İmzaladığın kontrata göre beni kovabilmenin sadece bir yolu var. | Open Subtitles | ينص عقدى على انه ثمة طريقة واحدة تستطيعون بها طردى. |
Beni bağlamanın tek yolu var, biliyorum... çünkü bir sürü insan beni bağlamayı denedi ve beceremedi. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة فقط وانا اعرفها العديد من الناس حاولوا ربطى ولم ينجحوا |
Bekle. Anlamanın bir yolu var. Bir tuzak kuracağız. | Open Subtitles | مهلاً، ثمة طريقة لإكتشاف الحقيقة، ننصب فخّاً |
Fakat sesten geriye ne kaldıysa onu geri döndürmek için bir yol olması gerektiğini düşündüm. | TED | لكني فكّرت، يجب أن تكون ثمة طريقة لهندسة صوت عكسيًا من البقايا القليلة الموجودة. |
Ama sanırım her şeyi yoluna koyabilecek bir yol var. | Open Subtitles | ولكن أعتقد أن ثمة طريقة لوضع الأمور في نصابها. |
Beni bağlamanın tek yolu var, biliyorum... çünkü bir sürü insan beni bağlamayı denedi ve beceremedi. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة فقط وانا اعرفها العديد من الناس حاولوا ربطى ولم ينجحوا |
Mesaj göndermenin tek bir yolu var. Tek yönlü. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة كي نبعث برسالة، طريقة واحدة |
Bir yolu var mı, mücadele etmem için bana yardım edebilir misin? | Open Subtitles | هل ثمة طريقة تساعدني بها علي مُتابعة القتال؟ |
Bu durumun düzeltilmesi gerek. İşleri yoluna koymanın bir yolu var. | Open Subtitles | يجب إجراء الإصلاحات ثمة طريقة لجعل الأمر ينجح |
Öğrenmenin tek bir yolu var. Beni takip edin. | Open Subtitles | ثمة طريقة وحيدة لمعرفة ذلك، اتبعوني |
Çocuk sorununu gerçekten halletmenin sadece tek bir yolu var. | Open Subtitles | ثمة طريقة وحيدة للتخلص من الأبناء |
Bunu durdurmamızın tek bir yolu var. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة فقط لإيقاف هذا |
Pekala, belki diğer yüzüğü almamızın bir yolu vardır. | Open Subtitles | حسناً، قد تكون ثمة طريقة نستعيد بها ذلك الخاتم |
Checkmate'den ayrılmanın tek bir yolu vardır. | Open Subtitles | ثمة طريقة واحدة فقط ''للرحيل عن ''مات الشاه |
Pekala, pekala dinleyin, tüm gün bunu söylemenin en uygun yolunu düşündüm, ve sanırım direk söylemekten daha iyi bir yolu yok. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، أنصتوا، لقد كنت أفكر طوال اللليلة بأفضل طريقة لقول هذا، وليس ثمة طريقة فضلى |
Gitmek zorunda olduğun için üzgünüm ama başka bir yol bulamıyorum. | Open Subtitles | أعتذر لأنك ستضطر لأن ترحل ولكن ليس ثمة طريقة أخرى |
Bunu konuşabilmemiz için doğru bir yol var. | Open Subtitles | ثمة طريقة صحيحة لنا جميعاً لنتحدث بشأن هذا نعم. |