"جئتَ إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • geldin
        
    • Buraya
        
    • geldiniz
        
    Yoksa Buraya sadece lavabo şakanı yapmak için mi geldin? Open Subtitles أم أنك جئتَ إلى هنا فقط لتلقيَ علي نكتة بالوعتك؟
    Varlıklarını bile unuttum. Buraya bir harita satın almak için geldin. Open Subtitles بل إنّي نسيتُ أنّها موجودة، جئتَ إلى هنا لشراء خريطة
    Bu yüzden de eline onu alıp Buraya geldin. Open Subtitles ولهذا السبب جئتَ إلى هُنا. حاملاً ذلك بيدك.
    Acil servise tam zamanında geldiniz, ben de yemeğe çıkmayacağınızı düşündüm. Open Subtitles لقد جئتَ إلى غرفة الطواريء في الموعد لذا إعتقدت أنك لم تخرج لتأكل
    Başım derde girdiğinde gerçekten geldin... Open Subtitles أنت حقا جئتَ إلى هنا بينما أنا في مأزق
    Bana acil bir durum var diye mesaj attın ve ben de sana adresimi mesaj attım, ve sonra sen de Buraya geldin. Open Subtitles -لقد أرسلتَ إليّ رسالة تقول أنها حالة طارئة ثم أرسلتُ لك عنواني وبعدها جئتَ إلى هنا
    - Ne olduğunu biliyorsun. Hastane yerine Buraya geldin. Open Subtitles تعرف ماذا جئتَ إلى هنا، لا إلى المستشفى
    Varolmayan Ülke'ye bir korsan gemisiyle ve bir portaldan geçerek geldin. Sihirli hindistan cevizi mi garip geldi? Open Subtitles جئتَ إلى "نفرلاند" على متن سفينة قراصنة عبرَ بوّابة و تستغرب مِنْ جوزة هند سحريّة؟
    - Ufaklık sen niye geldin? Open Subtitles أيها الشقيّ، كيف جئتَ إلى هنا؟
    - O gece bizim eve geldin değil mi? Open Subtitles في تلكَ الليلة.. جئتَ إلى منزلي، صحيح؟
    Buraya beni öldürmeye geldin, iblis olduğumu söylüyorsun değil mi? Open Subtitles جئتَ إلى هُنا لتقتُلني ولقد دعوتني بالشيطان، أليسَ هذا...
    Buraya nasıl geldin? Open Subtitles كيف جئتَ إلى هنا ؟
    Beni incitmeye mi geldin? Open Subtitles هل جئتَ إلى هنا لتجرحني؟
    Buraya mahsustan mı geldin. Open Subtitles لقد جئتَ إلى هنا متعمداً
    Brakebills'e sadece acını hafifletmek için geldin. Open Subtitles ((جئتَ إلى ((بريك بيلز فقط لتخفيف معاناتكَ
    Bak, Buraya onu unutmak için geldiğini biliyorum o yüzden inkar etme. Open Subtitles اسمع، أعلم أنّكَ جئتَ إلى هنا لتنساها، لذا لا تحاول أن تقول لي العكس.
    Sayın Başkan, Oval Ofis'e barış vaadiyle geldiniz ama Beyaz Saray'a gelişinizin hemen ardından. Amerika'nın Vietnam'a müdahalesi arttı ve savaşın uzaması vahim sonuçlarını da birlikte getirdi. Open Subtitles ،سيادة الرئيس .جئتَ إلى مكتب الرئاسة راجيًا السّلم لكن ما إن دخلتَ إلى البيت الأبيض حتى تورطت الولايات المتحدة في الفيتنام بعمق والحربُ إمتدت
    - Aferin, hızlı geldiniz. Open Subtitles أحسنت، جئتَ إلى هنا بسرعة -هل من أثر لهم بعد؟
    Tüm bu yolu fahişeler için mi geldiniz Masaharu Kitaoji? Open Subtitles جئتَ إلى هنا من أجل المومسات... كاسَهارو كيتاوجي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more