Ayrıca Deeds servetini bağışladığında kendisine ait olmayan bir şeyi de verdi. | Open Subtitles | وأيضا عندما تخلى ديدز عن ثروته فقد تخلى عن شيئا لا يملكه |
Hürmet gösterdiği bir yeğeni var. servetini ona bıraktığı farz ediliyoruz. | Open Subtitles | و الذي من المفترض أنه ترك له ثروته الهائلة |
servetini ona bıraktığı farz ediliyoruz. | Open Subtitles | و الذي من المفترض أنه ترك له ثروته الهائلة |
Babanın servetinin tadını hiç çıkaramadın daha sen çok gençken hepsini kaybetti. | Open Subtitles | ِلم تستمعي بثروة والدكٍ.. لقد خسر كامل ثروته عندما كنتِ.. صغيرة جداً |
Yarış atları ve Dansçı kızlarıyla bir servet edinmek üzereydi. | Open Subtitles | كسب ثروته من خلال سباق الخيول وعرض الفتيات، |
Ama şu anki serveti ve statüsü, ülkedeki herkesi gölgede bırakır. | Open Subtitles | ومع ذلك فإن ثروته ومكانته جعلت جميع من في البلد أقزاماً |
Etrafdaki parasını kontrol ederken şövalyelik payesine yaklaşıyor. | Open Subtitles | بالنظر الى ثروته فهو مناسب جدا لك يصل الى مرتبة فارس |
Savaş bittiği zaman, Victor kızı ister bir hazine, isterse de kızı olarak geri almak için bütün servetini verecektir. | Open Subtitles | . عندما تنتهي الحرب , الملك سيدفع كل ثروته ليعيدها . كـ جائزة , او كـ إبنه |
servetini geri çalmazsak, o parayı Orta Doğu'da koruma satın almak için kullanabilir. | Open Subtitles | اذا لم نستعيد ثروته, يستطيع ان يشترى حماية لنفسه فى الشرق الاوسط. |
Onun, dünyayı fethetmesine yardım ettik ama servetini kazandığı anda, bizi terk etti. | Open Subtitles | ساعدناه لغزو العالم ولكن بعدما كون ثروته تجاهلنا |
Ayrıca federal hapishanede bir süre yatıp servetini kaybettiğini de yazıyor. | Open Subtitles | يقولون أيضاً أنه أمضى وقتا في القلم الإتحادي وخسر ثروته |
Ben servetini öğrenene kadar aramız çok iyi değildi. | Open Subtitles | كنّا نتبادل السلام بالإيماء حتى علمت مؤخرا عن ثروته الجديدة. |
Çocuğu olmadan öldü ve servetini karısı adına bir vakfa bıraktı. | Open Subtitles | مات من دون أولاد وترك ثروته في وديعة لزوجته |
Baldini gençliğinde ona, bugünkü servetini sağlayan birkaç mükemmel parfüm yaratmıştı. | Open Subtitles | ولِكى يَكُونَ واثقاً، فى سابق شبابه ابتكر بالدينى عِدّة عطورٍ عظيمة حقاً بفضل ثروته |
Varlıklarının dökümünde, servetinin net toplamının ne kadarını nükleer güç oluşturuyordu? | Open Subtitles | الملخص الذي أعطيتني إياه عن ممتلكاته كم حجم ثروته في.. الطاقة النووية؟ |
Ama dünyayı umursamayan bir adam servetinin yarısını onu kurtaracak bir projeye harcamazdı. | Open Subtitles | لكن رجل لا يهتم بالعالم لا ينفق نصف ثروته على خطة لإنقاذه... |
Normal kesintilerden sonra döviz kuruyla yaklaşık 1 milyar Dolar'dan fazla servet bıraktı. | Open Subtitles | ، بعد الإستقطاعات الإعتيادية على ثروته قد ترك ثروة قدرها سوق الصرف بمليار دولار |
Rivayete göre, bir yıl süren yolculuktan sonra Mansa Musa döndüğünde, akıl almaz serveti ile ilgili hikâyeler Akdeniz kıyılarına yayılmış bile. | TED | استغرقت الرحلة كما يُزعم أكثر من عام، وقبل عودة مانسا موسى، ذاعت حكايات ثروته المبهرة في مرافئ البحر المتوسط. |
Arkadaşlarını ve ailesini kontrol altında tutmak için parasını kullandı. | Open Subtitles | كان يستخدم ثروته للسيطرة على أصدقائه وعائلته |
Amcanız çok zengin bir adamdı. | Open Subtitles | خالك كان رجلاً فاحش الثراء، في وقت ما كنت سترث ثروته |
Ya bunu tek başına yapacak kadar çaresiz kalacak ya da servetinden vazgeçip kaçacak. | Open Subtitles | إما أنه في وضع مستميت ليفعلها وحده أو يرغب بإحاطة ثروته والهرب |
Quintas ölünce ona ismini ve malvarlığını bıraktı. | Open Subtitles | الذي توفي بعد ذلك و ...ترك له إسمه و ثروته |
Kazanacağı kadar kazandı. Bence ülkesine hizmet etme teklifini seve seve kabul eder. | Open Subtitles | لقد صنع الرجل ثروته فأعتقد بأنه سيقتنص الفرصة لخدمة بلاده |
Rudolf von Tanner, meşhur Alman milyoner şaşırtıcı derecedeki mirasını bırakarak, dün öldü. | Open Subtitles | رودولف فون تانر المليونير الألماني الشهير توفيأمس،تاركا ثروته الهائلة |
Hemen sonrasında servetine yeniden kavuştu ve yüksek sosyeteye geri döndü. | Open Subtitles | صحيح أنه بعد ذلك ، استعاد ثروته وعاد الى المجتمع الراقي |
Artık öldüğüne göre mal varlığının büyük çoğunluğu oğullarına yatırım olarak kalacak ve 18 yaşına geldiklerinde milyonlarca dolarları olacak. | Open Subtitles | الان وبما انه ميت قسم كبير من ثروته ستُحفظ كودائع لابنائه ملايين الدولارات سيتمكنون من استخدامها في عمر الـ 18 |
O halde biraz daha iyimser olalım. Her ülke zenginliğini mutluluğa dönüştürmede biraz daha gelişse ne olur? | TED | إذن فلنكن متفائلين قليلا، ماذا لو شهد كل بلد تحسّنا ضئيلا في تحويل ثروته إلى رفاهية الأشخاص؟ |
Kral Henry'nin tüm varlığı ile alamadığı şeyleri satın alabiliyor. | TED | يمكنه شراء أشياء لم يستطع الملك هنري، بكل ثروته أبدا شراءها، |