"ثمّة سبيل" - Translation from Arabic to Turkish

    • yolu var
        
    • bir yolu
        
    • Bir yol var
        
    • yolu vardı
        
    • bir kere daha dank
        
    Bundan kurtulmanı başka bir yolu var. Başka bir yol olmalı. Open Subtitles ثمّة سبيل آخر للخروج من هذا المأزق حتماً ثمّة طريقة
    Bunu sona erdirmenin bir yolu var böylece ben de eve dönebilirim. Open Subtitles ثمّة سبيل بوسعنا إنّهاء هذا بهِ، وعندئذٍ ستتسنّى لي العودة للديار.
    Pekâlâ, o zaman gidilecek tek Bir yol var. Open Subtitles حسنٌ، إذًا، ثمّة سبيل وحيد للخروج.
    Vampir değilsen, Corpus House'a girmenin tek yolu vardı. Bu da kanlarına bağımlı bir Gulyabani olmak idi. Open Subtitles "ثمّة سبيل وحيد لدخول ملهى (كوربس هوس) إن لم تكن (مصّاص دماء) وهو أن تكون مُدمناً لدمائهم"
    Mason sürekli o lanet kaldırılabilir mi diye sorular sorardı ve dün gece de o cadı adam gelince, bir kere daha dank etti. Open Subtitles كان يسألني (مايسون) شتى الأسئلة عنها، إنّ ما كان ثمّة سبيل لكسرها، وحينماظهرالعرّافالشريرذلك..
    Bunu öğrenmenin tek bir yolu var, değil mi amına koyayım? Open Subtitles ثمّة سبيل واحد فحسب لاكتشاف ذلك الأمر، أليس كذلك؟
    Öğrenmenin tek yolu var. Belki de gerçekten barışmak istiyordur. Open Subtitles حسنٌ، ثمّة سبيل وحيد لتبيُّن ذلك، ربّما يحاول بسط يده بالسلام.
    Bir sorunumuz var. Bundan kurtulmanın bir yolu var mı? Open Subtitles لدينا مشكلة، هل ثمّة سبيل للخروج من هذا؟
    Başka yolu var. Open Subtitles ثمّة سبيل آخر، لا بد من سبيل آخر
    Öğrenmenin tek yolu var. Open Subtitles ثمّة سبيل وحيدة للتأكّد
    Öğrenmenin tek yolu var. Open Subtitles ثمّة سبيل واحد لاكتشاف ذلك
    Başka bir yolu olmalı. Bunu düzeltmek zorundayım. Open Subtitles لا بد أن ثمّة سبيل آخر عليّ أن أصحح ذلك الوضع
    Hayır, bir yolu daha var. Hem de başarı ihtimali yüksek. Open Subtitles "كلّا، لا زال ثمّة سبيل آخرٌ، وفيه فرصة طيّبة للنجاح"
    Başka bir yolu olmalı, bir yolu olmalı. Open Subtitles حتمًا ثمّة سبيل آخر، حتمًا ثمّة مخرج.
    Bir yol var aslında. Open Subtitles ثمّة سبيل.
    Bir yol var. Open Subtitles {\pos(192,220)} ثمّة سبيل.
    Sonunda anladım ki kaçmanın tek bir yolu vardı. Open Subtitles "أدركت أخيرًا أن ثمّة سبيل وحيد للفرار"
    Mason sürekli o lanet kaldırılabilir mi diye sorular sorardı ve dün gece de o cadı adam gelince, bir kere daha dank etti. Open Subtitles كان يسألني (مايسون) شتى الأسئلة عنها إنّ ما كان ثمّة سبيل لكسرها وحينماظهرالعرّافالشريرذلك...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more