"جداً لدرجة" - Translation from Arabic to Turkish

    • o kadar
        
    • kadar çok
        
    • edecek kadar
        
    • öylesine
        
    Hastalık ülkeden ülkeye o kadar hızlı yayılır ki ne olduğunu anlamazsınız bile. TED وينتشر المرض من بلد لبلد سريعاً جداً لدرجة أنك لا تعرف ماذا يحدث.
    Kafamı o kadar sert vurdum ki, gerçekten çizgi kuşlar gördüm. Open Subtitles لقد ضربت رأسي بقوة جداً لدرجة أنني رأيت عصافير رسوم متحركة
    Bu şey o kadar gelişmiş ki, bununla çorba bile yapabilirim. Open Subtitles هذا الشيء متطور جداً لدرجة أنه يمكن أن أعد الشوربة بواسطته.
    Bulunana kadar o kadar çok sürüklenmiş ki kafası günlerce kayalara çarpmış. Open Subtitles يقولون أن الدوران الحالي قوي جداً لدرجة أن رأسه تحطمت في الصخور لأيام قبل أن يخرج
    o kadar çok çırpınmış ki... o kaymağı tereyağı haline getirmiş... ve yüzeye çıkıp kurtulmuş. Open Subtitles جاهد بقوة جداً لدرجة أنه في النهاية حول الكريم إلى الزبدة و زحف للخارج
    Kurallara bağlılığın, Arayıcı'yı teslim almakla tehdit edecek kadar büyük mü? Open Subtitles هل ولائك شديد جداً لدرجة التهديد بإجبار الباحث علي الاعتراف؟
    Kanaatimce cinayete saplantısı öylesine güçlü ki, söz verdiği şekilde davranmak zorunda. Open Subtitles برأيي أن هوس القاتل قوي جداً لدرجة أنه سيحقق ما وعد به
    Hafızası o kadar kötü ki, bir hafıza problemi olduğunu bile hatırlamıyor, bu inanılmaz. TED كانت ذاكرته سيئة جداً لدرجة أنه لم يتذكر أن لديه مشكلة في الذاكرة وهو أمر مدهش
    o kadar yoğundur ki, içine dahi girilemez. TED إنها كثيفة جداً لدرجة لا يمكن العبور من خلالها
    bir bilgisayar. o kadar büyüktü ki, sanki sahip olduğumuz tek odanın da yarısını kaplayacak gibiydi ve bağlanması gereken bir sürü parçası ve kablosu vardı. TED كان كبيراً جداً لدرجة بدا معها أنه سيحتل نصف الغرفة الواحدة التي كنا نمتلك و كان معه الكثير من القطع و الأسلاك التي يجب أن تُوصل
    İşler o kadar kötüye gitti ki, bir çok şekilde saklanmak zorunda kaldım. TED ساءت الأمور جداً لدرجة أنني أُضطررت لإخفاء نفسي
    çok güce gereksinimi var. Ve o kadar akıllı ki, tümleşik bir enerji verimlilik planına sahip. TED ليبقي على هذه القوة. وذكي جداً لدرجة أنه يمتلك خطة كفاءة طاقة خاصة به.
    Günümüzde bilgisayarlar o kadar müthiş ki, aslında ne kadar korkunç olduklarını fark etmiyoruz. TED حواسيب اليوم مذهلة جداً لدرجة أننا نفشل في ملاحظة كم هي سيئة.
    o kadar küçükler ki, eğer bu kumanda bir nanomateryal olsaydı, insan saçı bu odanın boyutunda olurdu. TED إنها صغيرة جداً لدرجة أنه لو كانت أداة التحكم هذه جزيئاً متناهي الصغر، فستكون الشعرة البشرية بحجم هذه الغرفة.
    Bir süre yıkayamayacağım kadar çok acıdığını biliyor sanırım. Open Subtitles أعتقد أنه يعلم أنها تؤلم جداً لدرجة أنني لن أتمكن من غسلها لفترة
    Rüyamda o kadar çok zengin oluyordun ki, bizi bırakıp yeni bir aile alıyordun. Open Subtitles حلمت أنك ستصبح غنياً جداً لدرجة أنك ستتركنا و تحصل على عائلة جديدة
    o kadar çok güldük ki annem arabayı kenara çekmek zorunda kaldı. Open Subtitles و ضحكنا جداً لدرجة أن أمي حاولت إيقاف السيارة
    Yaşlandığın zaman seni terk edecek kadar sığ olduğumu mu düşünüyorsun? Open Subtitles اتعتقد إني ضحلة جداً لدرجة ان اتركك عن تشيخ ؟
    Sen neden evi terk edecek kadar kızıyorsun? Open Subtitles لماذا أنتِ غاضبة جداً لدرجة . أنكِ تُريدى ترك المنزل
    Buna, eşiğini herkesi kabul edecek kadar düşürmek deniyor. Open Subtitles ذلك يُدعى أن تخفضي معياركِ جداً لدرجة أنّكِ تقبلين أيّ أحد
    Ama bu öylesine yaygın, öylesine gözle görünmez ki çok uzun bir süre boyunca insanlığın evriminden bahsederken onu da hesaba katmayı unuttuk. TED وهي تكنولوجيا متفشية جداً وخفية جداً لدرجة اننا ولمدة طويلة من الزمن نسينا أن نأخذها بعين الاعتبار عندما نتحدث .. عن التطور البشري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more