"جالبة" - Translation from Arabic to Turkish

    • getiren
        
    • getiriyorsun
        
    • şanslı
        
    • uğursuz
        
    • tılsımı
        
    • Başbelâsı
        
    • maskot
        
    • muskası
        
    • maskotları
        
    Dünya çevresinde, birçok çayır bölgesi aşırı mevsimsel değişiklik gösterebilir, yeni fırsatlar getiren, ya da tam aksine gizli tehlikeler getiren değişimler. Open Subtitles حولالعالم، العديد مِن الاراضي العُشبية تخضع لهكذاتغيُّراتفصليةشديدة، جالبة ً فُرصا ً جديدة
    Ve şans getiren takımını da giy. Open Subtitles و أرتدي واحدة من بدلاتك جالبة الحظ
    - Olmaz tatlım, hiçbir yere gitmiyorsun. Bana şans getiriyorsun. Open Subtitles لا عزيزتي , لن تذهبي لأي مكان انتِ جالبة الحظ لي
    Onlar çok nadir bulunuyor ve şanslı param gibi bir şey. Open Subtitles لكن هـــذه القطع نــادرة جدا و القطعة التي عندي جالبة للحــظ
    uğursuz benim kıçım olur seni yaratıcılıktan uzak ahmak! Open Subtitles جالبة النحس مؤخرتي، أيتها اللعينه المغفلة اللاأخلاقية!
    Bir şans tılsımı, sakın kaybetme. Open Subtitles إنها تعويذة جالبة للحظ، لذا لا تفقديها
    Selam Küçük Başbelâsı. Open Subtitles مرحباً يا جالبة المشاكل
    Lanet bir maskot gibi koşturup duruyorum, ve burası benim ana bölgem. Open Subtitles أجوب الأنحاء كتعويذةٍ جالبة للحظ وهذه الولاية هي موطني
    Şans muskası her şeyi halleder mi ona sahip olursam? Open Subtitles تعويذة جالبة للحظ ربما سيكون كل شئ جيد بالنسبة لي لو حصلت عليها
    Reklam maskotları şehri yakıp yıkarken şehirde panik havası hüküm sürüyor. Open Subtitles الهلع سيطر على سبرنقفيلد كعملاق يهيج الإعلانات جالبة الحظ خلال المدينة
    Burası güçlü okyanus ve gel-git akıntılarının oluşturduğu labirentleri ve büyük olay için gerekli hayatî etkenleri bir araya getiren coğrafî koşullara sahip. Open Subtitles هذا المزيج يخلق متاهة تتدفّق عبرها التيارات القوية للمحيط والتيارات المدية جالبة المكوّنات الأوليّة الحيوية المطلوبة للازدهار
    Ben de şans getiren mavi inek gördüm. Open Subtitles لقد حلمت ببقرة زرقاء جالبة للحظ
    Şans getiren kravatlarım var da. Open Subtitles كنتُ أملك تلك الربطات جالبة الحظّ.
    Bizim ilişkimiz de böyleydi. Felicity, aydınlığı getiren hep sendin. Open Subtitles هذه سنّة حالنا دومًا، أنت يا (فليستي) جالبة الضيّ.
    Bana sans getiriyorsun. Open Subtitles لا عزيزتي , لن تذهبي لأي مكان انتِ جالبة الحظ لي
    Sen iyi şans getiriyorsun. Ne var biliyor musun? Open Subtitles إنكِ جالبة للحظ, أتعلمين ذلك؟
    Küçük parmağında bir yüzüğü boynundaki zincirde taşıdığı 100.000 dolarlık şanslı poker fişi vardı. Open Subtitles لقد ارتدى خاتماً حول خنصره و ارتدى فيشة جالبة للحظ تساوي مئة ألف دولار معلقة بسلسلة حول رقبته هذا كل شيء
    Neyse ki "son görev" mottosu uğursuz çıkmadı ha? Open Subtitles تبدو فكرة رائعة. إتضح أن قول "آخر مهمة" ليس جالبة للنحس, اليس كذلك؟
    İyi şans tılsımı, değil mi? Open Subtitles اوه, جالبة الحظ الجميلة ، هه؟
    Selam Küçük Başbelâsı. Open Subtitles -مرحباً يا جالبة المشاكل الصغيرة !

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more