"جئت هنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • geldim
        
    • geldin
        
    • gelmiştim
        
    • buradasın
        
    • buradayım
        
    • Buraya geldiğimden
        
    • buraya gelip
        
    • geldiniz
        
    • geldiğini
        
    • Ben buraya
        
    • Buraya geldiğim
        
    Dün akşam buraya geldim ve binanın altına bomba yerleştirdim. Open Subtitles جئت هنا ليلة أمس و و وضعت قنبلة تحت المنبر
    Hey, buraya zehirlenmeye, şok verilmeye, sondalanmaya geldim; rezil edilmeye değil. Open Subtitles جئت هنا ليتم تخديري ، وكهربتي وفحصي بالمنظار ، لا لأهان
    Buraya önceliklerimi değiştirmek için geldim ama ilk fırsatta vazgeçiyorum. Open Subtitles جئت هنا مقسما لتغيير أولوياتي وفي الفرصة الأولى أترك ذلك
    Yardım istemeye mi yoksa ne kadar iyi olduğunu duymaya mı geldin? Open Subtitles هل جئت هنا لأساعدك أو جئتي لأقول لك كم هي القصة جيدة؟
    Evet. Ben Ed Wood. Christine Jorgensen filminin yönetimi için gelmiştim. Open Subtitles أجل، أنا إد وود، جئت هنا بشأن إخراج فيلم كريستين جورغينسن
    Neden buradasın Lex? Open Subtitles لماذا جئت هنا يا ليكس؟
    Bu çok saçma. Üzgünüm. Bir sebepten dolayı geldim buraya. Open Subtitles أنا جئت هنا لسبب حسنا انظري أنا أحبكي يا ليندساي
    Bu çok saçma. Üzgünüm. Bir sebepten dolayı geldim buraya. Open Subtitles أنا جئت هنا لسبب حسنا انظري أنا أحبكي يا ليندساي
    Beni sevmedin beni öpmedin, buraya hikaye dinlemek için geldim. Open Subtitles أنت لم تقبّلني، أنت لم تلمسنى جئت هنا لسمع قصصك؟
    Buraya hemen hemen hiç tanımadığım birinin peşinden geldim ve onu bulamadım. Open Subtitles جئت هنا لمفاجئة رجل بالكاد أعرفه ولا أستطيع إيجاده لكن ماذا إذن؟
    Karan'la bütün bağlarımı koparıdım ve senin için buraya geldim. Open Subtitles لقد أنهيت كل العلاقات مع كاران و جئت هنا لأجلك
    Buraya ondan özür dilemek ve geri kazanmaya çalışmak için geldim. Open Subtitles لذلك جئت هنا للعثور عليها ، الاعتذار، في محاولة والفوز ظهرها.
    Buraya on kez falan geldim ama senin olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles جئت هنا عشر مرات، لم أعرف قط أنه ملكُ لك
    Buraya bağışıkların öğretilerini yaymak için basit bir kılavuz olarak geldim. Open Subtitles لقد جئت هنا كما رسول المتواضع الخاص بك، نشر إنجيل المحصنين.
    Biliyorum sen onun arkadaşısın ve onun hatırına buraya geldin ama sana yardım edemem. Open Subtitles أعرف أنك صديقه و جئت هنا لأجله ليس بيدى شئ
    Bir şey söylemeye mi, zaman öldürmeye mi geldin? Open Subtitles هل جئت هنا لتخبرني بذلك؟ أو لتضييع الوقت؟
    Dün gece yine aylak aylak dolaşıp, sonra da buraya uyumaya mı geldin? Open Subtitles هل كنت تتسكع ثانية ليلة أمس و جئت هنا للنوم؟
    Gözlemeler bir yana, buraya gerçekten oğlum hakkında konuşmaya gelmiştim. Open Subtitles بغض النظر عن الفطائر جئت هنا حقاً للتحدث عن ابني
    Bu güzel. Pekala, bir şekilde buradasın. Open Subtitles لقد جئت هنا بطريقة ما، صحيح؟
    Dün gece, ölmüş oğluma alçakça iftira atılan bir video yayınlandığı için buradayım. Open Subtitles جئت هنا لأن فيديو طُرح البارحة والذي قذف بشراسة ابني المتوفي
    Buraya geldiğimden beri beni bir kere bile dinlemediniz. Open Subtitles منذ ان جئت هنا لم تستمعوا لي ولو لمرة واحدة
    Sen, katliamdan hemen sonra buraya gelip krallığın uyumunu altüst edebileceğini mi sanıyorsun? Open Subtitles لقد جئت هنا, ممتنعاً عن قتل بعض السُمر الفارين وتظن بأنك قادر على إفساد تناغم مملكتنا؟
    Buraya bu resmi görmek için geldiniz, değil mi? Open Subtitles جئت هنا بشكل محدّد للرؤية هذه الصورة، أليس كذلك؟
    O senin tapınağa kargaşa çıkartmaya geldiğini söyledi. Open Subtitles لقد قال انك جئت هنا لاثارة الفوضى فى المعبد
    Ben buraya telefonları tamir etmek için geldim. Open Subtitles نحن هنا من سنين وسنين لقد جئت هنا لأُصلح الهاتف
    Buraya geldiğim günden beri bana daima iyi davrandın. Open Subtitles لقد كنت دوماً كريماً معى منذ أن جئت هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more