يظن أنه يمكن تحقيق ثروة من بيع القفازات؟
    Bunun bana söylediği şey bir sürü saçma şeyi sanat haline çeviriyor ve bundan bir servet kazanıyor. Open Subtitles ما يتحدث معي أنها ارتقت من وضع تافه الى شكل فني حقيقي وجنت ثروة من ذلك
    Yüksek faizli kredilerden bir servet yaptı, bir servet de banka kurtarma paketinden. Open Subtitles جنى ثروة من القروض الأساسية و ثروة أخرى من إفلاس المصرف
    Mike, Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde senaryo dersi veriyor ve anlaşılan, benimle set turuna çıkmak için internette bir servet harcamış. Open Subtitles مايك يعلّم كتابة السيناريو في جامعة كاليفورنيا الجنوبية ويبدو أنه دفع ثروة من خلال الشبكة ليشاركني في الجولة
    O soytarıda sendeki yeteneğin yarısı yok ama o Teneke Adam kostümüne girip bir servet kazanıyor. Open Subtitles ذلك المهرج لايملك حتى نصف موهبتك وهو يكوّن ثروة من ادائه من ادائه بتن مان
    Los Angeles'ta pahalı daireler yaparak bir servet kazanıyor. Open Subtitles فهو يجني ثروة من بيع الشقق في لوس أنجلوس.
    - bir servet değerindeki altın nereye saklanır? Open Subtitles أين يمكن للمرء أن يخبئ ثروة من النقود الذهبية؟
    Davis Bennett servetini teröristlere silah satmak ve kara para aklamakla elde etti. Open Subtitles دايفيز بينيت جمع ثروة من بيع الأسلحة للإرهابيين والقيام بغسيل أموالهم
    Bir kaç yıl önce Huertavas adını kullanan Venezüellalı bir kartel patronu rakibinin servetini çalması için Hayaletleri kiraladı. Open Subtitles قبل بضع سنوات، زعيم منظمة مخدرات فنزويلية يُدعى (هويرتافيز) وظّف "الأشباح" لسرقة ثروة من منافسيه.
    Deden servetini viskiden yaptı. Open Subtitles جنى جدك ثروة من الشراب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more