Bir casus olarak eğitildim kimseye işimi söylememek konusunda uyarıldım. | Open Subtitles | دربونى لاصبح جاسوسه وحذرونى من أخبار احد بما افعل |
Bir casus olarak eğitildim kimseye işimi söylememek konusunda uyarıldım. | Open Subtitles | دربونى لاصبح جاسوسه وحذرونى من أخبار احد بما افعل |
Bizimkiler babasının kim olduğunu öğrendiğinde peygamber bile kızın casus olmadığı konusunda insanları ikna edemezdi. | Open Subtitles | لم يكن النبي حتى ليقنعهم أنها ليست جاسوسه |
Torunuma bakıcılık yapmayı seviyorum ama ben ajan olarak eğitildim. | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أنى أحب أن أجالس حفيدتى ولكنى جاسوسه مدربه |
"İngiliz ajan güzel Rus casusunu öldürdü ve intihar etti." | Open Subtitles | عميل بريطانى يقتل جاسوسه روسيه ثم يقوم بالإنتحار |
Evet. Hem teknedeki casusunun kim olduğunu da söylemiyor. | Open Subtitles | نعم وحتى انه لايريد إخبارنا من هو جاسوسه على القارب |
Beni casusu olmam için tuttu. Rekabeti idare etmem için. | Open Subtitles | إستأجرني لكي أكون "جاسوسه. " إستمرّ بالمراقبة على المنافسة. |
Olsa da olmasa da planın işe yarasaydı ve köstebek olduğu ortaya çıksaydı kendi adamları onu kurtaracaktı. | Open Subtitles | حسنا.سواء كانت أو ليست, لو كانت نجحت خطتك, لو كانت ظهرت انها جاسوسه, كانت ستحمى من جانب اتباعها, |
Onlarca yıllık planlamadan sonra Hamas'a köstebeğini sokmuştu. | Open Subtitles | بعد عقود من التخطيط, أدخل جاسوسه في "حماس" |
Buna rağmen, acaba bir casus olabilir miyim diye merak etmeye başladım. | Open Subtitles | ولكنى وجدت نفسى أتمنى بأن أصبح جاسوسه |
Yani Victor onun casus olduğunu öğrendi. | Open Subtitles | هذا يعني فيكتور يعلم انها جاسوسه |
Ben casus ya da kahraman değilim. | Open Subtitles | أنا لستُ جاسوسه أَو بطلة مقاومةِ. |
Başarılı bir şekilde Londra'da temas etmiş - O bir casus değil - | Open Subtitles | -لقد نجحت بالإتصال بلندن -إنها ليست جاسوسه |
Asla casus olmak istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد أبدًا أن أكون جاسوسه. |
Benim bir casus falan olduğumu mu sanıyor? | Open Subtitles | هل يعتقد أننى جاسوسه أو شئ ما؟ |
Ve ajan olmak bir yeri evin bellemeni zorlaştırıyor. | Open Subtitles | وكونك جاسوسه فهذا لا يجعلك تسكنين موطن محدد ، وأنا أتفهم الأمر |
Kötü bir anne olabilir ama harika bir ajan, değil mi? | Open Subtitles | حسنا ، ربما هي أم سيئه ولكنها جاسوسه بارعه ، أليس كذلك؟ |
Öyle ama annemin ajan olduğunu öğrendim ve Chuck bir şey söyledi. | Open Subtitles | أنا أعلم ، ولكن أنا وجدت أن أمي جاسوسه 208 00: 08: 18،100 |
Evet. Hem teknedeki casusunun kim olduğunu da söylemiyor. | Open Subtitles | نعم، ويرفض إطلاعنا عمّن يكون جاسوسه بالقارب |
Teknedeki casusunun kim olduğunu söylemeyecek, James. | Open Subtitles | لن يخبرك بمن يكون جاسوسه على قاربهم يا (جيمس) |
Peki nesin sen? Onun küçük casusu mu, ha? | Open Subtitles | من انت , جاسوسه الصغير |
Diyelim ki köstebek oydu. | Open Subtitles | -لا تقل انها كانت جاسوسه. |
Kibar bir şekilde Tycho'daki casusunu ödünç alıp alamayacağımı sordum. | Open Subtitles | " لقد طلبت بأدب إستعارة جاسوسه في محطة " تايكو |
Eğer köstebeğini koruyacaksa 30.000 pound Karla için çok bir miktar değil. | Open Subtitles | ثلاثون ألف جنيه ليست كثيرة علي (كارلا) كي يدفعها لحماية جاسوسه |