gardiyanla tartışma başlatmanı istiyorum, kendine vurdurt. | Open Subtitles | أريدك أن تفتعل جدالاً مع الحارس. اجعله يضربك، |
Böylece Lintons' a geri döndüm ve kızı buldum. Büyük tartışma çıktı. İşlemi hatırlamadı bile. | Open Subtitles | فرجعت إلى مطعم لينتن وأجد تلك الفتاة، ونخوض جدالاً واسعاً. |
Bu konuda büyük bir tartışma yapmak istemiyorum, sadece senin için doğru yer değil... | Open Subtitles | لا أريد جدالاً كبيراً في هذا إنها فقط ليست صالحه من أجلك |
Bayım, eğer tartışmak istiyorsanız, bunu dışarıda yapın. | Open Subtitles | إذا كنت تريد جدالاً فالتفعل هذا بالخارج. |
Bugün olan bilim insanları arasında yerinde bir tartışmaydı. | Open Subtitles | لقد كان جدالاً طبيعياً بين عالمين اثنين |
kavga başlatabileceğine emin misin? | Open Subtitles | أمتأكّدة بأنّكِ ستفتعلين جدالاً بينكما؟ |
Zorbalığa tahammül etmiyorsun ve eğer doğru olduğunu biliyorsan asla bir tartışmayı kazanmama izin vermiyorsun. | Open Subtitles | وترفضين المضايقة من قبل أي أحد ولن تسمحي لي بأن أربح جدالاً لو كنتِ تعلمين بأنك محقّة |
Yaptığınız, konuyla ilgisiz bir tedavi ayrıntısı üzerine hiç yoktan tartışma çıkarmaktı çünkü bir arada olmaya katlanamıyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتِ كنتِ تخلقين جدالاً مزيفاً حول قضية معالجة لا صلة لها لأنّكما لا تطيقان التواجد معاً |
Önemli olan nokta bu deneyleri yapıp sonuçlarını yayımlayarak Buffon'un bir tartışma başlatmış olmasıdır. | Open Subtitles | النقطة المهمة هنا,هي أنه بإجراء هذه التجربة وبنشر نتائجه,أشعل بوفون جدالاً |
Ama güven, kazanıp kaybedebileceğimiz bir tartışma değil. | Open Subtitles | لكنّ الثقة ليست جدالاً يمكننا ربحه أو خسارته |
Bir tartışma oluyor ve tahminim moda ile ilgili değil. | Open Subtitles | اسمع جدالاً مزرياً بالداخل، وليس متعلقاً، بتصميم الأزياء، هذهِ إشارة الإنطلاق إليّ. |
Çünkü şu anda bir tartışma içerisindeyim. | Open Subtitles | ولهذا السبب قد ترغب في إعادة الهاتف إليّ، لأنّي أخوض جدالاً معها. |
Bir tartışma yaşandı ve kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | كان هناك جدالاً واصابته أزمة قلبية |
Her şey senin için tartışma konusu olmak zorunda mı? | Open Subtitles | هل كل شيء لعين يجب أن يكون جدالاً معك؟ |
Sanırım içeride bir tartışma sesi duyuyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنّي أسمع جدالاً يجري في الداخل. |
- Ignacio. - Bu tartışma konusu olamaz. | Open Subtitles | أغناسيو لا يمكن أن يكون هذا جدالاً |
tartışma bitmiştir. | Open Subtitles | لن أدخل معك في جدالاً |
Benimle tartışmak yerine neden mutfağa gidip arkadaşıma bir... | Open Subtitles | حسناً, يكفي جدالاً معي لماذا لا تذهب إلى ...المطبخ وتحضر لها |
Bu bir tartışmaydı. | Open Subtitles | ذلك كان جدالاً |
Bu tartışma değil ki, kavga. | Open Subtitles | ليس هذا جدالاً بل شجار |
Lisa'ya karşı tartışmayı kazanmaya çalışma. | Open Subtitles | لا تحاول أن تكسب جدالاً مع (ليزا) |
Burada ölüm olaylarındaki bu artışın hafif silahlardaki çoğalmaya yönelik bir tepki mi, yoksa aksi bir durum mu olduğu konusunda döngüsel bir tartışmaya neden olabiliriz. | TED | الآن، يمكننا أن نخوض جدالاً لا ينتهي حول ما إذا كانت زيادة النكبات هذه هي رد فعل على زيادة تداول الأسلحة الصغيرة، أو العكس. |