Yemek yaptım. Eşyalarını yerden topladım. Dört yaşında çocukmuşsun gibi kıyafetlerini seçtim. | Open Subtitles | أقصد أنني قد قمت بالطهي و جمعت أغراضك عن الأرض و رتبت ثيابك و كأنك طفل في الرابعة من عمره |
Eğer öyleysen, kıyafetlerini değiştirmende ısrar ediyorum. Kötü adamları pijamalarla yakalayamazsın. | Open Subtitles | إن كنتِ تعرفينها، فأصر أن تغيري ثيابك لا تستطيعين القبض على الأشرار في ثياب النوم |
Daha üstünü değişmemişsin. Bunun için sana bolca zaman tanıdığımı... | Open Subtitles | ألاحظ أنك لم تبدلى ثيابك للأن أظن أننى تركت لك الكثير من الوقت لذلك |
Biliyor musun, gelecek sefer modası geçmiş birşeyi denediğimde söz veriyorum giysilerini mahvetmeyeceğim. | Open Subtitles | أتعلم, المرة القادمة سأحاول شيئاً عتيقاً أعدك ألا أفسد ثيابك خلال النخب |
Scarlett, üzerini değiştir ve Bayan Melly'lere git. | Open Subtitles | إلى اللقاء يا سام وشكراً لك بدلى ثيابك يا سكارليت وأقضي المساء مع السيدة مللي |
Burda giyin koca adam. Şeylerine bakmam. | Open Subtitles | غير ثيابك أيها الفتى الكبير لن أنظر إليك |
Aslında, seni de Kıyafetlerin ile beraber makineye atıp, bir güzel yıkamak lazım. | Open Subtitles | كل ما نريده الآن هو أن نغير ثيابك و نضعها في الغسالة |
Ve sanırım evinde olduğunu düşündün çünkü bütün kıyafetlerini çıkarmaya başladın. | Open Subtitles | وأظنُكَ اعتقدتَ أنّك في بيتك لأنّك بدأت بخلع ثيابك |
kıyafetlerini plastik poşetlere koyduk ve tozlanmasın diye ağızlarını sıkıca bağlayıp gardıroba kaldırdık. | Open Subtitles | ثيابك موضوعة بعناية في أكياس بلاستيكية كانت تجمع غباراً في الخزانة |
Tıkalı, aşırı çalışan kalbi sağ olsun ama şu andan itibaren kıyafetlerini ben alacağım ve müthiş vücudunu gözler önüne serecek. | Open Subtitles | ،حسناً، فل يبارك إنسداد قلبها المفرط في العمل، لكن من الآن فصاعداً ،أنا سوف أشتري ثيابك .وسوف تظهر جسدك الجذاب |
üstünü giyinip, Şerif Stark'la gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن ترتدي ثيابك وتذهب مع الرئيس ستارك |
üstünü giydireyim ve seni evine bırakayım. | Open Subtitles | قمت بعملي ارتدي ثيابك سأوصلك للبيت و سنتحدث هناك |
Niye yukarı çıkıp, üstünü değiştirmiyorsun tatlım? | Open Subtitles | لماذا لا تذهبين للطابق العلوي وتغيرى ثيابك ، حسنا ، حبيبتى |
Yer yapmak için bazı giysilerini atmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | سنضطر ان نتخلص من بعضا من ثيابك حتى نحصل على الغرفة. |
Bu gece üzerini değişirken yatak odanın perdelerini çekebilir misin? | Open Subtitles | الليلة، حين تغيرين ثيابك هل تمانعين أن تنزلي ستائرك؟ |
Tamam. Çalısma için vaktimiz var. giyin. | Open Subtitles | حسناً، بقيت ساعه على نهاية التدريبات أرتد ثيابك |
- Tamam. - Sonra yatağa yat Kıyafetlerin üzerinde kalsın ama iyice sakla. | Open Subtitles | ثم إذهبي للفراش مرتديه ثيابك و خبئيها بالغطاء |
Adamın biri seni sokaktan alıp ofisine götürüyor, elbiselerini çıkartıyor ve tekliflere boğuyor. | Open Subtitles | رجل يأخذك من الشارع الى مكتبه يجعلك تخلعين ثيابك ويراودك عن نفسك |
Şimdi çamaşırlarını al. Temiz çamaşırlarını değil. Şu anda giydiklerini değil. | Open Subtitles | تأخذ ثيابك غير النظيفة وليس ما ترتديه الآن |
Bu, hani kaybedince Giysilerinizi çıkarttığınız oyun değil mi? | Open Subtitles | هل تلك اللعبة التي تخلع فيها ثيابك عندما تخسر ؟ |
Yıkancağı zaman sadece çamaşır sepetine koy. | Open Subtitles | أنا سعيدة لغسل ثيابك فقط ضعها فى داخل السلّة الكبيرة |
- Evet ve sonra giysilerin kesilecek. | Open Subtitles | بزبدة الفول السوداني؟ نعم, ثم سوف يمزق ثيابك. |
Birisine yemeğini pişirsin çamaşırını bulaşığını yıkasın diye para vermek, bu mu oğulluk? | Open Subtitles | عندما تدفع لأحدهم ليعد وجباتك ويغسل ثيابك وينظف أطباقك هل تسمي هذه عائلة ؟ |
Elbiselerin yırtıldığına göre, benim kürklerden birini giy, Barbarella. | Open Subtitles | طالما أن ثيابك قد تمزقت أستعينى بفرائى يا بارباريللا |
Dönmeye başlamadan önce Üstünüzü değiştirseniz iyi olur. | Open Subtitles | من ألآفضل أن تبدلى ثيابك قبل أن نستأنف السير. |
Sanki seni çıplak görmedim. Çıkar elbiseni. | Open Subtitles | وكأنّني لم أراكِ عاريةً من قبل إخلعي ثيابك |